GÜNDEM
Bu Gidiş Nereye?
Hıristiyanların noeli, yılbaşısı… Aziz Valentine’nin sevgililer günü… Hıristiyan gelenekleriyle yoğrulmuş; mum yakılan doğum günleri… 1 Nisan yalan günü.. Anneler günü... babalar günü… Günümüz Müslümanı çirkinlik halkalarına bir yenisini daha ekledi: Müslüman Dünya Güzellik Yarışması… Oysa güzel olan Müslüman olmak ve Müslümanca yaşamak…
Destan
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
…
Utanırdı burnunu göstermekten süt ninem,
Kızımın gösterdiği kefen bezine mahrem!!!
Muhasebe
Üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem!
Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem,
Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve aşıkları,
Alt kat: Kız kardeşimin (Tamtam) da çığlıkları;
Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
Buyrun ve maktandan seyredin, işte evim!
Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!
Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş…
Necip Fazıl KISAKÜREK
Endonezya’da bir küresel kepazeliğe imza atıldı. Küresel emperyalist güçlerin sömürü aracı olarak kullandıkları argümanlardan ‘güzellik yarışması’ bu kez üstelik de Müslüman bir ülkede ve “Müslüman Dünyası Güzellik Yarışması” adı altında gerçekleştirildi. Yarışma sonunda birinci gelenin Kur’an- Kerim’i öpmesi ise başlı başına kara mizahtı…
Haber Merkezi
Keriman halis’le başlayan bozulma...
Yıl 1932. Yer Belçika. Dünya Güzellik Yarışması’nda Türkiye Güzeli Keriman Halis birinci seçildi ama nasıl? Jüri Başkanı’nın yaptığı konuşma hâlâ belleklerde: “Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Yüzyıllardır dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren Osmanlı İmparatorluğu artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Müslüman Türk güzeli Keriman Halis, karşımıza mayo ile çıkıp kendini bize beğendirmeye çalışmıştır. Bu Türk kızını kendi zaferimizin tacı kabul edeceğiz ve onu kraliçe seçeceğiz. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslam’ı ve Türkleri yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Bundan dolayı Türk güzelini dünya güzeli olarak seçeceğiz. Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.”
Gerçekten yarışma mı?
Tüm zamanların en sapkın teorilerinden biri hiç kuşku yok ki şudur; “Kadın hakları ile ilgili olarak, kadının Müslüman dünyada özgürleşmesinin göstergesi olduğu iddiasıyla, güzellik kraliçesi seçilmesi organizasyonları…” Güzellik yarışmaları gerçekten bir yarışma mıdır? Yoksa güzelliğin göreceli oluşu ve kişiye göre değiştiği gerçeği göz ardı edilerek, yarışma adı altında, kapitalist, emperyalist düşünceler tarafından bedenlerin ve zihinlerin sömürülmesi midir?
Hıristiyanların Noeli, Yılbaşısı… Aziz Valentine’nin sevgililer günü… Hıristiyan gelenekleriyle yoğrulmuş; mum yakılan doğum günleri… 1 Nisan yalan günü.. Anneler günü, babalar günü… Günümüz Müslümanı çirkinlik halkalarına bir yenisini daha ekledi: Müslüman Dünya Güzellik Yarışması…
Endonezya’da bir kepazeliğe imza atıldı. Tamamen Batı kültürünü yansıtan Yılbaşı kutlamalarını içselleştiren, Aziz Valentine kaynaklı Sevgililer Günü’nü meşrulaştıran, ‘şaka’ olarak lanse edilen ama arka planında karanlık bir dünyanın yattığı ‘1 Nisan Şakası’nı benimseyen, Batı kaynaklı bayramlarla yoğrulan günümüz Müslümanları şimdi de ‘Güzellik Yarışması’ yanlışı ile karşı karşıya. Bu argümanlardan ‘güzellik yarışması’ bu kez üstelik de Müslüman bir ülkede ve “Müslüman Dünyası Güzellik Yarışması” adı altında gerçekleştirildi. Yarışma sonunda birinci gelenin Kur’an- Kerim’i öpmesi ise başlı başına kara mizahtı..
Nereden peydah oldu bu yarışma?
Endonezya’da ilk kez düzenlenen Müslüman Dünyası Güzellik Yarışması’nı Nijerya’dan Obabiyi Aisha Ajibola kazandı. Altı ülkeden 18 katılımcı yarıştı. Endonezya ve Malezya güzelleri ile finale kalan 20 yaşındaki şehir planlama öğrencisi Aisha, ismi açıklandığında gözyaşlarına boğuldu ve bir kendisine uzatılan Kuran’ı öptü. Ödül olarak yaklaşık 2 bin 200 dolar (4 bin 400 TL) ve Hac seyahati kazanan Aisa, “Allah biliyor ya kazanacağımı hiç tahmin etmiyordum. Bunu bütün Nijeryalı kadınlara ithaf ediyorum.” diye konuştu. Endonezya’da 2011 yılından beri “Müslüman Güzel” yarışması düzenliyor. Yarışmacıların sadece yüzleri ve ellerini açabilecekleri kıyafetler giymesine izin verilen yarışmada, güzellere Müslümanlık, moda ve eğitim gibi konularda sorular da soruluyor. Bu yılki yarışmaya, Endonezya’nın yanı sıra Malezya, Brunei Sultanlığı, İran, Bangladeş’ten güzeller katıldı. ABD’den katılacağı söylenen güzel ise annesinin ani hastalığı nedeniyle yarışmadan çekildi. Gelecek yıl yarışma Brunei’de düzenlenecek. Dünya Güzellik yarışması bu yıl Endonezya’da 28 Eylül’de düzenlenecek. Endonezyalı yetkililer, Müslüman gruplarının tepkisi üzerine, yarışmanın yerini değiştirmiş ve Miss World 2013’ü başkent Cakarta yerine Bali adasında düzenlemeye karar vermişti.
Yarışmalar neyin aracı?
Tüm zamanların en sapkın teorilerinden biri hiç kuşku yok ki şudur; “Kadın hakları ile ilgili olarak, kadının Müslüman dünyada özgürleşmesinin göstergesi olduğu iddiasıyla, Güzellik kraliçesi seçilmesi organizasyonları… Bu teori üzerinde enine boyuna düşünmek lazım. Zira, üzerinde iyice düşünülmeden ya da taraflı anlayışlarla hep önemli kabul edilmiş ve böylede kabul ettirilmeye çalışılmıştır. Oysa gerçek böyle midir? Güzellik yarışmaları gerçekten bir yarışma mıdır? Yoksa güzelliğin göreceli oluşu ve kişiye göre değiştiği gerçeği göz ardı edilerek, yarışma adı altında, Kapitalist, emperyalist düşünceler tarafından bedenin zihniyetin sömürülmesi midir? Kadın ya da erkek, neye göre güzeldir? Güzellik ölçüsü nedir, kriterler nelerdir? Güzellik sayılabilecek göstergeler, bir şekilde tespit edilip, bu göstergelere göre kalıplar çıkarılıp, insanların bu kalıplara uyup uymadıkları kontrol edilmekte midir? Yoksa, buna bile ihtiyaç duyulmuyorsa, adı yarışma olsa da gerçeği yarışma yerine kadın vücudu üzerinden, tüketim ekonomisi mi oluşturmaya çalışmaktır! Kapitalist sistem bunu allayıp, pullayarak, insanların zayıf yönlerinden enjekte etmeyi başarmakta ve bu yarışmalar bütün hızıyla ve en önemli organizasyonlar olarak devam ettirilmektedir. Bu organizasyonların diğer ayakları olan ve kadın erkek vücudunun kullanılarak oluşturulan ürün yelpazesini de söylemeye anmaya bile yok. Büyük oranlarda satış rakamları yakalamak için, ürünlerin tanıtımında, pazarlanmasında kullanılan kadınların pozisyonlarını hatırlayınca güzellik yarışmalarının kimler için, neden çok önemli olduğu ve gerekli olduğu da ortaya çıkıyor. Emperyalist amaçlara hizmet eden bu tür organizasyonların “Müslüman Ülkeler” başlığı altında yapılmaya başlanması rezaletin bir başka perdesi olarak karşımıza çıkıyor.
Bu sene İslam’ı ve Türkleri yenmenin zaferini kutluyoruz!
Türkiye’de ilk güzellik yarışmasını 1932 yılında Cumhuriyet gazetesi düzenledi. Türkiye’nin bu ilk güzellik yarışmasını Keriman Halis kazandı. 19 yaşındaki Keriman Halis, aynı yıl 28 ülkenin katılmasıyla Belçika’da düzenlenen dünya güzellik yarışmasına Türkiye’yi temsilen gönderildi. İlk kez bir Türk kızı dünya güzellik yarışmasına katıldı. Herkes yarışmanın sonucunu beklerken bu arada ilginç ve bir o kadar ‘tarih kitaplarına ders konusu olacak’ bir konuşma geçer. Yarışmada organizasyon Başkanı kürsüye gelir ve jüri üyelerine şu konuşmayı yapar; “Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Yüzyıllardır dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren Osmanlı imparatorluğu artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Bir zamanlar sokağa bile, pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi olan Türk güzeli Keriman Halis, karşımıza mayo ile çıkıp kendini bize beğendirmeye çalışmıştır. Bu Türk kızını kendi zaferimizin tacı kabul edeceğiz ve onu kraliçe seçeceğiz. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslam’ı ve Türkleri yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Bundan dolayı Türk güzelini dünya güzeli olarak seçeceğiz. Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.” Bu konuşmadan sonra jüri üyeleri toplandıkları salondan çıkarlar ve Türkiye’yi temsilen dünya güzellik yarışmasına katılan Keriman Halis’i dünya güzeli olarak seçtiklerini açıklarlar. (milli gazete)