EĞİTİM
Bebeklere Dini Eğitim Geliyor!
Yozgatın bir ilçesinde bir ay önce yapılan seçmeli din derslerine ilişkin çalıştayı yeni yapılmış gibi gösteren Cumhuriyet muhabiri bir ilçedeki çalıştayın sonuçlarının Milli Eğitim bakanlığını etkileyeceğini düşünmesi haberi okuyanlara ister istemez ‘Cumhuriyet ve sol basın artık haber yapacak bir olay bulamayıp tam bir ay önce yapılmış ve sonuçları da bir ay önce medyaya gönderilmiş çalıştayasarılarak iyi haberciliğin çıtası bayat haberle nasıl yükseltilir göstermeye çalışıyorlar’ dedirttirdi.
Cumhuriyet gazetesinde yer alan haberin başlığında okul öncesi dini eğitimin istenmesi büyük bir suçmuş gibi verilmeye çalışılırken konuyla ilgili Ankara Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen 1 nolu şube başkanı Mustafa Kır’ın Eylül ayında basında ve internette geniş yer alan"Okul öncesi eğitimde din dersi verilmelidir" başlıklı basın açıklamasının ne kadar isabetli olduğu ortaya çıktı.
(Konuyla ilgili Kır’ın basın açıklaması sendika şube sitesinde yayındadır http://ankara1.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/okul-oncesi-egitimde-din-dersi-verilmelidir/1850/)
Kır yaptığı basın açıklamasında "Eğitim doğumla
başlayıp hayat boyu devam eden bir süreç. Çocukluk eğitimi ilk olarak aile de
başlayıp, okul öncesi eğitim ve ilköğretimle devam eder. Okul öncesi eğitim
dediğimiz kreş ve anaokullarında çalışan anne ve babalar için çocuk bakıcılığı
görevinin üstlenildiği bir kurum değildir. Bilakis çocukların hem fiziksel, hem
bilimsel açıdan becerilerini ve yaratıcı yönlerini ortaya çıkaran, sağlıklı
ortamda sosyal birey olarak yetişmelerini sağlayan, aile eğitimini de içine
alan çok önemli bir eğitim kurumu olduğunu" diyerek "Her millet kendi
çocuklarına yaş sınırı konulmaksızın inançları gereği eğitilmesi ve öğretilmesi
konusunda okul öncesi dahil gerekli adımları atarken, hatta okul öncesi
okullarına bile çocuk kiliselerinin açılmasından rahatsızlık duymazken
ülkemizde halkımızın yüzde 99'u Müslüman olmasına rağmen dini bilgilerin
öğrenilmesine, öğretilmesine ibadethane açılmasına hep mesafeli
yaklaşmaktadır."şeklinde okul öncesieğitimde dini ve milli değerleri kendi çocuklarımıza
öğretme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmasını istemişti.
Kır, Meb'e bağlı okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların yaşlarına uygun temel dini bilgilerin ve değerler eğitiminin verilmemesinin ekonomik imkanı yerinde olan çok sayıda anne-babayı resmi veya gayri resmi yollarla açılan bu bilgilerin verildiği okul öncesi özel eğitim kurumlarını tercih etme zorunda bıraktığına dikkat çekerek bu durumun bilimsel olarak öğrenmenin temelinin 4-6 yaşlarında atıldığı çocuğun; zihinsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişiminde çok önemli izler bıraktığının bilimsel bir gerçek olduğunu vurguladığı açıklamasında "O nedenle temel dini bilgilerin ve değerler eğitiminin daha sonraki yaşlarda verilmesinin çocuk üzerindeki tesiri olumsuz olmakta, sadece bilgiyi ders olarak öğrenmiş olmaktan öteye geçmemektedir" demişti.
Kır’ın bir teklifi de İlahiyat ve Eğitim fakültelerinde okul öncesi dini eğitim bölümlerinin açılarak öğretmenlerin buradan yetiştirilmesiydi.
Ülkemizde Değerler eğitiminin veya Temel Dini Bilgilerin okul öncesinden itibaren çocukların yaşlarına uygun olarak, korkutmadan, ürkütmeden, dinden soğutmadan iyi bir model ve iyi bir öğretmen tarafından verilmesi ile eğitimde hedeflenen ahlaki boyuta ulaşılabileceği ortadadır.