Kahvehaneden çıkmayan, gazete, kitap, dergi okumayan, kütüphaneye gitmeyen, çıkar elde etmek için siyasi yapıların içine giren, sapkın cemaatlerin peşine düşen, giyinmesini bilmeyen, beden dilinden, iletişimden habersiz, psikoloji, sosyoloji, felsefe, yönetişim, toplam kalite mefhumlarını küçümseyen öğretmen ve yöneticilerle hiçbir yere varamadık, varamayız.

15 yıl öğrencilik, 25 yıldır da öğretmen olarak Türkiye’nin ve KKTC’nin 8 farklı lisesinde görev yaptım. 20 kadar okul müdürü, 200 kadar müdür yardımcı ile mesaim oldu.

Burada isim, mekan, adres, tarih vererek bilgiler de sunabilirim. Ama düşman kazanmak istemem. Eğitimcilikle hiç ilgi/alakası olmayan, bilgisiz, görgüsüz, ilkesiz meslektaşlarla mesai yapmak zorunda kaldım.

Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, milletvekilliği, belediye başkanlığı, rektörlük, muhtarlık, dernek başkanlığı gibi makamlar süreli (geçici) iken okul idareciliğinin 20-30 yıl sürmesi hiç etik değildir.

İlimizdeki idarecilerin hepsi iyi ya da hepsi başarısız değildir. Hiç öğretmenlik yapmadan, bir şekilde idarecilik sınıfına geçmiş kişilerden bazılarının görevine son verildi diye ortalığı velveleye verenlere katılmıyorum. Hiçbir sendikanın sesi değilim. Sadece içimden geçenleri ifade ediyorum.

İldeki eğitim örgütü çok başarılı olsaydı son 30 yıldır ilk 10 il arasında olmamız gerekirdi. İlkokuldan üniversite seviyesine kadar hep alt sıralarda başarılar elde etmişsek bunda idareci beyzadelerin hiç mi günahı yoktur?

Şahsi fikirlerimi ileterek yazıyı bağlayayım. Nitelikli bir eğitim yapısının oluşması için:

1.Öğretmenler 3-4 yılda bir mesleki sınavlardan geçirilmelidir.

2.Sık sık rapor ve izin almayı marifet sananların maaşlarında indirime gidilmelidir.

3.Öğretmenlerin 2-3 yılda bir hizmetiçi eğitim kurslarına mecburen gitmeleri sağlanmalıdır.

4.Öğretmenler her 5 yılda bir psikolojik / ruhsal muayeneden geçirilmelidir.

5.Sınavlarda sürekli başarısız olan okulların idareci ve öğretmenlerinin görev yeri değiştirilebilmelidir.

6.İldeki eğitim örgüsünü bilimden uzak sendikaların, mahalli ağaların önerileriyle değil, bilim insanlarının yöntemleriyle şekillendirmek daha doğru bir yoldur.

Konu uzundur. Ancak okuru sıkmak istemem…

Ali Özdemir

Ankara