GÜNDEM
Barışı bu anneler getirecek
Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin grup konuşmasında, Diyarbakır'da eylem yapan 'o cesur, yürekli, kahraman' annelere selam göndererek, çocukları anneleriyle kucaklaştırmak için yöntemleri olduğunu belirtti. Bu konuyu çözmesi için HDP'ye de seslenen Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Diyarbakır'da ağlayan annelerin, belediye başkanlığı önünde oturmalarına tahammül edemediniz. Bunu neyle izah edeceksiniz? Köpükle oraları yıkama bahanesiyle kovdunuz.
ÇÖZÜM YOLUMUZ FARKLI
Bu çocukları sizin getirip anne babalarına teslim etmeniz lazım. Adreslerini gayet iyi biliyorsunuz. B, C planı burada devreye girecektir. Tüm bu süreç şu anda güvenlik güçlerimiz tarafından takipte, olayın bir çok boyutu var. Onların hazırlıkları içerisindeyiz. Hazırlıklarla birlikte hem parlamento hem parlamento dışı bütün adımlar bu noktada atılmış olacak. HDP milletvekillerinin bu işin yakın takipçisi olarak bu süreci çözme sorumluluğu var. Bizim çözüm yolumuz farklı olacak.
İNANIN REZİL OLDULAR
Niye rahatsız oluyorsun? 30 yıldır acısını gizli çeken, gözyaşını içine akıtan o anneler, o babalar artık itiraz etmeye başladılar. Anneler, babalar artık susmuyor. Diyarbakır'da anneler yavrularına sahip çıkıyor, kahramanca seslerini yükseltiyorlar. BDP, HDP maskelerinin düşmesinden çok rahatsız oldular. 15 yaşında çocukların kaçırılmasını izah edemediler. İnanın rezil oldular.
ÖZGÜRLÜĞE SAHİP ÇIKIYORLAR
Özgürlük ve barış bağımlılık yapar. Doğu ve Güneydoğu'daki kardeşim son 1,5 yıldır özgürlüğün ve barışın tadına vardı. Terör örgütünün baskılarından, zulmünden kurtulan vatandaşlar artık özgürlüğe ve barışa sahip çıkıyorlar.
CESARETİNİZ YOKSA SÖYLEYİN
Eğer bu insanlık dışı eylemi siyaset kurumu yani HDP çözmeyecekse, bu çocuk kaçırma eylemine 'dur' demeyecekse, bu şımarıklığın sırtını sıvazlayacaksa bunu bilelim. Bu sorunu çözmek için, o çocukları anneleriyle kucaklaştırmak için bizim de yöntemlerimiz var. Ama biz bu yöntemlere gerek kalmadan HDP'nin bu işi çözmesini bekliyoruz. Eğer korkuyorlarsa, tehdit varsa bunu söylesinler. Eğer Diyarbakır'daki o yürekli anneler gibi cesaretleri yoksa bunu da söylesinler.
HİÇBİR ANNE KORKMASIN
Hiçbir annenin gözyaşı dökmesine, yavrusundan kopmasına tahammülümüz yok. Çözüm sürecini tüm anneler, babalar için başlattık ve samimiyetle ilerletiyoruz. Tüm annelerin bu sürece yüreklerini koymalarını istiyorum. Yavrusu kandırılmış, dağa kaçırılmış hiçbir anne korkmasın, çekinmesin. Anneler ne kadar bu sürecin içinde olursa inanın barış ta o kadar mümkün, o kadar yakın olacaktır.
3 ineğini satıp eyleme geldi
Erzurum'da çobanlık yaparak geçimini sağlayan Lütfiye Bozoğlu, 2 ay önce kandırılarak dağa götürülen 20 yaşındaki oğlu Sedat Bozoğlu'na kavuşmak için 3 ineğini satarak Diyarbakır'a geldi. Bozoğlu ailesi de çocuklarına kavuşuncaya kadar oturma eylemini sürdürmekte kararlı.
Bunlarda dürüstlük yok
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev ile yaptığı görüşmenin ardından soruları cevaplayan Başbakan Erdoğan, Abdullah Öcalan ile siyasi heyetlerin görüştüğü iddialarını yalanladı. Başbakan 'HDP ve BDP ile istihbarat teşkilatımız İmralı'ya gitmektedir. Bunun dışında siyasi bir heyetin, basının gitmesine müsaade etmiş değiliz, böyle birşey yok, olamaz. Ham hayal.' dedi.
İDDİASINI İSPAT ETSİN
'Çözüm sürecinde eve dönüşü de kapsayacak bir yasal çalışma söz konusu olacak mı?' sorusuna Erdoğan, eve dönüşün Çözüm Süreci'nın başından beri mevcut olduğunu projenin en önemli hedefinin 'eve dönüş' olduğuna vurgu yaptı. Selahattin Demirtaş'ın 'Diyarbakır'daki anneler eylem yapmak için istihbarat birimlerinden para aldı' iddiasının sorulması üzerine Başbakan şunları kaydetti: Zaten bunlar doğru konuşmamakla tanınmış kişilerdir. Bunlar da dürüstlük yok, bunlar yalanı çok rahat kullanıyorlar, İddia sahibi, iddiasını ispat ile mükellef.
Sen kalkıp da 'Milli İstihbarat Teşkilatı buradaki annelere, babalara para vermek suretiyle böyle bir eylemi yaptırıyor' dersen, bu çok kuru, temeli olmayan, aslı astarı olmayan bir iddiadır.
CNN'in dalkavuğu suçüstü yakalandı
Erdoğan, bundan önceki Gezi'de onlara lojistik desteği veren sermayenin, bu kez ortaya çıkamadığını ifade ederek, 'Onlardan da lojistik destek gelmeyince şimdi çırılçıplak ortada kaldılar. İstanbul'un lüks kafelerinde, ellerindeki telefonlarla isyan çağrıları yapanlar, cumartesi günü avuçlarını yaladılar. İstanbul'a gelip, abartılı, provokatif çağrılar yapan uluslararası medya kuruluşları avuçlarını yaladılar. Bir tane o, CNN'in dalkavuğu, oralarda bir şeyler yapmaya çalışıyor. CNN Internetional, yerlisi geçen yıl 8 saat aralıksız yayın yaptı. Niye, ülkemi karıştırmak, ülkemi dünyaya farklı göstermek için. Şimdi de suç üstü yakalandı. Bunların, özgür, tarafsız, bağımsız basın diye bir şeyleri yok, bunlar görevli, bunlar adeta ajan görevi icra ediyorlar. Bunun için buradalar' dedi.
İnlerine girdik
Hükümete yönelik darbe girişimlerine değinen Erdoğan, sokak eylemleriyle ihtilal yapamayanların, 17 ve 25 Aralık'ta bu kez yargı içine sızmış paraleller eliyle bir başka darbe senaryosunun uygulamaya konulduğunu söyledi.
Ancak taviz verilmediğini ve ihtilal heveslerini kursaklarında bıraktıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, '25 Aralık'taki darbe girişimleri için polis tarafından hazırlanan fezlekede, 'Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan' ifadeleri geçiyor. Bu fezlekeler emniyet bilgisayarlarından yok edilmek istendi. Ancak bu bilgisayarlar bulundu, silinmiş dosyalar kurtarıldı ve bu fezleke büyük oranda ortaya çıkarıldı' dedi.
Erdoğan, şimdi paralel medyanın büyük bir suçluluk duygusu ile bunların düzmece olduğuna dair kampanya başlattığını belirterek şunları söyledi:
VAHİM BELGELER
'Hiç boşuna uğraşmasınlar. Ortada çok vahim belgeler, deliller çıkıyor ve kısa süre zarfında yaptıklarının hesabını vermeye başlayacaklar. 'İnlerine gireceğiz' demiştik. Şu anda inlerine girdik, bütün pisliklerini ortaya döküyoruz. Kaçıp saklandıkları inlerinden de sorumluları çıkaracak ve adalete teslim edeceğiz. Bu ülkede artık hiçbir darbe girişimi hesapsız kalmayacak.'
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin yapay sorunlar üzerinden, ağır bedeller ödemesine artık müsaade etmeyeceklerini, son bir yıl içinde, Gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinin, Türkiye'ye bir yıl kaybettirdiğini vurguladı.