EĞİTİM
BÇG Ruhu MEB koridorlarında
Geçtiğimiz günlerde patlak veren MEB’deki başörtüsü skandalının bir benzeri aynı kurumda yine yaşandı. MEB Hukuk Müşavirleri’nin 28 Şubat sürecinde baskılara maruz kalarak öğretmenlikten atılan Nazım Erol’un de görevine dönmesine engel oldukları ortaya çıktı. 28 Şubat’la hesaplaşıyoruz, mağduriyetleri gideriyoruz diyen hükümetin maskesi bir kez daha düşerken, akıllara şu soru takıldı: Milli Eğitim Bakanlığı’nı hükümetin atadığı Nabi Avcı mı, yoksa Hukuk Müşavirliği mi yönetiyor?
Sözü Geçmeyen Hükümet
28 Şubat’ın mağdurları, popülist ve kamuoyonun gazını almaya yönelik açıklamaların aksine, hâlâ özlük haklarına kavuşamadılar. Amasya Üniversitesi’nde Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde öğrenci iken, Milli Gençlik Vakfı’nın öğrenci evlerinde kalan Nazım Erol, yapılan baskınlar sonucunda, okuduğu kitaplar yüzünden yargılanarak, 3 yıla mahkum edildi. Okulu bitirip, 2001 yılında öğretmen olarak atanan Nazım Erol’a 2003 yılında mahkumiyeti yüzünden görevden el çektirildi. Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne açtığı, haklarının iadesi davası ile hukuk mücadelesi başlatan mağdur öğretmen için, mahkeme olumlu karar verdi. Hakkında verilmiş hüküm ve bütün neticeleri ile birlikte ortadan kaldırılan haklarının iadesi için MEB’e başvuran Nazım Erol, şok bir durumla karşılaştı. MEB, Erol’un mahkumiyetini gerekçe göstererek, göreve iadesi işlemini yapmadı.
Bakanlığı müşavirler mi yönetiyor?
Geçtiğimiz hafta başörtüsü ile çalışmak isteyen bir öğretmenin Danıştay’a açtığı davada MEB Hukuk Müşavirlerinin tavrı başörtülü mağdurun lehine karar verecek olan mahkemenin kararını etkilemeye yönelik olmuştu. Hukuk Müşavirlerinin ‘Laik’liği öne sürerek, başörtü yasağının MEB’de devam etmesi yönündeki savunmaları ülke gündemine bomba gibi düşmüştü. Danıştay’daki bir başörtüsü davasında başörtüsü yasağını savunan MEB’in Hukuk Müşavirleri’nin başka olaylarda da benzer tavrı sergilediği ortaya çıktı. MEB Hukuk Müşavirliği, darbecilerden yana tavrını 28 Şubat mağduru Nazım Erol, karşı takındığı tavırla teyit etmiş oldu.
Başörtüsüne Karşı Olanların Zihniyeti
Son yıllarda 28 Şubat döneminde mağdur olanların mağduriyetlerini giderilmesi için bir dizi düzenleme yapılırken, acılar ve gözyaşının hesabı ise bir türlü sorulamadı. Aradan geçen yarım yüzyıla rağmen bu zihniyetin kalıntılarının kurumlardaki yerleri nedense bir türlü değiştirilemedi. Geçtiğimiz hafta başörtüsü ile çalışmak isteyen bir kişinin Danıştay’a açtığı davada MEB’in Bakandan habersiz(!) Hukuk Müşavirlerinin oyunu başörtülünün lehine karar verecek olan Danıştay’daki dairenin kararını etkilemeye yönelikti. Hukuk Müşavirlerinin ‘Laik’liği öne sürerek, başörtü yasağının MEB’de devam etmesi yönündeki savunmaları ülke gündemine bomba gibi düşmüştü.
Mahkeme Karar Verdi, İdare Uymuyor
Hükümet yetkililerinin dahi haberinin olmadığı olay sonrası bazı ekipler, ülkenin en hassas konusu olan başörtüsü yüzünden hükümeti zora sokmanın derdine düşmüşken, bu hafta ise yine bir hak skandalı daha ortaya çıktı. 28 Şubat’ın o en kesif günlerinde Amasya Üniversitesi’nde Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde öğrenci iken, Milli Gençlik Vakfı’nın öğrenci evlerinde kalan Nazım Erol’un, yapılan baskınlar sonucunda, okuduğu kitaplar yüzünden yargılanarak, 3 yıla mahkum edildi. Okulu bitirip, 2001 yılında öğretmen olarak atanan ve 2003 yılında mahkumiyeti yüzünden görevden el çektirilip, sokağa atılan mağdur öğretmenin hukuk mücadelesi hala sürüyor.
İşin İçinden Yine Hukuk Müşavirleri Çıktı
Mücadelesini Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne açtığı, haklarının iadesi davası ile başlatan mağdur öğretmen Nazım Erol, mahkemenin verdiği kararla, hakkında verilmiş hüküm ve bütün neticeleri ile birlikte ortadan kıldırıldı. Mahkumiyetinin vaki olmamış sayılmasına karar verildi. Nazım Erol, ise haklarının iadesi için MEB’e başvuruda bulundu. Bütün bunlara rağmen MEB mahkumiyetini gerekçe göstererek, görevine iadesi işlemini yapmadı. Bakanlık bürokratları mesleğe dönmesi için herhangi bir sakıncanın olmadığı görüşünü savunurken bazı bakanlık bürokratlarının sözleri ise mağdur öğretmen Nazım Erol’u yine mağdur etti. Bakanlığın atamadan sorumlu bazı bürokratları ise ‘AK Parti diyorsun. AK Parti iktidarda bir yıl kalabilecek mi ki?” diye karşılık verdi.
MEB’in red cevabını idari mahkemeye götüren Nazım Erol, işte burada yine gündemde olan MEB’in Hukuk Müşavirlerinin insafına kaldı. Bakanlığın Hukuk Müşavirleri ise ‘eğer işe başlatırsanız yarın bir gün herhangi bir şey olursa sorumluluk sizindir’ diyerek verdiği gözdağı ile mağdur öğretmen Nazım Erol’u ‘işe başlatmayın’ dedi.
Eğitim-Bir-Sen Avcı’ya Çağrıda Bulundu
Konuyu görüştüğümüz Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ali Yalçın ise olayla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada, Ak Parti’nin iktidarda olduğu bir dönemde süren hak mağduriyetinin giderilmemesine tepki gösterdi. Yalçın, “Ak Parti on yıldır iktidarda ama anlaşılan Milli Eğitim Bakanlığı’nda istisna. Bu ülkede memnu hakların iadesi kararı alınmak suretiyle milletvekili, hatta başbakan olunabiliyor iken; hakları iade edilen bir kimsenin yeniden öğretmen olarak atanamıyor olmasının cevabını Milli Eğitim Bakanlığı bu millete vermek zorundadır. Milli Eğitim Bakanlığı bu öğretmeni neden süründürüyor ve neden yıllardır zulmediyor? Bakanlığın keyfi ne zaman gelecek. Bu bakanlık sizin iradenizin dışında mı hareket ediyor” diyerek Bakan Nabi Avcı’ya çağrıda bulundu. (Milli Gazete)