GÜNDEM
Cemaat, Bizantinizm projesinin Truva atı mı?
Yeni Şafak Yazarı Yusuf Kaplan, küresel sistemin Gülen Cemaati'nin önünü, İslâm'ı dönüştürmek için açtığını belirten bir yazı kaleme aldı.
19 Ocak 2014, Pazar
Cemaatin, -Müslüman bir cemaate yaraşır bir şekilde hareket ederek- geri adım atmak yerine, gerilimi ve 'iktidar kavgası'nı fütursuzca tırmandırmakta ısrar ettiği gözleniyor.
Soru şu: Cemaatin, gerilimi tırmandırmakta ısrarlı olmasının nedeni, dünyadaki bazı etkili Yahudi ve Hıristiyan çevreleriyle kurduğu karmaşık, kafa karıştırıcı, tuhaf ilişkiler ve 'Cemaate yüklenen misyon' olabilir mi, acaba?
Soruyu, daha açık sorayım: Cemaat'in, 'küresel sisteme hizmet edecek' küresel bir proje olarak düşünülmesi, bu nedenle, İslâm'ı tekeline alması ve başka İslâmî oluşumları 'silindir gibi ezip geçmesi', Cemaat'in fütursuzluğunun asıl nedeni olabilir mi?
BİZANTİNİZM PROJESİ
Bu konu, son derece hassas bir konu ve sorunun püf noktası burada gizli belki de.
Cemaat'in, Bizantinizm projesinin hayata geçirilmesine son derece elverişli bir söyleme ve esrarengiz ilişki biçimlerine sahip olduğunu gözlemliyoruz.
Peki, Bizantinizm ne?
Şu: Bizans imparatoru Konstantin, Hıristiyan olunca, yüzyıllarca paganların yoğun baskılarına, işkencelerine maruz kalan Hıristiyanların ilk bakışta rahat nefes almalarını sağlayan ama sonuç itibariyle Hıristiyanlığı dönüştürerek bitiren tarihî bir projeye imza attı: Hıristiyanlığı Bizanslaştırdı.
Böylelikle Bizans, hem imparatorluğun egemenlik alanlarını alabildiğine genişletti hem de Avrupa'yı Bizans'a boyun eğdirdi.
Sonuçta, Bizans'ın güdümüne giren, Bizans'ın siyasî çıkarlarına, hedeflerine ve hayallerine hizmet eden bir Hıristiyanlık çıktı ortaya.
Ama Hıristiyanlık da, Hıristiyanlık olmaktan çıktı dolayısıyla: Konsüller toplandı Bizans'ın güdümünde art arda: 325'te İznik'te. Ardından Kadıköy ve İstanbul'da.
Böylelikle Bizans'ın siyasî otoritesine göre şekillenen bir Hıristiyanlık icat edilmiş oldu.
CEMAAT, BİZANTİNİZM PROJESİ'NİN NERESİNDE?
Gülen Hareketi, bugün, Amerika'da tam da böylesi bir Bizantinizm projesine hizmet etmek için yaşatılıyor, önü açılıyor ve küreselleştiriliyor olabilir.
Amerika, Fethullah Gülen'i, kara kaşına kara gözüne hayran olduğu için 'ağırlamıyor' herhalde, değil mi?
Ben her şeye rağmen hüsnüzan'la yaklaşmak için çaba gösteriyorum Cemaat'in bu tür çabalarına.
Türkiye'nin içeriden teslim alındığını biliyor Fethullah Gülen. Ama Cemaat'in de aslında dışarıdan teslim alındığını biliyor mu, onu bilmiyorum.
Cemaat, Amerika'yı, Yahudileri filan kullandığını düşünüyor.
Ama ben bütün bunlara kocaman bir 'ACABA?' diyorum yine de. Daha doğrusu demek zorundayım.
Peki bunun somut delilleri, göstergeleri var mı?
CEMAAT, İSLÂM DÜNYASININ SORUNLARINA NEDEN KAYITSIZ?
Bunun en önemli göstergesi, Cemaat'in İslâm dünyasının sorunları konusunda, Müslümanların acılarını, sorunlarını paylaşan açıklamalar yapmaması.
Aksine Müslümanları zor durumda bırakacak açıklamalarda bulunması.
Bunun gerekçesi de, Gülen Hareketi'nin faaliyetlerine küresel sistem tarafından gözyumuluyor olması.
Küresel sistem, yarın, önümüzdeki 15-20 yıl zarfında, Gülen Hareketi'ni ve bu hareketin temel paradigmasını oluşturan 'ılımlı İslâm' anlayışını, bütün İslâm dünyasına yaymakta ve bu hareket üzerinden İslâm dünyasını küresel sistemin çıkarlarına boyun eğdirmekte daha belirgin olarak kullanabilir, hatta kullanmaktan çekinmeyecektir.
Başka bir gösterge de, Gülen Hareketi'nin, İslâm dünyasındaki İslâmî oluşumların, hareketlerin hiç biriyle doğrudan irtibat kurmaması, istişare etmemesi, bağlarını güçlendirmeye yanaşmaması.
CEMAAT, MÜSLÜMAN CEMAATLERLE 'DİYALOG' DEĞİL MONOLOG KURACAK!
Eğer buraya kadar tespitlerim doğruysa, o zaman şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Cemaat, Müslüman cemaatlerle, oluşumlarla bugün ilişki, iletişim ve irtibat kurmuyor ama yarın kuracak.
Ne zaman ve nasıl peki?
Bu sorunun tek cevabı var: Ne zaman ki, diğer cemaatlerin hepsinden güçlü, hepsini kendisine boyun eğdirebilecek bir konuma ulaşırsa...
Gayr-i müslim 'şebekelerle' kurulan, Müslümanlarla kurulmayan diyalog, işte o zaman, Müslümanlarla da kurulmaya başlanacak ama bu, sadece MONOLOG şeklini alacak!
Şöyle düşünüyor olabiliriz, ki, pek çok masum cemaat mensubu böyle telif ve tevil ediyor bunu:
'Ne var bunda? Şimdi, nefes alacak durumda değiliz. Önümüz tıkalı. Her yerde de tıkanıyor. Ama yarın GÜÇLENEREK, bu bariyerleri yardığımız zaman, Müslümanlarla ilişkiye geçeriz'!
CEVAP BEKLEYEN 'ACABA'LAR?
İşte burada da kocaman bir 'ACABA?' diye sormak zorundayız.
O zaman cemaat kalacak mı acaba?
O zaman cemaat Bizantinizm'in kurbanı olmayacak mı ACABA?
O zaman cemaatin eli, kolu, bacağı, zihni, beyni, ruhu yok edilmiş, bütünüyle dönüştürülmüş olmayacak mı ACABA?
O zaman cemaat, cemadat'a çoktan dönüşmüş olmayacak mı acaba?
O zaman, diyalog diyalog diye küresel sistemin türlü tuhaf güçleriyle kurulan ilişkiler nedeniyle, cemaat, zaten zihnen ve fiilen teslim alınmış olmayacak mı ACABA?
Ve en önemlisi de, cemaat, işte o zaman, sadece ve sadece küresel sistemin, İslâm'ı dönüştürerek, İslâm dünyasını kendi çıkarları doğrultusunda dizayn edeceği tam bir Truva atına dönüşmüş olmayacak mı ACABA?
CEMAAT, BİZANTİNİZM VE AMERİKA'NIN 'MÜSLÜMANLAŞMASI'
Şöyle bir şey bile olabilir: Tıpkı Bizans'ın Hıristiyanlaşması gibi, Amerika da bir şekilde 'müslümanlaşabilir'; yani tıpkı Bizans İmparatorluğu'nun yaptığı gibi, kendi çıkarlarına hizmet edecek bir İslâm'ı bağrına basabilir.
Ama o zaman İslâm'dan eser kalır mı, bilmiyorum, doğrusu.
Ve korkuyorum bu kadar tehlikeli, karmaşık ve kafa karıştırıcı ilişki ve 'diyalog' denen 'ilişkiler'den?
Ve şu soruyu soruyorum: Cemaatin, küresel ölçekte önünün açılması, ne ölçüde cemaatin başarısıdır, ne ölçüde küresel sistemin önaçma girişimlerinin sonucudur?
Ve Küresel sistem, küreselleşen bir cemaatin önünü rastgele, 'yeşillik olsun' diye açar mı?
İSLÂM'I DÖNÜŞTÜRME PROJESİ
Aptal olmaya gerek yok: Küresel sistem, bu tür cemaatlerin önünü, İslâm'ı dönüştürmek için açıyor.
Önlerinde koskoca bir Avrupa tarihi tecrübesi var: Bizans'tan itibaren, Avrupa, Hıristiyanlığı dünyevî çıkarları için kullandı.
Ve İslâm gibi, küresel bir dini, üstelik de küresel sisteme her şeye rağmen muazzam bir şekilde direnen bir dini, Bizantinizm projesi üzerinden dönüştürerek, kendisine, hâkimiyetine boyun eğdirmek için kullanacaktır.
İşte bu nedenle, küresel sistem, Çin, Japonya, Hindistan ve Rusya'nın kapitalistleştirilerek yutulmasından sonra, İslâm'ı da kendi hâkimiyetine aslâ itiraz etmeyecek, boyun eğdirecek projeleri uyguluyor.
Gülen Hareketi'ni de 'ılımlı İslâm'ın en hızlı şekilde önünü açacak bir hareket olarak gördüğü için liderini Amerika'da 'ağırlıyor'!
Şimdi, önümüzdeki süreçte, Gülen Hareketi'nin önü inanılmaz bir şekilde açılacak. Yarın, bütün küre ölçeğinde karşılık bulacak girişimlere hazırlıklı olalım, derim.
Ama asıl tedirgin edici nokta şu tam burada: Cemaat, Bizantimizm denen şeyin, İslâm'ın protestanlaştırılması denen şeyin entelektüel, tarihî, kültürel ve siyasî temellerinden ve ne kadar tehlikeli olduğundan ne yazık ki habersiz.
TEŞEKKÜR VE KAYGI
Aldığım ürpertici telefon tehdidi nedeniyle desteklerini ve dualarını esirgemeyen okuyuculara, dostlara ve arkadaşlara kalbî teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu arada, bu tehdit konusunda Cemaat'in yöneticilerinin ses vermemesini, kaygı verici bulduğumu hatırlatmak isterim.