EĞİTİM
Fareler ve İnsanlar Tartışması Sürüyor
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın geçtiğimiz hafta gündeme gelen John Steinbeckin Fareler ve İnsanlar isimli kitabına sansür uygulandığı yönündeki haberlere ve "Bereket versin ki bizim bakanlığımızdan kaynaklanmış bir olumsuz haber değil" şeklinde açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günaya, yaptığı açıklama ile tepki gösterdi. Yalçın tepkisini Ak Parti Kültür Bakanını gözden geçirir mi bilemiyorum; ama Milli Eğitim Bakanlığı tavsiye ettiği 100 Temel Eseri, Ertuğrul Günay ise kendisini lütfen gözden geçirsin. diyerek gösterdi.
Kitap ve yapılan tartışmalarla Ak Partinin kitaba ve kültüre yaklaşımı adeta topa tutulduğunu, Başbakana dindar nesil göndermeleri yapıldığını belirten Yalçın, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın Diplomasi Muhabirleri Derneğinin toplantısında "Bereket versin ki bizim bakanlığımızdan kaynaklanmış bir olumsuz haber değil. Milli Eğitim Bakanlığından kamuoyunu ve kendisini rahatlatacak bir açıklama bekliyorum. şeklindeki açıklamayla İzmir Milli Eğitim Müdürlüğüne ve kitapla ilgili raporu yazan edebiyat öğretmenlerine adeta teessüflerini ilettiğini vurguladı.
Kitapta, "Erkek dediğin arada bir eğlenmeli," denmesinin, randevu evleri, içki, kadın, esrar, eroin hayatının Batı kültür ve ahlakı için anlamı olabileceğine de dikkat çeken Ali Yalçın, bunun, batıdaki ahlaki çöküşün toplumumuza sirayet eden yönleri ve toplumumuzda yaşanan olumsuz örnekleri ile hiçbir ahlak ve ilkesi olmayan gazetelerin üçüncü sayfaları için bulunmaz nimet olarak görüldüğünü ifade etti. Yalçın, 100 Temel Eser diye bir şey olmalı mı olmamalı mı? sorusunun da sorulabileceğini belirterek, Ama çocuklara eğer okuyacaksanız şu 100 kitabı mutlaka okuyun diye bir tavsiyede bulunulacaksa, tavsiyede bulunan Bakanlığın; önerdiği kitapları, İzmirli velinin dediği gibi gözden geçirmesi gerekmez mi? diye sordu.
Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, kitabın en iyi arkadaş olduğunu ve arkadaşın iyisine, kötüsüne bakıldığı gibi kitapların da tıpkı dostlar gibi iyisine kötüsüne bakılması gerektiğini kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü; Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diyenler, önerdiğin kitaplara bir bakayım senin nasıl bir Bakanlık olduğunu söyleyeyim de diyebilirler. Tahminleri bir kenara bırakıp ortadaki gerçeği ele alırsak bu tür kitapların öğrencilere ne zararı var da denilebilir. Fakat unutulmamalı ki belli bir birikime erişmeyen gençlerin bu tür eserleri okumasının Bakanlık tarafından tavsiye edilmesi farklı bir konudur. Cinsel konulara merakın fazla olduğu, kimlik karmaşası yaşayan, ruhsal açıdan fırtınalı bir dönemde olan, yeni şeyler deneme merakının zirve yaptığı bir zaman diliminde öğrencilere adeta sen olsan hangi randevu evine gidersin sorusunu sormak Türk Milli Eğitim sisteminin hangi genel amacı ile açıklanabilir?
Milli Eğitim Bakanlığının tavsiye ettiği kitabın her satırı sınıfta öğrencilerin karşısında öğretmeni tarafından sesli bir şekilde okunabilmeli ve içerisinden sorular sorulabilmelidir. Sayın Ertuğrul Günay, yukarıda alıntıladığım yerleri 9. sınıftaki öğrencilerine sınıfta yüksek sesle okuyup öğrencilerin dikkatini toplamak için: Susy'nin rendevu evine mi gidersiniz yoksa Claranın mı? Clara kızlar için üç dolar, bir duble için de otuz beş sent istiyor. Bir de hiç Susy gibi eğlenceli biri de değil. Hem ayrıca Susy'nin evi temizdir, bir de o rahat koltuklar muhteşemdir. Çoluk çocuğu da sokmaz içeri" diyerek 9. sınıf öğrencilerine dönüp; siz olsanız yetişkinler olarak(!) hangisine gidersiniz diye sorabilir mi? Eğer 9. sınıf öğrencilerine bu soruyu yüksek sorabilecekse Bakanın kendi ifadesiyle durum gerçekten ama gerçekten çok vahimdir.