GÜNDEM
Erdoğan Bakanları Neden Değiştirdiğini Açıkladı
Başbakan Erdoğan, Bakanlar Kurulu'ndaki değişiklikle ilgili, ''Kabineler göreve başladığından sonra ilanihaye görev yapar diye bir kayıt yok. Süreç içerisinde gerçekten zaman zaman bir meslekte bakıyorsunuz zayıflama oluyor, bir performans düşüşü oluyor. Zaman zaman bakıyorsunuz toplumla olan ilişkilerde bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Tabii bizim de gerçekten sorumluluk mevkisinde olan bir başbakan olarak, kabinede eğer değişimi gerektiren bir şeyi yakalıyorsanız, sevk-i idareci olarak da bunu yapmak zorundasınız. Bu hiç bir zaman arkadaşlarımdan farklı noktada, Allah göstermesin, olumsuz yaklaşım tarzı olarak değerlendirilmemeli. Onlar ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koydular'' dedi.
Başbakan Erdoğan, 24 TV'de canlı yayınlanan ''Sansürsüz Özel'' programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bakanlar Kurulu'nda yapılan değişikle ilgili soru üzerine Erdoğan, ''Kabineler göreve başladığından sonra ilanihaye görev yapar diye bir kayıt yok. Süreç içerisinde gerçekten zaman zaman bir meslekte bakıyorsunuz zayıflama oluyor, bir performans düşüşü oluyor. Zaman zaman bakıyorsunuz toplumla olan ilişkilerde bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Tabii bizim de gerçekten sorumluluk mevkisinde olan bir başbakan olarak, kabinede eğer değişimi gerektiren bir şeyi yakalıyorsanız, sevk-i idareci olarak da bunu yapmak zorundasınız. Bu hiç bir zaman arkadaşlarımdan farklı noktada, Allah göstermesin, olumsuz yaklaşım tarzı olarak değerlendirilmemeli. Onlar ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koydular'' diye konuştu.
Recep Akdağ'ın Sağlık Bakanlığı döneminde, 10 yıldır elinden gelen bütün gayreti ortaya koyduğunu ve kabinede en uzun görev yapan 5 bakandan biri olduğunu belirten Erdoğan, ''Aynı şekilde diğer arkadaşlarımdan bu dönemde göreve başlayanlar olduğu gibi ikinci dönem yine bakanlık yapan arkadaşlarım vardı. Bazılarında bir değişiklik gerektiği için bu adımı attık'' dedi.
Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı'nda yeni bir sürecin içinde olduklarını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Kod olarak '444' dediğimiz 4 4 4 süreci hakikaten çok farklı bir yapıyla birlikte, bir de ülkemizde özellikle eş durumundan öğretmenler meselesinde beklentiler var. Beklentiler noktasında bunu süratle aşmamız gerekir. Eğitim Komisyonu Başkanı olan Nabi Bey'in de bu konulardaki hassasiyetlerini biliyoruz. Aynı şekilde Kültür Bakanlığımızda bazı durumlar var. Çok süratle almamız gereken mesafeler var. Biz Kültür ve Turizm Bakanlığını birleştirirken bir düşüncem vardı, o da şuydu, turizmi başlı başına bir olay görmenin yanlış olacağına inanmıştım. Eğer sadece turizm olarak değerlendirirseniz, o zaman sadece deniz, kum ve güneş olarak bu işi bugüne kadar tanımladılar...Biz olayı böyle değerlendirmeyelim dedik. Arkadaşlarımın birçoğu o zaman muhalefet etti. Dedim ki biz bunu kültürle birleştireceğiz. Kültürle bunun birleştirirsek hem turizm için çok ciddi bir altyapı elde ederiz, bir de kültürel varlıklarımızı süratle restore etme imkanı buluruz. Bu birbirini desteklediği zaman bütün o eserler bir çekim alanı oluşturacaktır. Dolayısıyla kültür ve inanç turizminde sıçrama yapalım dedik. Bunu biz aynı zamanda eğitimle de bütünleştirdik, sağlık turizmiyle birleştirdik. Daha sonra dağ, yayla bütün bunlarla birleştirmek suretiyle 2012 32 milyonla hamdolsun patladı.''
MAKAMLAR KALICI DEĞİL
Başbakan Erdoğan, bunu yeterli bulmadıklarını vurgulayarak, ''İstanbul'da mesela otel yetiştiremiyoruz. Rakamlar artık gayet iyi konuma geldi, daha da iyi noktaya yürüyecek. Şu anda girişimcilerimiz İstanbul'da otel yatırımlarını devam ettiriyorlar. Antalya dediğimiz zaman sadece bir mevsim, bir buçuk mevsim turist görebilirdiniz, şimdi 4 mevsime yayılmaya başladı. Oraya doğru eğitimi, konferans meselesini, kongre turizmini oraya doğru öteliyoruz. Bir de özellikle golf turizminde de ciddi sıçramalar oralarda oldu. Aynı zamanda uluslararası futbol takımları da Antalya'ya gidiyor. Bunlar için orası önemli bir merkez haline geldi. Bunlar turizmde potansiyelimizi arttırıyor ve çok daha iyi bir noktaya geleceğiz. Doğu, Güneydoğu, buralara doğru bu iş yürüyecek ama malum terör belası ister istemez orada bu sıçramayı yapmamızı önlüyor. bu sıçrama oralara doğru yansıdığında biz 32 bırakın 50'yi yakalar yolumuza devam ederiz'' değerlendirmesinde bulundu.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI...
İçişleri Bakanının da süreç içerisinde elinden gelen gayreti gösterdiğine işaret eden Erdoğan, ''Bir değişimin olması, bütün bunlarla beraber bizim bir şeye inandığımızı açık net ortaya koymam lazım. O da makamların kalıcı değil, geçici olduğuna inanan partiyiz. Bu 1, 2, 4, 10 15 sene olur, hepsi olabilir ama bütün mesele o süre içinde birbirimizi anlayışla kucaklayarak bundan sonraki süreçte dayanışma içinde yolumuza devam edeceğiz'' dedi.
BÜROKRASİ ÖNÜNÜZÜ TIKIYOR
"Daha farklı bir performans ortaya koymamız lazım. Bazı değişimler yapmamız lazım" diyen Başbakan Erdoğan, bürokrasinin önlerinde engel oluşturduğunu kaydederken, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Marmaray'da 3 yıl geciktik. Ama çok basit bir yerde bürokrasi önünüzü tıkıyor. Kanun Hükmünde Karaname ile biz bir adım attık. Tabiat varlıkları ile kültürü ayırdık. Tarih ve kültür varlıkları bir arada olunca hızlı gidemiyorsunuz. Bazıları karşı çıkıyor. Diyorsunuz ki, 'Burada bir Taksim kışlası vardı. Bununla Taksim'i zenginleştireceğiz.' Karşı çıkıyorlar. Bunun Aslı 150-160 yıl önce böyle yapılmış. İstiklal Caddesi Barok mimarisinden geçilmiyor. Taksim'i kaldıracak mıyız? Belediye Başkanı olduğum zaman Vitali Hakko'ya dedim ki 'İstiklal Caddesi'ni koruyalım' Vakko binasına bir giydirme yaptılar. İstiklal Caddesi'nde aslına tam ters bir yapı oldu. Biz aslına uygun yapı olsun diyoruz. Bize 'hayır öyle olmaz, böyle olmalı' diyorlar. Trafiği tamamen yerin altına alıyoruz. Kullanım noktasında belli bir kısmı rezidans olabilir, müze olabilir. Avrupa'da meydanlar vardır. Bizim öyle bir meydanımız yok. Aynı şey diğer bazı bakanlıklarda var. Biz yatırımda frene basmadık. Ben Başbakan olarak asla frene basılmasına taraftar değilim. Bu bizi durdurur. Bizim kazanmaya, daima kazanmaya ihtiyacımız var. Kazandıkça vatandaşa dağıtacağız."
FRENE BASMA TARAFTARI DEĞİLİM
"Çok daha süratli gitmemiz lazım, vaktimiz dar. Türkiye'nin ayağa kalkmasında, şu anda biz güçlüysek, bunu özellikle vurguluyorum. Biz yatırımda, bazı arkadaşlar yatırımda frene basmak falan diyor. Frene basmadık, esasen ben bir başbakan olarak asla frene basılmasına taraftar değilim. Dikkatli gideriz, dozunda gideriz ama aralıksız devam etmek durumundayız."
KÜRT SORUNU
Kürt sorunu ile ilgili sorular üzerine "Ben artık olaya Kürt meselesi demeyeyim. Çözüm sürecinin içindeyiz. Bizler her türlü enstrümanı kullanmaya hazırız. En ufak bir kesinti düşünmüyoruz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Geçenlerde bir milletvekilinin yaptığı açıklama ile baltayı taşa vurdular. Daha milletin tanımını bilmiyorlar. Bunun çözüm yeri parlamentodur diyor ana muhalefet partisi. Ama bunun dışında ben çağrımı yineliyorum. 3 arkadaşıma ben talimatımı verdim. Siz de talimatınızı verin. Çalışmalarını yapsınlar bize getirsinler anayasal yasal ne gerekiyorsa yapalım. Yeter ki bu ülkede terör belasından halkımızı kurtaralım. Bazı BDPli arkadaşlar beni arıyorlar. Bu noktada benim samimiyetimden endişeniz varsa bu beni üzer. Biz size inanıyoruz, diyorlar Diyorum ki bu açıklamalarınızı biraz düzeltin. Yoksa ben bunun altında kalmam. Ben Kürt kardeşimi nasıl bombalarım, biz teröristi bombalarız. Niye? Benim Mardinde polisimi arkadan vuruyor. Yeter ki silahlar gömülsün. Bu ülkede artık refah huzur o bölgede de hâkim olsun. "
Sorun ile ilgili birçok adım atıldığını kaydeden Erdoğan, Resmi dilimiz bellidir. Ama kendi ana dilini öğrenmek vs. o konuda biz her şeyi yaptık. İlk orta lise buralarda seçmeli ders olarak öğrenmek isterlerse gider öğrenir. Geldiğimiz noktada bu sorunları geride bıraktık. Biz toplu olarak yaklaşık 30 milyar dola yatırım yapmışsız diye konuştu.
İMRALI GÖRÜŞMELERİ
İmralıdaki görüşmelerle ilgili soruları da yanıtlayan Erdoğan, Ne zaman gidilmesi gerekirse bu konuda karara varılır. O nabzı iyi tutamazsak nabız tamamen onların elinde kalır dedi.
Ahmet Türkün İmralı görüşmelerinden veto edildiğine ilişkin değerlendirmeleri hatırlatan Erdoğan, Şimdi illa da bu iki kişinin gideceği de anlamına gelmez. Kiminle aklıselim bu iş gidecek, buna bakmak durumundayız. Bu bir tahrike dönüşüyorsa o zaman aynı şekilde bu yola devam edemeyiz diye konuştu.
Öcalana televizyon talimatını daha önce verdiğini kaydeden Erdoğan, İmralı koşulları ile ilgili hücre yorumlarını reddetti.
TÜRKİYE CUMHURİYET VATANDAŞLIĞI
Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında toplanırsak bir sorun kalmaz. Ben Türkiyeliyim dediğim için yargılandım. Ben bu memleketin evladıyım onun için Türkiyeliyim diyorum dedi.