GÜNDEM
Bakan Şahin'den başörtülü avukat açıklaması
Bakan Şahin, Danıştay'ın avukatlara başörtüsü serbestisi kararını, "Bu karar ülkenin normalleşmeye başladığını, temel hak ve özgürlüklerin güçlendiğini gösteriyor. Kadınınönündeki engellerin kaldırılmaya başlandığını gösteriyor" şeklinde değerlendirdi.
Davos'ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısına katılan Şahin, AA muhabirinin sorularını cevaplandırdı:
Bakan Şahin, 28 Şubat sürecinde hakim olan vesayetçi anlayışın herkesi sistem dışında tutmaya çalıştığını ve bundan en çok zararı kadınların gördüğünü belirterek "Özelliklebaşörtüsünden dolayı eğitim hakkının, çalışma hakkının elinden alınmış olması çok büyük haksızlıktı. Aslında onlara bireysel haksızlık yaparken aynı zamanda topluma da zarar verdik. Onların gücünü kullanmayı bilemedik. Ve bu bizim kalkınma hedeflerimizde gözükmeyen birgeriye gidiş oldu" dedi.
Fatma Şahin, "Okuyup hukukçu, doktor, eğitimci olmuşsa onların aklından, onların kalbinden istifade etmenin yolu şekilcilikten çıkmaktan geçiyor. Danıştay'ın kararı artık şekilciliktençıkmaya başladığımızı gösteriyor" ifadesini kullandı.
Şahin, "Sabırla, birbirimizi anlayarak, bunun bu ülkenin toplumsal hoşgörüsüne ve toplumsal gücüne zarar verdiğini anlayarak, başörtülü bir kadının hakkını başı açık bir kadınınsavunmasıyla, başı kapalı bir kadının başı açığın hakkını savunmasıyla, toplumun mutabakatıyla çözülmesi gereken bir karar olarak görüyorum. Hızla iyi yönde ilerlediğimizi görüyorum" şeklinde konuştu.
Davos toplantılarında son yıllarda sosyal politikalar, ailenin korunması, kadınların istihdama katılımı ve gelir dağılımı farkının azaltılması gibi kendi bakanlığını yakından ilgilendiren konularınönemli gündem maddeleri haline geldiğini, çünkü bunların ekonomiye ve kalkınmaya etkisininher geçen gün daha fazla anlaşıldığını belirten Şahin, Türk iş dünyasının önde gelen temsilcileri Güler Sabancı ve Ferit Şahenk'in eşbaşkanlığında oluşturulan "İşte Eşitlik Platformu"nunçalışmalarını paylaşınca farklı ülkelerden katılımcıların büyük ilgisiyle karşılaştıklarını anlattı.
Şahin, "İşte Eşitlik Platformu" faaliyetleri kapsamında Türkiye'nin en büyük 100 firmasından 55'inde, insan kaynaklarıyla ilgili çok detaylı bir anket çalışması yaptıklarını ve buna göre dev şirketlerin yüzde 40'ında emzirme odası ve yüzde 60'ında kreş olmadığını gördüklerini belirtti.
Karşılaştıkları fotoğrafın iç açıcı olmadığını kaydeden Şahin, "Emzirme odası dediğimiz 4 metrekarelik bir yer. Dünyayla yarışan firmalarımızın bunun maliyetiyle ilgili bir sorunu yok. Bu olmayınca kadınlar ne yapıyor? Bebeğine süt göndermesi gerekiyor. Bir tuvalete gidiyor, orada sütünü alıyor ve gönderiyor. Halbuki hijyenik bir ortam değil. Sağlık açısından yanlış. Halbuki 4 metrekarelik oda ve küçük bir buzdolabı yeterli. Baktığınızda bunun maliyeti çok az" dedi.
Ortaya çıkan bu tablonun iş dünyasını rahatsız ettiğini ve firmaların gerekeni yapacaklarındanemin olduğunu belirten Şahin, bir taraftan kadın istihdamını teşvik ederken diğer taraftan çalışankadınların annelik görevlerini paralel şekilde yerine getirebilmelerini sağlayacak ortamı hazırlamaya çalıştıklarını kaydetti.
-"Çocuk desteği hazırlığı"-
Bu kapsamda sosyal destekler üzerinde ilgili diğer bakanlıklarla beraber çalışmayı sürdürdüklerini ve bu alanda diğer ülkelerdeki en iyi örnekleri incelediklerini anlatan Şahin, Avrupa'da doğurganlık oranının en yüksek olduğu ülkelerden Fransa'nın ciddi miktarda doğum ve çocuk parası verdiğini ve 0-3 yaş grubunu desteklediğini, bu tecrübelerden faydalanabileceklerini söyledi.
Fatma Şahin, mali disiplini bozmadan somut çocuk desteğinin başlatılması konusunda siyasi iradenin tam olduğunu vurguladı.
Şahin, Türkiye'de yüzde 2,1 gibi kritik bir seviyeye inen doğurganlık oranının daha fazla gerilememesi gerektiğini belirterek "Sayın Başbakanımızın 3 çocuk talebi duygusal değil bilimsel bir talep. Çünkü dünya yaşlanıyor. Özellikle Avro Bölgesi'nde ülkelerin ekonomide istedikleri hamleyi yapamamasının nedeni yaşlı nüfus" dedi.
Fatma Şahin, eğitimli ve çalışan kadınlar arasında doğurganlık oranının artması ve kadınların çalışma hayatında ve sosyal hayatta güçlendirilmesiyle Türkiye'de aile içi şiddet sorununun en önemli yapısal nedenlerinden birinin ortadan kalkmış olacağını belirtti.
-"Şiddetle mücadelede değerler eğitimi"-
Şahin, aile içi şiddetle mücadelede önemli mesafeler alındığını fakat bazı olumsuz örneklerin medyada belki gereğinden fazla yer bulmasıyla farklı bir algı oluştuğunu kaydetti.
Bakan Şahin, "Şiddetin ilacı sevgi, kardeşlik, empati, hoşgörü ve değerler eğitimi. Bizim inancımızda kimse kimseye el kaldırmaz. Sevgi ve barış inancıdır. Bir kişiyi haksız yere öldürenin cehennem ateşiyle yanması anlamına gelecek bir inançtan geliyoruz. O yüzden değerler eğitimini güçlendirmemiz gerekiyor" ifadesini kullandı.
Şahin, şiddetle mücadele için bir hukuk devletinde alınabilecek bütün tedbirleri hayata geçirdiklerini kaydetti.
-Suriyeli sığınmacılar-
Bakan Şahin, ülkelerindeki katliamlardan kaçarak Türkiye'ye sığınan, 160 bini kamplarda olmak üzere 200 binin üzerindeki Suriyelinin kendilerini evlerinde hissedebilmeleri için bakanlık olarak ellerindeki tüm imkanları kullanmaktan kaçınmadıklarını vurguladı.
"Gelen hiçbir kardeşimize kapımızı kapatmıyoruz. Gönlümüzü açıyoruz, ekmeğimizi, suyumuzu paylaşıyoruz" diyen Şahin, çatışmaların en kısa sürede bitmesi ve demokratik bir yönetimin kurulmasıyla Suriyeli sığınmacıların sağ salim ülkelerine dönme imkanı bulacaklarını dile getirdi.
Fatma Şahin, "Bu karşılıklı hoşgörüyü, dayanışmayı, sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı inancımız gereği en iyi şekilde yapmayı önemsiyoruz. Kötü gün dostu diye bir söz vardır. Biz en zor zamanlarında onların yanında olursak, iyi günler geldiğinde komşuluk hukukumuz çok daha farklı olacak" dedi.