GÜNDEM
'CHP imam hatipleri kapatmayı vadediyor'
Gül, gazetecilere yaptığı açıklamada, CHP'nin seçim bildirgesinin Türkiye gerçekliğiyle bağdaşmadığını belirtti.
Açıklanan programın "sanki farklı bir evrende yaşıyormuş gibi" vaatlerden oluştuğunu kaydeden Gül, "Sanki Türkiye 2015 Haziran seçimlerine değil de 1946 seçimlerine giriyor. Sanki Türkiye'de AK Parti iktidarda değil de CHP iktidarda. Bu açıklama; 'ekonomik olarak, insan hakları anlamında, temel hak ve hürriyetler bağlamında, otoriter, totaliter, baskıcı bir ortam varmış' gibi bir hayal içerisinde yapılmış" dedi.
CHP'nin, seçim bildirgesiyle sırça köşklerde siyaset yaptığını gösterdiğini ifade eden Gül, Türkiye'de 13 yıllık reformcu, ileri demokrasi uygulayan bir AK Parti iktidarı olduğunu vurguladı. Bildirgede, "CHP iktidardaymış" gibi vaatler bulunduğunu belirten Gül, şöyle konuştu:
"Bakıldığında hiçbir şekilde tutarlı olmayan, hayali, gerçekle bağdaşmayan bir takım vaatler var. Programa bakıldığında sanki CHP Amerika'yı yeniden keşfediyormuş gibi 'şunu yapacağız', 'bunu yapacağız' gibi birtakım açıklamalarda bulunuldu. Söyledikleri çoğu şey ya yapılmış ya da yapılmakta olan hizmetler. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu toplantı, gösteri yürüyüşleriyle hakları genişleteceğiz" diyor ancak bu konu zaten AK Parti döneminde geliştirilmiş temel haklardır. Kılıçdaroğlu'nun orada anladığı; maskeli, molotoflu bir toplantı, gösteri yürüyüşü ise buna milletimiz asla izin vermez. Bunun mücadelesini AK Parti grubu olarak Meclis'te verdik."
Gül, CHP'nin, AK Parti'nin yaptığı hizmetleri "vaat" olarak söylediğini vurguladı.
"CHP darbelere karşı sessiz kaldı"
Seçim bildirgesinde parlamenter sistemle ilgili de korumacı, kutsayıcı açıklamalar olduğuna dikkati çeken Gül, CHP'nin Türkiye'deki darbelere destek ve darbecilerin yanında yer aldığını ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu'nun parlamenter demokrasiyi korumaktan bahsettiğini anlatan Gül, "Buna da milletimiz ancak gülüp geçecektir. Eğer parlamenter demokrasi diye bir derdiniz, endişeniz varsa, parlamentoya yapılan darbelere karşı CHP niçin sessiz kaldı. Niçin bu darbelerin, darbecilerin yanında yer aldı. Bunu izah etmek asla mümkün değil. CHP, 'parlamenter sistemi koruyorum' derken, aslında statükocu ve vesayetçi bir düzenin devam etmesi gerektiğini söylüyor" ifadelerini kullandı.
Gül; Dersim, Ağrı ve Takriri Sükun'la yüzleşemeyen CHP'nin halen inançlara baskıyı öngören geleneğini de sürdürdüğünü ileri sürdü.
CHP bu programda 28 Şubat döneminin yasakçı uygulamalarını vadettiğini anlatan Gül, şunları kaydetti:
"Eğitim sistemini 1+8+4 olarak yapacağını söylüyor. Bu ne demek. Bunu aziz milletin çok iyi bilmesi lazım. Bu kesintisiz eğitime dönüş demek. Yani imam hatiplerin kapatılması demek. CHP bu programla, milletin destekleriyle hayatiyete geçirilen imam hatip liselerini kapatmayı vadetmektedir. 28 Şubat'ı milletimiz hatırlar. Refahyol'a vurulan darbeyle, millet iradesine vurulan darbeyle kesintisiz eğitim getirilmişti. CHP yine 28 Şubat'a dönmeyi, daha da öte 1960'lara dönmeyi vadediyor. Burada da aziz milletimizin değerlerine bir düşmanlık ve savaş açıldığını görüyoruz. 'Cemevlerine özgürlük, ibadethane statüsü tanınsın' derken imam hatipleri, Kuran kurslarını; 'seçmeli dersleri okula ve öğrenciye bırakacağız' derken, siyeri nebi ve Kur'an-ı Kerim ile ilgili hükümetimizin yapmış olduğu en büyük reformların geriye gidişinin amaçlandığı görülüyor."
Gül, CHP bildirgesiyle çok fazla beklentiye girilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Kılıçdaroğlu'nun "sandıklara sahip çıkacağız" söyleminin de 1946'yı hatırlattığını kaydeden Gül, "1946'da şaibeli seçimler vardı. Eski Türkiye yok. Yeni anayasayla, başkanlık sistemiyle, güçlü yeni Türkiye'yi inşallah seçimde milletimizle beraber inşa edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Ekonomik krize ve istikrarsızlığa Türkiye'nin tahammülü yok"
"AK Parti'nin milletle omuz omuza verdiği tarihi zaferi konuşacağız, onun için çalışıyoruz" diyen Gül, hedeflerinin 400 milletvekiliyle anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmak olduğunu vurguladı.
Anketlerde HDP'nin kamuoyunda gözüktüğü gibi bir sonuç bulunmadığını ifade eden Gül, şu görüşleri paylaştı:
"AK Parti'nin 13 yıllık kazanımlarının anayasayla taçlanması lazım. Çözüm sürecinin, ekonomik ve siyasi istikrarın anayasayla taçlanması lazım. Artık parlamenter sistem Türkiye'yi taşıyamıyor. Bu milletin, koalisyon dönemleriyle bir ekonomik krize ve istikrarsızlığa tahammülü yok. Bu yüzden anayasa değişikliğine ihtiyaç var. Milletimiz de bunu bekliyor. Biz de bunun için çalışıyoruz. İnanıyoruz ki bunu da gerçekleştireceğiz."
Gül, parlamenter sistemin artık Türkiye'ye dar geldiğini, en uygun sistemin ise başkanlık olduğunu dile getirdi.
Milletin de bu yönde beklentisi olduğunun altını çizen Gül, "Parlamentonun, millet iradesinin korunması için de en uygun sistem başkanlık sistemidir. CHP burada da kendini eleştirmekte, kendini inkar etmektedir. Parlamenter demokrasiyi bu kadar savunuyorsunuz da parlamentonun hukukunun ırzına geçilirken, darbeye uğratılırken neredeydiniz, niye sesiniz çıkmıyordu" diye konuştu.