Siz! Çoluk çocuğuna helal lokma götürmek için dertlenenler….

Siz! Yerin yedi kat altında emeğin onuruna ömür verenler…

Siz! Suratındaki kömür karası bembeyaz parıldayanlar…

Siz! Alın terini ebediyete yüklenenler…

Siz! “Çizmelerimi çıkarayım mı, sedye kirlenmesin” diyen yürek incisi madenciler!

Siz! “Başka çarem yok, kredi borcum var, yine o madene gireceğim” mecburiyetini mahcubiyetle yoğuranlar.

Siz! Son nefesinde bile helalleşmeyi, hesap gününü bize hatırlatanlar...

Siz! Küçük bir kağıda “Oğlum hakkını helal et” diye yazıp helallik isteyerek gönülleri fethedenler…

Biliyoruz ki; insan hayatı, ne çıkarılacak tonlarca madenden, ne de patronların variyetinden daha ucuz olamaz…

Bugün bayrakları yarıya indiriyoruz, karalar bağlayıp yas tutuyoruz... Üç kuruş maaşla her gün, ama her gün metrelerce aşağıya inip kömür karasına bulanan yüzlerinize şimdi karalar bağlayarak bakabilecek miyiz huzur-u mahşerde!

Biliyoruz ki; “Acı yüreğe düşmeden” bilmeliydi bu millet sizi.

Biliyoruz ki; “Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette!”

Biliyoruz ki; “Yarın Hakk’ın dîvânına varınca Süleyman’dan hakkın alır karınca..”

Oğlundan helallik isteyen baba!

SOMAltın kalpli madenci! Asıl sen bize hakkını helal et!

Asıl siz bu millete hakkınızı helal edin!

Ahmet’in babası, Mehmet’in oğlu, Hacer’in kocası, Hasan’ın kardeşi. Topraktan geldiniz, toprakta döndünüz Rabbinize. 282 can, ateşin düştüğü yüzlerce ev, milyonlarca yürek. Mekânınız cennet olsun yüzü kömür karası, gönlü yüz aydınlığı olanlar. Selam olsun size! Ellerinizin nasırına, yüzünüzün karasına, alnınızın terine selam olsun… Emeği sömürenlere, canları hiç görenlere, yuvaları yangın yerine çevirenlere veyl olsun!

Türkiye ağlıyor!

Türkiye, Soma’da kaybettiği yüzlerce insanına ağlıyor. Karaelmasa bulanmış yüzleriyle tüm Türkiye’yi acıya boğan Soma şehitleri ve yararlılarının yaşadıkları yürekleri burkuyor. İnsanlık dışı şartlarda, iş güvenliğinin sağlanamadığı bir ortamda, karın tokluğuna çalıştırılan yüzlerce maden işçisinin acısı hem düştüğü yeri hem de milyonların yüreklerini yaktı. Soma’da yaşanan elim hadise herkesin ortak acısı oldu. 282 canın acısı 76 milyonun göğsüne hançer gibi saplandı.

“Sedye kirlenmesin...”

Soma’da yürek burkan sahnelerden biri de şehit olan işçilerden birisinin avucunda bulunan kâğıtta “Oğlum, hakkını helal et” yazması oldu. İşte onurlu madencilerin onurlu vedasına bir örnek. “Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin...” diyen o güzel insanı, kızını okutmak için yerin yüzlerce metre altından ekmeğini çıkartan babayı, “Abi Mahmut çıkmadı. Mahmut çıkmadı! Ben bekârım, beni bırakın. Onun karısı hamile…” diyen can dostu, 700 bin liralık saat alabilen bir bakanın ülkesinde kolunda 5 liralık saatiyle, yırtık çoraplarıyla cesedi çıkartılan vatan evladını, emekli olmasına rağmen çoluğunun çocuğunun nafakasını çıkartabilmek için ömrünü veren fedakâr babayı unutursak yüzlerimiz kararsın… Milli Gazete