GÜNDEM
Deniz'lerin idamı ve Demirel sendromu
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan tam 42 yıl önce bugün idam edildiler.
06 Mayıs 2014, Salı
Deniz'lerin idamı ve Demirel sendromu***
Bu üç gepegenç insanın katledilmesi için en çok heves edenlerden biri Süleyman Demirel'di. Dönemin AP grubu iki elleri havada bu alçakça idam kararlarını onaylıyordu. AP grubundan "3'e 3" sesleri yükseliyordu. Dönemin AP milletvekillerinin neredeyse tamamının yüzleri gülüyordu "3'e karşı 3" derken. O "üç" diye kastettikleri Zorlu, Polatkan ve Menderes'ti. 27 Mayıs cuntasının alçakça katlettiği üç insan.
***
Gezmiş, Aslan ve İnan'ı katletmek isteyen zihniyetle Menderes, Zorlu ve Polatkan'ı katleden zihniyetin ve gücün aynı olduğunu büyük bir körlükle göremiyordu Demirel ve arkadaşları. Ya da özellikle görmüyorlardı. Çünkü o katil zihniyeti büyük oranda Demirel ve dönemin AP'si de paylaşıyordu. Türkiye'nin trajedisi buydu zaten. Zalimlerle mazlumların aslında aynı İttihatçı zihniyet paydasında buluşabilmesi. Bundan önceki 8 yazımda farklı yönleriyle anlatmaya çalıştığım 1915 kıyımına da imza atmış İttihatçı zihniyet.
***
Bugün mazlum olanın eline güç geçtiğinde başkalarına karşı çok zalim olabilmesiydi bu toprakların dramı. Bu toprakların insanları olarak, hepimizin temel hastalığıydı bu. Bugün de bu hastalıklı bakıştan tam olarak kurtulabilmiş değiliz. Bugün Demirel'le aynı cephede olan eşimin program arkadaşı Altan Öymen 1976'da Demirel'in Deniz'lerin idam edilmesiyle ilgili yaptıklarını şu satırlarla anlatıyordu:
"Süleyman Demirel, Mobilya Yolsuzluğu'ndan yargılanan yeğeni Yahya Demirel'le ilgili olarak '25 yaşında çocukla uğraşıyorlar' diyor. 6 Mayıs 1972'de ise idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin'in idam kararları oylanıyordu. Süleyman Bey ise AP Grubu'nun en önünde oturuyordu. Elini 'İdama evet' için kaldırdığında arkasına dönüp baktı, herkesin kaldırıp kaldırmadığını kontrol ediyordu. Sonra vakur bir ifadeyle önüne döndü. İdamlar kabul edilmişti. Deniz ve Yusuf da 25 yaşındaydı. Süleyman Bey onlar için hiç '25 yaşında çocuklar' demedi. İdam edilmelerini istedi. İsteğine ulaştı da..."
***
Aynı Demirel katledilmelerine heves ettiği bu çocuklara karşı 1970'ler boyunca "başka çocuklar"ı destekledi. O çocuklarla ilgili "Bu gençler vatan savunması yapıyorlar. Bana ülkücü gençler suç işliyor dedirtemezsiniz" dedi. O ülkücü çocuklar "vatan savunması" yaptıklarını düşündüler. Devletleri için savaşıyorlardı. Devletleri tarafından "Sovyet ajanı" diye suçlanan başka çocuklara karşı silah çektiler. Sonra bu gençler de Deniz'leri asan aynı zihniyet tarafından türlü zulümlere maruz bırakıldılar. Demirel'in her zaman arkalarında durduğu bu gençler de 12 Eylül hapishanelerinde işkence tezgâhlarından geçti. Sekizi de idam edildi, katledildi.
Bu hazin hikâyeye yarın kaldığımız yerden devam edeceğiz. (Rasim Ozan Kütahyalı)
6 Mayıs 1972'de idam edildiklerinde Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan 25, Hüseyin İnan 23 yaşındaydı. Ellerine kimsenin kanı bulaşmayan üç gencin idamı, 1961'de Türkiye'ye utanç veren Yassıada idamlarının karşılığı olarak TBMM'de onaylandı. “Bağımsız Türkiye” inancıyla “emperyalizme karşı mücadele” eden Gezmiş, İnan ve Aslan hakkında verilen idam kararı, 1972 yılının 5 Mayıs'ını 6 Mayıs'a bağlayan gece 01.00-03.00 saatleri arasında Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde infaz edildi.
Deniz Gezmiş sol düşünceyle tanışıp kendini dönemin eylemlerinin içerisinde bulduğunda henüz lise öğrencisiydi. 1965'ten sonra Türkiye'de gelişen gençlik hareketlerinin en önemli önderleri ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun (THKO) kurucu yöneticisi oldu. Deniz Gezmiş, ilk kez 1966'da Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim Anıtı'na çelenk koymaları sırasında işçilerin desteklendiği, Türk-İş yöneticilerinin ise protesto edildiği gösteri sırasında gözaltına alındı.
Gençlik eylemleri içinde öne çıkan Gezmiş ile Aslan, 16 Mart 1971 salı günü Sivas'ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalanıp Kayseri'ye getirildiler.
'Anayasal düzeni bozmak'la suçlandılar
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve arkadaşları, 11 Ocak 1971'de THKO adına yapılan Ankara İş Bankası Emek Şubesi soygunu ve 4 Mart 1971'de dört ABD'li askerin Balgat'taki Tuslog Tesisleri'nden kaçırılması eyleminde yer aldıkları gerekçesiyle tutuklandılar. “Anayasal düzeni silahlı mücadeleyle bozma” iddiasıyla yargılandılar ve Türk Ceza Kanunu'nun 146.maddesini ihlal ettikleri gerekçesiyle idam cezasına çarptırıldılar.
"Deniz Gezmiş Davası" diye anılan 1'inci THKO duruşmaları 16 Temmuz 1971'de Altındağ Veteriner Okulu binasında başladı. Tuğgeneral Ali Elverdi'nin başkanlığını yaptığı Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No'lu Mahkemesi'nde iddia makamında Baki Tuğ oturuyordu.
12 ay 10 gün sonra 9 Ekim 1971 günü Deniz Gezmiş ve arkadaşları THKO-1 Davası'nda, TCK'nin 146.maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, idam cezasına çarptırıldılar.
İnönü durduramadı, idamlar intikam için onaylandı
Onay için TBMM'ye gönderilen idam kararı için 276 “Evet” oyu kullanıldı.
TBMM’deki görüşmeler sırasında, o sırada ana muhalefet partisi lideri olan İsmet İnönü, idamları durdurmak için yaptığı girişimlerden sonuç alamadı.
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Yassıada'da Türkiye için başka bir utanç sayfası açılan Yassıada yargılamalarında idam edilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan karşılığında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için Adalet Partisi sıralarından “Üç – Üç” diye tempo tutularak idam kararları onaylandı. Adalet Partisi'nin başında, 12 Mart 1971'de verilen askeri muhtırayla Başbakanlık koltuğundan olan Süleyman Demirel bulunuyordu.
Sonuçta Menderes, Zorlu ve Polatkan'dan 10 yıl sonra bu kez tek kişinin bile canına kıymayan Gezmiş, Aslan ve İnan'ın idam edilmesiyle Türkiye tarihinin en koyu utanç sayfalarından biri yazıldı.
Mahkeme Başkanı Elverdi boğularak öldü
Gezmiş, Aslan ve İnan hakkında idam kararı veren mahkemenin başkanı olan ve “İdam sehpasında bile komünizm propagandası yaptılar” diyen Ali Elverdi, infazdan 38 yıl sonra,
nefes borusuna kaçan yemek nedeniyle boğularak öldü. Asıldıklarında toplam yaşları 73 olan Gezmiş, Aslan ve İnan için “siyasi karar” aldıklarını da söyleyen Elverdi 18 Nisan 2010'da öldüğünde 86 yaşındaydı.
Mülkiyeliler Birliği: 6 Mayıs onların doğum günü
Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu'ndan yapılan açıklamada, Gezmiş, Aslan ve İnan'ın idamları için şöyle denildi:
“6 Mayıs 1972'de idam edildiklerinde Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan 25, Hüseyin İnan 23 yaşındaydılar.
TBMM’de Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in idam kararları görüşülürken o dönemde ana muhalefet partisi lideri olan ve bugünkü siyasi iktidar tarafından faşist olmakla suçlanan İsmet İnönü, idamları durdurmak için her türlü çabayı göstermesine rağmen başarılı olamadı. Buna karşın 12 Mart muhtırasıyla iktidardan uzaklaştırılan Adalet Partisi Lideri Süleyman Demirel, hiç tereddüt etmeden idamları onayladı. Aynı Demirel, aradan birkaç yıl geçtikten sonra 1975’te mobilya yolsuzluğundan yargılanan yeğeni Yahya Demirel'le ilgili olarak '25 yaşında çocukla uğraşıyorlar' diyebiliyordu.
Ülkeyi bugünkü duruma getiren süreci işin başında iken gören, direnen ve hiçbir çıkar gözetmeden halkımızın mutluluğu için mücadele eden devrimci gençlik önderlerinin idamlarının ne anlama geldiğini Türkiye bugün daha iyi anlıyor.
Denizlerin idamlarına 'onay' verenlerin tümü tarih sahnesinden silindi. Deniz, Yusuf, Hüseyin ise yiğitlikleri, gençlikleri ve tüm coşkularıyla her 6 Mayıs'ta yeniden doğuyor.
O günden bu yana geçen 40 yıllık süre içinde unutulmak bir yana Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının isimleri onurlu bir kuşağın gururu haline geldi.
6 Mayıs artık onların doğum günü.
Emperyalizmin tahakkümünden kurtulmuş, kendi halkının iradesiyle yönetilen 'tam bağımsız ve gerçekten demokrat Türkiye' için mücadele eden devrimci gençlik önderleri; Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in doğum günlerini coşkuyla kutluyor, anıları önünde sevgi ve saygıyla eğiliyoruz.” (T24)
Bugün Deniz'lerin idam edildiği gün. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan. Bu üç genç insan 42 yıl evvel bugün katledilmişti. Deniz ve Yusuf 25, Hüseyin ise 23 yaşındaydı. Tam anlamıyla bir hukuk cinayetiyle öldürüldü bu üç insan.
Bu üç gepegenç insanın katledilmesi için en çok heves edenlerden biri Süleyman Demirel'di. Dönemin AP grubu iki elleri havada bu alçakça idam kararlarını onaylıyordu. AP grubundan "3'e 3" sesleri yükseliyordu. Dönemin AP milletvekillerinin neredeyse tamamının yüzleri gülüyordu "3'e karşı 3" derken. O "üç" diye kastettikleri Zorlu, Polatkan ve Menderes'ti. 27 Mayıs cuntasının alçakça katlettiği üç insan.
Gezmiş, Aslan ve İnan'ı katletmek isteyen zihniyetle Menderes, Zorlu ve Polatkan'ı katleden zihniyetin ve gücün aynı olduğunu büyük bir körlükle göremiyordu Demirel ve arkadaşları. Ya da özellikle görmüyorlardı. Çünkü o katil zihniyeti büyük oranda Demirel ve dönemin AP'si de paylaşıyordu. Türkiye'nin trajedisi buydu zaten. Zalimlerle mazlumların aslında aynı İttihatçı zihniyet paydasında buluşabilmesi. Bundan önceki 8 yazımda farklı yönleriyle anlatmaya çalıştığım 1915 kıyımına da imza atmış İttihatçı zihniyet.
Bugün mazlum olanın eline güç geçtiğinde başkalarına karşı çok zalim olabilmesiydi bu toprakların dramı. Bu toprakların insanları olarak, hepimizin temel hastalığıydı bu. Bugün de bu hastalıklı bakıştan tam olarak kurtulabilmiş değiliz. Bugün Demirel'le aynı cephede olan eşimin program arkadaşı Altan Öymen 1976'da Demirel'in Deniz'lerin idam edilmesiyle ilgili yaptıklarını şu satırlarla anlatıyordu:
"Süleyman Demirel, Mobilya Yolsuzluğu'ndan yargılanan yeğeni Yahya Demirel'le ilgili olarak '25 yaşında çocukla uğraşıyorlar' diyor. 6 Mayıs 1972'de ise idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin'in idam kararları oylanıyordu. Süleyman Bey ise AP Grubu'nun en önünde oturuyordu. Elini 'İdama evet' için kaldırdığında arkasına dönüp baktı, herkesin kaldırıp kaldırmadığını kontrol ediyordu. Sonra vakur bir ifadeyle önüne döndü. İdamlar kabul edilmişti. Deniz ve Yusuf da 25 yaşındaydı. Süleyman Bey onlar için hiç '25 yaşında çocuklar' demedi. İdam edilmelerini istedi. İsteğine ulaştı da..."
Aynı Demirel katledilmelerine heves ettiği bu çocuklara karşı 1970'ler boyunca "başka çocuklar"ı destekledi. O çocuklarla ilgili "Bu gençler vatan savunması yapıyorlar. Bana ülkücü gençler suç işliyor dedirtemezsiniz" dedi. O ülkücü çocuklar "vatan savunması" yaptıklarını düşündüler. Devletleri için savaşıyorlardı. Devletleri tarafından "Sovyet ajanı" diye suçlanan başka çocuklara karşı silah çektiler. Sonra bu gençler de Deniz'leri asan aynı zihniyet tarafından türlü zulümlere maruz bırakıldılar. Demirel'in her zaman arkalarında durduğu bu gençler de 12 Eylül hapishanelerinde işkence tezgâhlarından geçti. Sekizi de idam edildi, katledildi.
Bu hazin hikâyeye yarın kaldığımız yerden devam edeceğiz. (Rasim Ozan Kütahyalı)
*****************************************
Her 6 Mayıs'ta Yeniden Doğdular...
Deniz Gezmiş sol düşünceyle tanışıp kendini dönemin eylemlerinin içerisinde bulduğunda henüz lise öğrencisiydi. 1965'ten sonra Türkiye'de gelişen gençlik hareketlerinin en önemli önderleri ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun (THKO) kurucu yöneticisi oldu. Deniz Gezmiş, ilk kez 1966'da Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim Anıtı'na çelenk koymaları sırasında işçilerin desteklendiği, Türk-İş yöneticilerinin ise protesto edildiği gösteri sırasında gözaltına alındı.
Gençlik eylemleri içinde öne çıkan Gezmiş ile Aslan, 16 Mart 1971 salı günü Sivas'ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalanıp Kayseri'ye getirildiler.
'Anayasal düzeni bozmak'la suçlandılar
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve arkadaşları, 11 Ocak 1971'de THKO adına yapılan Ankara İş Bankası Emek Şubesi soygunu ve 4 Mart 1971'de dört ABD'li askerin Balgat'taki Tuslog Tesisleri'nden kaçırılması eyleminde yer aldıkları gerekçesiyle tutuklandılar. “Anayasal düzeni silahlı mücadeleyle bozma” iddiasıyla yargılandılar ve Türk Ceza Kanunu'nun 146.maddesini ihlal ettikleri gerekçesiyle idam cezasına çarptırıldılar.
"Deniz Gezmiş Davası" diye anılan 1'inci THKO duruşmaları 16 Temmuz 1971'de Altındağ Veteriner Okulu binasında başladı. Tuğgeneral Ali Elverdi'nin başkanlığını yaptığı Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No'lu Mahkemesi'nde iddia makamında Baki Tuğ oturuyordu.
12 ay 10 gün sonra 9 Ekim 1971 günü Deniz Gezmiş ve arkadaşları THKO-1 Davası'nda, TCK'nin 146.maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, idam cezasına çarptırıldılar.
İnönü durduramadı, idamlar intikam için onaylandı
Onay için TBMM'ye gönderilen idam kararı için 276 “Evet” oyu kullanıldı.
TBMM’deki görüşmeler sırasında, o sırada ana muhalefet partisi lideri olan İsmet İnönü, idamları durdurmak için yaptığı girişimlerden sonuç alamadı.
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Yassıada'da Türkiye için başka bir utanç sayfası açılan Yassıada yargılamalarında idam edilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan karşılığında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için Adalet Partisi sıralarından “Üç – Üç” diye tempo tutularak idam kararları onaylandı. Adalet Partisi'nin başında, 12 Mart 1971'de verilen askeri muhtırayla Başbakanlık koltuğundan olan Süleyman Demirel bulunuyordu.
Sonuçta Menderes, Zorlu ve Polatkan'dan 10 yıl sonra bu kez tek kişinin bile canına kıymayan Gezmiş, Aslan ve İnan'ın idam edilmesiyle Türkiye tarihinin en koyu utanç sayfalarından biri yazıldı.
Mahkeme Başkanı Elverdi boğularak öldü
Gezmiş, Aslan ve İnan hakkında idam kararı veren mahkemenin başkanı olan ve “İdam sehpasında bile komünizm propagandası yaptılar” diyen Ali Elverdi, infazdan 38 yıl sonra,
nefes borusuna kaçan yemek nedeniyle boğularak öldü. Asıldıklarında toplam yaşları 73 olan Gezmiş, Aslan ve İnan için “siyasi karar” aldıklarını da söyleyen Elverdi 18 Nisan 2010'da öldüğünde 86 yaşındaydı.
Mülkiyeliler Birliği: 6 Mayıs onların doğum günü
Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu'ndan yapılan açıklamada, Gezmiş, Aslan ve İnan'ın idamları için şöyle denildi:
“6 Mayıs 1972'de idam edildiklerinde Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan 25, Hüseyin İnan 23 yaşındaydılar.
TBMM’de Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in idam kararları görüşülürken o dönemde ana muhalefet partisi lideri olan ve bugünkü siyasi iktidar tarafından faşist olmakla suçlanan İsmet İnönü, idamları durdurmak için her türlü çabayı göstermesine rağmen başarılı olamadı. Buna karşın 12 Mart muhtırasıyla iktidardan uzaklaştırılan Adalet Partisi Lideri Süleyman Demirel, hiç tereddüt etmeden idamları onayladı. Aynı Demirel, aradan birkaç yıl geçtikten sonra 1975’te mobilya yolsuzluğundan yargılanan yeğeni Yahya Demirel'le ilgili olarak '25 yaşında çocukla uğraşıyorlar' diyebiliyordu.
Ülkeyi bugünkü duruma getiren süreci işin başında iken gören, direnen ve hiçbir çıkar gözetmeden halkımızın mutluluğu için mücadele eden devrimci gençlik önderlerinin idamlarının ne anlama geldiğini Türkiye bugün daha iyi anlıyor.
Denizlerin idamlarına 'onay' verenlerin tümü tarih sahnesinden silindi. Deniz, Yusuf, Hüseyin ise yiğitlikleri, gençlikleri ve tüm coşkularıyla her 6 Mayıs'ta yeniden doğuyor.
O günden bu yana geçen 40 yıllık süre içinde unutulmak bir yana Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının isimleri onurlu bir kuşağın gururu haline geldi.
6 Mayıs artık onların doğum günü.
Emperyalizmin tahakkümünden kurtulmuş, kendi halkının iradesiyle yönetilen 'tam bağımsız ve gerçekten demokrat Türkiye' için mücadele eden devrimci gençlik önderleri; Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in doğum günlerini coşkuyla kutluyor, anıları önünde sevgi ve saygıyla eğiliyoruz.” (T24)