GÜNDEM
İslam İle ‘Yüksel’en Şehit / video
35 yıl oldu… 35 koca yıl… İstanbul’da Fatih Camii’nde bir Cuma çıkışı şehit edileli Metin Yüksel… Yüreği yangın yeri, yüreği Allah için, İslam için, Milli Görüş için çarpan bir yağız delikanlı. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta, Fatih Camii’nde Allah-u Ekber diyerek teslim etti ruhunu Rabbine…
Yıl 1958, tarih 17 Temmuz, yer Bitlis… İslam Âlimi Sadrettin Yüksel’in kendi gibi ileride bir dava adamı olacak olan bir evladı dünyaya geliyor. Adı Metin Yüksel… Hayatını İslam’a adayan ve hayatını bu uğurda feda eden bir dava adamı, bir yiğit şehit.
İlk Dinî Eğitimi Babasından Aldı
17 Temmuz 1958’de Bitlis’e bağlı Kolongo’da doğdu Metin Yüksel, İslâm âlimi Sadrettin Yüksel’in oğlu olan Şehit Yüksel, dokuz yaşında ailesiyle İstanbul’un Fatih İlçesi’ne yerleşti. Metin Yüksel, Hüsam bey Mahallesi’ndeki Akşemseddin İlkokulu’nda ilköğrenimini tamamladı. Daha sonra Sinanağa Mahallesi’ndeki Gelen Bevi Ortaokulu’na kaydoldu. Bu arada babasından Kur’an-ı Kerim ve temel İslâmi bilgilerle alakalı dersler alır. Yüksel, ortaokul 2. sınıfa geldiğinde ortaokula devam etmek istemez ve okulunu bırakır. Ortaokulu bıraktıktan sonra o dönem İslâmi camiada aktif olan teşkilatların çalışmalarına katılmaya başlar. Bir dönem MTTB’nin içinde bulunur. 1976 yılına gelindiğinde MTTB’deki çalışmalar Metin Yüksel’i tatmin etmez.
En Aktif Akıncılar Teşkilatı Üyesiydi
O yıllarda yeni kurulmaya başlanan Akıncılar Teşkilatı’nın şube açma iznini alır ve bazı arkadaşlarıyla birlikte Fatih Akıncılar Teşkilatı’nı kurarlar. Fatih Akıncılar Teşkilatı kısa bir zamanda Türkiye’nin en aktif Akıncılar teşkilatı haline gelir. Metin ve arkadaşları bir taraftan siyasal çalışmalar yaparken, diğer taraftan da birtakım sosyal faaliyetlerle uğraşırlar. Salı ve Perşembe günleri çevredeki yoksul ailelerin hasta çocuklarının muayene edilmeleri için Akıncılar teşkilatına doktorlar getirilir. Doktorların tavsiye ettiği ilaçlar çevredeki eczanelerden yardım olarak tedarik edilir ve bölgenin fakir insanlarına dağıtılır.
Ölmek Var, Dönmek Yok
Fatih Akıncıları kısa bir zamanda yaptıkları sosyal çalışmalarla bölge halkının sevgisini kazanır. Fatih Akıncıları’nın bölgedeki etkinliklerinden rahatsız olan birtakım sol gruplar Darüşşafaka Lisesi ve Fatih İmam Hatip Lisesi’ndeki Akıncı öğrencileri rahatsız etmeye başlarlar. Metin Yüksel ve arkadaşları bu rahatsızlıkları engellemek için, rahatsız edilen öğrencileri korumaya alırlar. 26 Ekim 1977 günü Darüşşafaka Lisesi’nin önünde Metin Yüksel ve 3 arkadaşı 8 komünistin silahlı saldırısına uğrar. Metin Yüksel ikisi midesine, biri de dizine olmak üzere 3 kurşun yarası alır. Hemen Vakıf Gureba Hastanesi’ne kaldırılıp tedavisi yapılır. Metin Yüksel artık; davası uğruna yaralanmış bir gençtir. Bu olay Metin Yüksel’in çalışmalarının daha da artmasına neden olur.
Her Faaliyette, Yüksel Hep Önde
Fatih’teki çalışmalarını ülke geneline yayarak, Anadolu’daki Akıncılarla tecrübe ve bilgilerini paylaşır. Artık seminerler, mitingler, gösteriler Metin Yüksel’in bütün hayatını kapsar. Metin ve arkadaşları o dönem İslâmî kesimin etkin yayın organları olan Gölge, Akıncılar, Akıncı Güç, Sebil gibi dergilerin halka ulaşması için büyük çaba sarf ederler. Metin Yüksel yapılan her çalışmada hep en öndedir. Kendinden yaşça büyük pek çok Akıncı yapılan çalışmalarda Metin Yüksel’e tabi olurlar. Artık Metin Yüksel, Fatih’in efsane delikanlısıdır. Fatih denince dostlarının ve düşmanlarının aklına Metin Yüksel ismi gelir. Onun yiğitliği, fedakârlığı, davasına olan bağlılığı dilden dile dolaşır.
Cami Avlusunda Saldırı
Metin’in bu çalışmaları o dönem Fatih’te etkin olmak isteyen kavmiyetçileri rahatsız eder. Metin Yüksel birkaç defa kıstırılarak tehdit edilir. Metin bu tehditlere aldırmadan İslâmî çalışmalarını sürdürür. Metin’in çalışmalarını engelleyemeyen kavmiyetçiler, artık onu ortadan kaldırmaya karar verirler. Çünkü Metin, onların Fatih’e hâkim olmalarının önündeki en önemli engeldir. 23 Şubat 1979 tarihinde Cuma namazı çıkışı Metin Yüksel Fatih Camii’nin avlusunda kavmiyetçilerin silahlı saldırısına uğradı. Vücuduna aldığı üç kurşun yarasıyla Allah-u Ekber diyerek yere yığılan Metin Yüksel, oracıkta canını Rahman’a teslim etti.