DİYANET
'İl Müftüleri Toplantısı' sonuç bildirgesiyle sona erdi
Ankara Bilkent Otel’de üç gün süren İl Müftüleri Toplantısı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez tarafından okunan sonuç bildirgesiyle sona erdi.
22 Ocak 2014, Çarşamba
81 il müftüsünün ve Diyanet İşleri Başkanlığının üst yönetiminin katıldığı son oturumda kamuoyu ile paylaşılan sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi.
"Başkanlığımız, öz eleştiri yapmanın gerekliliğine inanmaktadır..."
Ülkemizin dört bir tarafında Din-i Mübin-i İslam'ın yüksek hedefleri için gayret gösteren başta müftülerimiz olmak üzere Başkanlığımızın bütün mensupları, görev ve sorumluluklarını müdrik olarak halkımıza hizmet götürmekte, onların ihtiyaç duydukları hususlarda dini ve manevi rehberlik yapmakta, birlik ve beraberliğimizin güçlendirilmesinde azami çaba sarf etmektedir. Ancak Başkanlığımız, olabilecek hizmet kusurlarını yerinde ve zamanında tespit ederek gerekli tedbirleri alma konusunda bir öz eleştiri yapmanın gerekliliğine inanmaktadır.
"Suriye'de yaşanan dram, ülkemizde her hanede derinden hissedilecek bir boyuta ulaşmıştır..."
Başta Suriye olmak üzere Ruanda, Orta Afrika, Myanmar gibi üzere dünyanın pek çok yerinde yaşanan Müslümanlara yönelik hak ihlalleri her vicdan sahibini derinden sarsmaktadır. Suriye'de yaşanan dram, ülkemizde her hanede derinden hissedilecek bir boyuta ulaşmıştır. Vahşet ve trajedinin boyutları ne yazık ki geç de olsa basına yansıyan fotoğraflarla dünya kamuoyuna mal olmuştur. Ülkemize sığınan Suriyeli mağdurların ihtiyaçlarını karşılamak, insani ve dini sorumluluğumuzun, milli hasletlerimizin bir icabı olarak elimizdeki tüm imkanları seferber etmek ve hayatta kalma çabalarına kayıtsız kalmayarak onlara el uzatmak, hem ahlaki hem de vicdani sorumluluğumuzun gereğidir. Mamafih Başkanlığımız büyük çoğunluğu kamplar dışında yaşayan mazlum ve mağdur kardeşlerimize hem maddi hem de manevi desteğini düzenli bir şekilde sürdürmektedir. Özellikle masum yavruların din eğitimi konusunda ihtiyaçlarını karşılamak için özel projeler geliştirmektedir.
"İslamofobi'den kurtuluşun yegane reçetesi İslam'ın evrensel rahmet mesajlarında mündemiçtir..."
Modern dünya maalesef sözde İslam korkusunu ve İslam düşmanlığını körükleyen küresel bir hastalık (İslamofobi) üretmiştir. Her türlü olumsuzluğa rağmen Müslümanları ve insanoğlunu içine sürüklendiği bu girdaptan kurtaracak yegane reçete, İslam'ın evrensel rahmet mesajlarında mündemiçtir.
"Başkanlığımızın dini ve ilmi özerkliğini teminat altına alacak düzenlemeler ertelenmemelidir..."
Yeni gelişmeler ve küresel ölçekte artan sorumluluklar dikkate alındığında Başkanlığın bu duruma uygun gelişim ve dönüşümünü zorunlu kılmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığının dini ve ilmi özerkliğini teminat altına alacak ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurum statüsüne kavuşturacak gerekli düzenlemeler daha fazla ertelenmemelidir.
"Vakıf değerlerimizin Diyanet'le ilişkisi yeniden kurulmalıdır..."
Tarihsel varlığımızdan gelen ve bize miras olarak bırakılan özellikle din hizmetleri ve din eğitimi kapsamında olan vakıf değerlerimizin Diyanet'le ilişkisi yeniden kurulmalıdır.
"Farklı talepleri olan dini anlayış ve yaklaşımlara hukuk çerçevesinde hizmet yapabilme imkanı sağlanmalıdır..."
İslam içi tüm anlayış ve yorumlar, mezhepler üstü yaklaşımı kurumsallaşmış olan Diyanet İşleri Başkanlığının çatısı altında hizmet alabilme ve üretebilme imkanına sahiptir ve bu alanların genişletilmesi için her düzeyde çaba gösterilmelidir. Farklı taleplerde bulunan dini anlayış ve yaklaşımlara da hukuk çerçevesinde hizmet yapabilme imkanı sağlanmalıdır.
"Müslümanların bugün mezhep, meşrep, cemaat ve hizip tarafgirliğine savrulması kabul edilemez..."
Kur'an-ı Kerim'in evrensel mesajları, Peygamber Efendimizin çağlar üstü örnekliği istikametinde hak, hakikat, adalet ve erdem yolunda hizmet etmesi gereken Müslümanların bugün mezhep, meşrep, cemaat ve hizip tarafgirliğine savrulması, grupların kendilerini hakikat yerine ikame ederek kardeşlik ahlakını ve hukukunu yok sayması kabul edilemez.
"Son günlerde tırmanma eğilimi gösteren ve aziz milletimizi kendi içinde farklı kamp ve kulvarlara savurma tehlikesi içeren gerilim zemini halkımız tarafından endişe ile izlenmektedir..."
Son günlerde tırmanma eğilimi gösteren ve aziz milletimizi kendi içinde farklı kamp ve kulvarlara savurma tehlikesi içeren gerilim zemini halkımız tarafından endişe ile izlenmektedir. Gerçekte sosyo-politik mülahazalarla varlığını sürdürmekle birlikte dini ve milli terminoloji ile kültürel referans ağlarımızın büyük bir hevesle kullanıldığı bir ortamda serdedilen beyan ve değerlendirmelerden Din-i Mübin-i İslam'ın yüksek şeref ve itibarına hiçbir halel gelmemesi için herkesin azami gayret sarf etmesi gerekir.
"Hiç kimse iradesini ve vicdanını kendisi gibi beşer olan, ölümlü olup hesap verecek olan hiçbir faniye kayıtsız şartsız teslim edemez..."
İslam'da ruhban sınıfı yoktur, imtiyazlı din adamı statüsü de hiç kimse için söz konusu değildir. Herkes insani, İslami ve ahlaki ödevlerini, yükümlülüklerini yerine getirmede eşittir ve aynı derecede sorumluk sahibidir. Bu nedenle hiç kimse iradesini, aklını, kalbini ve vicdanını kendisi gibi beşer olan, beşeri zaafları bünyesinde barındıran ve ölümlü olup hesap verecek olan hiçbir faniye kayıtsız şartsız teslim edemez. Her Müslüman Kur'an, Sünnet, akıl ve vicdanın rehberliğinde İslam medeniyetinin zengin bilgi mirası eşliğinde sorumluluğunu idrak etmelidir.
"Yargıya intikal eden her türlü iddianın er ya da geç kamu vicdanında da karşılığını bulacağı kesindir..."
Başkanlığımızın 2013 yılı Ramazan ayı temasını "Helal Kazanç, Helal Lokma" olarak belirlediği ve muhtelif vesilelerle bu temaya atıfta bulunduğu kamuoyunun malumlarıdır. Kamu malının dokunulmazlığı ve manevi mesuliyeti, en az özel mülk kadar dinen ve manen hassas bir konudur. Bu itibarla kamudaki istismarların, usulsüzlük ve hak ihlallerinin hem pozitif hukukta hem de mahkeme-i kübrada karşılıksız kalmayacağı açıktır. Aynı şekilde kamu güveninin istismar edilmesi değil hukuk mekanizmalarının istismarının da toplumsal güveni yaralayacağı unutulmamalıdır. Yargıya intikal eden her türlü iddianın er ya da geç kamu vicdanında da karşılığını bulacağı kesindir.
"İslam'a hizmet gayesiyle kurulan bütün kuruluşların, bütün sivil yapıların bir özeleştiri yapması kaçınılmazdır..."
İslam'a hizmet gayesiyle kurulan bütün kuruluşların, hayırsever milletimizin bağışlarıyla inşa edilen bütün sivil yapıların kendini sorgulaması, bir öz eleştiri yaparak toplumsal güveni zedeleyecek ve istismar algısına kapı aralayacak her türlü tutum, tavır ve davranış, iş ve işlemden özenle kaçınması gerekmektedir.
"Müftülükler tüm irşat faaliyetlerinde aktif rol almalıdır..."
İl Müftülükleri bünyesinde oluşturulan irşat kurulları şehrin dini-manevi hayatına yön vermede etkin bir şekilde çalışmalı, başta vaaz ve hutbelerin verimliliğinin artırılması olmak üzere tüm irşat faaliyetlerinde aktif rol almalıdır.
"Çocuk istismarı olarak değerlendirilecek her türlü suiistimalin, İslam açısından hiçbir meşruiyeti yoktur..."
Kamuoyuna "çocuk gelinler" vakası olarak yansıyan ve gerçekte çocuk istismarı olarak değerlendirilecek her türlü suiistimalin, İslam açısından hiçbir meşruiyeti yoktur. Çocukları istismar eden anlayışların dayandığı yanlış bilinç, kültürel yozlaşma, eksik ve çarpık dini yorumlar mutlaka tashih edilmelidir. Hiçbir Diyanet görevlisinin resmi nikah olmaksızın evlilik akdine ilişkin bir işlem yapamayacağı açıktır.
"Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarının sunduğu hizmetlerin etkinliğini ve verimliliğini artırma konusunda müftülüklerimize görevler düşmektedir..."
Toplumumuzun aile hakkında dini açıdan doğru bir şekilde bilgilendirilmesi ve aile fertlerinin sosyal, ekonomik ve kültürel değişimler sonucu karşı karşıya geldiği riskler ve yeni sorun alanları karşısında dini bilgi ve manevi destek üniteleri ile güçlendirilmesi amacıyla il ve ilçe müftülükleri bünyesinde kurulan Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarının sunduğu hizmetlerin etkinliğini ve verimliliğini artırma konusunda müftülüklerimiz, hizmet ve faaliyetlerini planlayıp yürüteceklerdir.
"Cami dernekleri ve STK'larla ilişkilerin geliştirilmesine önem verilmelidir..."
Sosyal-kültürel içerikli din hizmetlerinin cami dışındaki din hizmetlerini de kapsadığı bilinciyle hareket edilmelidir. Başta cami dernekleri olmak üzere tüm sivil oluşumlar ile ilişkilerin geliştirilmesine ayrı bir önem verilmelidir.
"Başkanlığımız her zaman olduğu gibi siyaset üstü geleneksel duruşunu muhafaza etmeye devam edecektir..."
Din, milletimizin kimliğini oluşturan ortak değerler manzumesidir. Yaklaşan seçimlerde kurumumuzun milletimiz nezdindeki saygınlığına ve siyaset üstü konumuna gölge düşürecek her türlü söylem, ima, tutum ve davranıştan özenle uzak durulması konusundaki geleneksel duruşumuzun muhafaza edilmesi ve bu konuda daha önce teşkilatımıza gönderilen genelge doğrultusunda hareket edilmesi gerekmektedir.
"İçinden geçtiğimiz zor ve meşakkatli sürecin geride kalacağına olan inancımız tamdır..."
Allah'ın rahmet ve inayeti, aziz milletimizin sağduyusu, feraset ve basiretiyle, içinden geçtiğimiz zor ve meşakkatli sürecin geride kalacağına ve bu badirelerin aşılacağına olan inancımız tamdır.
"2014 yılı Kutlu Doğum Haftası teması "Hz. Peygamber ve İnsan Yetiştirme Düzenimiz" olarak belirlenmiştir..."
Bugün ülkemizde yaşanan gerilim ortamı, İslam dünyasını kuşatan şiddet ve çatışma zeminleri, küresel ölçekte insanlığın içinden geçmekte olduğu süreçler, biz Müslümanların topyekün insan yetiştirme mekanizmalarımızı, bilgi ve bilinç üreten yapılarımızı gözden geçirmemizi zorunlu kılmaktadır. Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen ve vatandaşlarımızın büyük bir ilgi ve coşkuyla takip ettikleri Kutlu Doğum Haftasının bu yılki teması "Hz. Peygamber ve İnsan Yetiştirme Düzenimiz" olarak belirlenmiştir. Hz. Peygamberin Risaleti etrafında şekillenen insan tasavvuru bütün boyutlarıyla ele alınacaktır.
"Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti, Onur ve Hizmet Ödülleri Töreni" 25 Ocak Cumartesi günü gerçekleştirilecek..."
"İslam Ansiklopedisi", "Hadislerle İslam" ve "İstanbul Kadı Sicilleri" adlı eserlerin tamamlanarak ilim ve gönül dünyamızın istifadesine sunulmuş olması başlı başına bir gurur vesilesidir. Söz konusu eserlerin tamamlanmış olması vesilesiyle "Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti, Onur ve Hizmet Ödülleri Töreni" 25 Ocak 2014 tarihinde İstanbul, Haliç Kongre Merkezinde düzenlenecektir.