EĞİTİM
Eş Durumu Özrüne Bağlı Yer Değişikliğinde Önemli Karar
Yurt müdür yardımcısı olan Eğitim-Bir-Sen üyesinin, il merkezinde astsubay olarak görev yapan eşinin bulunduğu yere atanma isteminin reddi üzerine Tekirdağ İdare Mahkemesi’nde açılan davada, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmeliğin istisnai düzenlemeler içeren 9/son maddesinde belirtilen TSK’ya mensup astsubay olan eşinin görev yeri olan il merkezine kadro şartı aranmaksızın atanması gerekirken, boş kadro olmaması gerekçe gösterilerek talebin reddi yolundaki işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldı.
Tekirdağ İdare Mahkemesi, kararında, “Olayda davalı idarece savunma dilekçesinde işlemin gerekçesi olarak boş norm kadro bulunmaması gösterilmekte ve buna ilişkin norm kadro cetveli sunulmakta olup mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, Anayasamızda imkanlar dahilinde aile bütünlüğünü sağlayacak tedbirleri alma yükümlülüğünün idareye verildiği, kamu görevlilerine ilişkin düzenlemelerde de bu anayasal güvenceye uygun olarak birtakım hükümlerin oluşturulduğu, bu yapılırken bir yandan zorunlu hizmet süresiyle ilgili yükümlülükleri ortadan kalkan kamu görevlilerinin isteğe bağlı atama taleplerinin değerlendirilmesinde ayrı; sağlık, eş, öğrenim vb. mazeretleri olan kamu görevlilerinin atama taleplerinin değerlendirilmesinde ayrı kurallar getirilirken, diğer yandan da mevzuatta sayılan birtakım kurumların özellik arz eden hizmetlerini zorunlu atamaya tabi olarak yürüten kamu görevlileriyle evli olan memurlar için özür durumu yer değiştirme talepleriyle ilgili olarak istisnai kurallara yer verildiği; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmeliğin istisnai düzenlemeler içeren 9/son maddesinde belirtilen TSK’ya mensup astsubay olan eşinin görev yeri olan il merkezine kadro şartı aranmaksızın atanması gerekirken, boş kadro olmaması gerekçe gösterilerek talebinin reddi yolundaki işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı; mevzuata aykırı bulunan işlemin uygulanması halinde davacının anayasal güvence altına alınan aile bütünlüğünün bozulacağı kaçınılmaz olduğundan, ilgili yönünden telafisi güç ve imkansız zararlar doğuracağı da açıktır…” ifadelerine yer vererek, dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına oy birliğiyle karar verdi.
Kararı Görüntülemek İçin Tıklayınız