GÜNDEM
Gökyüzünden Çanakkale cephesi -FOTO
Gazeteci, yazar, yayıncı ve pilot Velid Ebüzziya'nın 1915'te Çanakkale Savaşları devam ederken uçaktan çektiği cephe fotoğrafları ilk kez gün ışığına çıkıyor.
Türk basın tarihinin ilk foto muhabirlerinden olan Velid Ebüzziya, 1915'te Çanakkale Savaşları sırasında uçaktan çektiği cephe fotoğraflarını zamanında gazetesi Tasvir-i Efkar'da yayımlamıştı. Fotoğrafların orijinalleri halen aile arşivinde, cam negatifleri ise IRCICA arşivinde korunuyor. İstanbul'un işgalinden sonra bu ve benzeri haberlerinden dolayı Malta'ya sürülen Ebüzziya'nın çektiği fotoğraflar sayesinde, düşmanın cephe gerisindeki yığınak ve hazırlığı kayda geçirilmişti.
Velid Ebüzziya (1882-1945), gazeteci, yazar, matbaacı, yayıncı, sanatkâr Ebüzziya Tevfik Bey'in küçük oğludur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra, 1910'da hukuk doktorası için Sorbonne Üniversitesi'ne gider ve bu sırada Le Temps ve Le Figaro gazetelerinde stajyer muhabir olarak çalışır. 27 Ocak 1913'te babasının ölümü üzerine, ağabeyi Talha Bey'le birlikte babasının gazetecilik ve matbaacılık işlerini üstlenir. Bu yıllar, Balkan Harbi'nin felaketli günleridir. Birbiri ardına değişen hükümetler, ilan olunan örfî idareler, patlak veren Cihan Harbi, uygulanan ağır sansür, gazeteciliği çok meşakkatli ve tehlikeli bir hale sokmuştur. Defalarca kapatılan gazeteyi, her seferinde ellerinde bulundurdukları yedek imtiyazlarla Tasvir-i Efkar, Yeni Tasvir-i Efkar, Tasfir-i Efkâr, Tesvir-i Efkâr, Tesfik-i Efkâr, İntihab-ı Efkâr, Hak gibi farklı isimlerle devam ettirmişlerdir.
İzmir ve İstanbul'un işgali, Şehzadebaşı Karakolu'nda silahsız askerlerin İngiliz işgalcileri tarafından şehit edilmeleri (16 Mart 1920) gibi olayları fotoğraflayarak gazetede konu etmeleri üzerine, iki kardeş de tutuklanır. Talha Bey Bekir Ağa Bölüğü'nde tutulurken, Velid Bey Malta'ya götürülür. Talha Bey bu tutukluluk günlerinde rahatsızlanarak vefat eder. Velid Bey, bir yıl sonra İstanbul'a dönüşünde gazetesini Milli Mücadele hareketinin yayın organı haline getirir, Milli Mücadele'nin yer altı teşkilatı olan Mim Mim Grubu'nun kurucularından olur, emsalsiz fedakarlıklar gerçekleştirir ve 1922'de "İstiklal Madalyası" ile ödüllendirilir.
Cumhuriyet'in ilanı ve sonrasındaki süreçte muhalif bir tavır sergileyen Velid Bey, fikri hazırlık yapılmadan Cumhuriyet ilan edilmesinin doğru olmadığı düşüncesindedir. Ayrıca, Hilafetin kaldırılmasının büyük hata olacağını, Türkiye'yi bütün İslâm âleminin manen hakimi olmaktan çıkaracağını ve bu halin Türkiye'yi büyük devletlikten, alelade küçük bir devlet haline getireceğini savunur. Bu düşünceleri sebebiyle İstiklal Mahkemesi'nde yargılanır ve beraat eder (1923, 1925). On yıl kadar inzivaya çekildikten sonra 1934'te Zaman gazetesini, 1940'ta Tasvir-i Efkar'ı yeniden çıkarır. Tekrar gazeteciliğe başlaması zamanın tek parti hükümetince hoş karşılanmaz ve gazetesi ucuz bahanelerle sık sık toplatılır. 12 Ocak 1945'te vefatını, arkadaşı Hakkı Tarık Us, Vakit gazetesinde şu başlıkla duyurmuştur: "Bab-ı Ali'nin yüz akı öldü".
Seddülbahir köyü, 1600 metreden, 11 Ekim 1915.
Arıburnu, 1500 metreden, 11 Ekim 1915.
Galte Tayyare Karargahı, 15 Kasım 1915.
Velid Bey, 18 Mart zaferinden sonra Dardanos Bataryası önünde.
Kaynak: Zaman