EĞİTİM
Avcı'dan Öğretmen Atamalarında Şaibe Açıklaması
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Milli eğitim ile ilgili çok yoğun bir dezenformasyon kampanyası başlatıldı. Belli bir kesimden özellikle sistematik şekilde yürütülen bir dezenformasyon. En küçük bir olumsuzluğun abartılarak, 'milli eğitim çöktü, şöyle oldu, böyle oldu' propagandası için malzeme olarak kullanıldığını görüyorsunuz. Bunun da arkasında birilerinin tekeline çomak sokmuş olmamız yatıyor" dedi.
Avcı, Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Bilecik 5. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin genç nüfusunun aynı zamanda genç bir hafızanın göstergesi olduğunu söyledi.
"Yeni Türkiye" denildiğinde eski Türkiye'nin ne olduğunu bilmeyen çok büyük bir kitleyle konuştuklarını belirten Avcı, "Gençlerimizi kırmadan, incitmeden, onların başına kakmadan eski Türkiye'nin ne olduğunu, nereden geldiğimizi, nasıl bir Türkiye devraldığımızı ve ne yapmaya çalıştığımızı uygun bir üslupla tekrar tekrar hatırlatmakta ve anlatmakta fayda var" ifadesini kullandı.
Avcı, eski Türkiye'nin eğitim şartlarını herkesin hatırladığını vurguladı.
Eski Türkiye'de "katsayı" diye bir şeyin bulunduğunu anlatan Avcı, şöyle konuştu:
"Katsayı; aynı üniversite imtihanına giren çocuklardan aynı puanı alanlar sonra ayrıca bir değerlendirmeye daha tabi tutuluyorlardı. Neye göre, mezun oldukları okullara göre değerlendiriliyorlardı. Dolayısıyla kazandıkları puan, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesine girmesine yeterken size diyorlardı ki 'Senin mezun olduğun okulun katsayısı şu kadar, onları katsayı ile ekliyoruz. Sen Siyasal Bilgiler Fakültesine giremiyorsun.' İşte katsayı buydu. Bu katsayı kime yönelikti? Özellikle imam hatip okullarına ve bütün meslek okullarına yönelikti. Bu uygulama yüzünden Türkiye'de meslek liseleri tırpanlandı. Sektör, gerekli yetişmiş eleman bulamadığı için hala şikayet ediyor. Sırf bu uygulamalarla budanan meslek liselerimiz nedeniyle sektör bugün bile yetişmiş eleman sıkıntısı çekiyor. Kılığından kıyafetinden ötürü okullara alınmayanlar, sadece öğrenciler olarak değil, kamu hizmetleri verenler ve öğretmenler olarak da başka ne vardı? Eski Türkiye'de, öğrencilerin bursları neye yetiyordu? Bir öğrencinin bir aylık giderinin sadece 10'da birini karşılamaya yetecek kadar."
- Okula gelemeyen öğrencilere evlerinde eğitim
Avcı, eskiden pansiyonun bulunmadığını ve dersliklerde sıkıntıları yaşandığını anlattı.
"FATİH Projesi" diye bir projenin adının bile olmadığını dile getiren Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilgisayarın, taşımalı eğitimin adı bile yoktu. Bu 13 sene zarfında alınan öğretmenlerin sayısı bütün Cumhuriyet tarihinde atanan öğretmenlerin sayısı kadardır. Bugün görev yapan iki öğretmenden biri bu dönemde atandı. Bu atamaların hiçbiriyle de ilgili en küçük bir şaibe dahi bulunamadı. Sene başında okullar açılırken velileri 'Nereden kitap alacağız?' diye bir telaş alırdı. Kırtasiyecilerden önceden yer ayırtmaya çalışan veliler görürdünüz. 10 yıldan beri her öğrenci, okulların açıldığı gün masasının üzerinde kitaplarını hazır buluyor. Dolayısıyla emekli dedelerimiz artık torunları için sabahın köründe kırtasiyecilerin önünde kuyruğa girmiyor. Emeklilerimiz artık sabah saatlerinde, 04.00'te kuyruğa girip aylar sonrasına randevu almıyor. Öğrencilerimiz için okula erişemeyen her öğrencimizi, bir öğrenci bile olsa evinde eğitiyoruz, evine öğretmen gönderiyoruz. Okula gelemeyen öğrencilerimizi evlerinde eğitiyoruz."
- Dershanelerle ilgili düzenleme
Bakan Avcı, belli bir kesimin, milli eğitimle ilgili konularda dezenformasyon kampanyası yürüttüğünü belirtti. Bunun propaganda malzemesi yapılmaya çalışıldığına dikkati çeken Avcı, şunları kaydetti:
"Milli eğitim ile ilgili çok yoğun bir dezenformasyon kampanyası başlatıldı. Belli bir kesimden özellikle sistematik şekilde yürütülen bir dezenformasyon. En küçük bir olumsuzluğun abartılarak, 'milli eğitim çöktü, şöyle oldu, böyle oldu' propagandası için malzeme olarak kullanıldığını görüyorsunuz. Bunun da arkasında birilerinin tekeline çomak sokmuş olmamız yatıyor. 1 Eylül 2015'ten itibaren 'dershane' adı altında faaliyet gösteremeyecek kurumlar, ne yapacaklar, sağladığımız teşviklerle gerek arsa, gerek vergi kolaylığı, gerek kredi kolaylıkları ile 1 Eylül 2015'e kadar özel okula, özel eğitim kurumlarına dönüşecekler. Başarılı çocukları okullardan seçip onları özel sınıflara alıp zaten sınavda nasıl puan alacağı belli olan çocukları bir de ayrıca özel sınıflarda eğitmiş gibi yaptıktan sonra üzerilerine tişörtler giydirip sanki bütün başarı bu kurumlarınmış gibi reklam malzemesi olarak kullanamayacaksınız. Okullarımızda eğitimi veren öğretmenlerimizin emeğini inkar edemeyeceksiniz, görmezlikten gelemeyeceksiniz, o emeğin üzerine oturup reklamınızı yapamayacaksınız. Bu düzenden, bu tezgahtan nemalananların medya organlarında milli eğitimle ilgili sistematik bir kampanya yürüttüğünü siz de görüyorsunuz, biz de görüyoruz ama çoğu gitti azı kaldı."
Bugün okula başlayan çocuklara yönelik başlatılan programların sonuçlarının, üniversiteye geldiklerinde görülebileceğini söyleyen Avcı, ailelerinin de onlara neler kazandırdığını yıllar sonra görebileceğini ifade etti. Avcı, "Eğitimle ilgili bu sistematik dezenformasyon kampanyalarıyla ilgili sizleri bir kez daha uyarmak için 17 milyonu aşkın öğrenci kitlesinden, 1 milyona yaklaşan öğretmen kitlesinden ve bunlara ilişkin yüzlerce projeden söz ettiğimizi, eğitimimizin de tıpkı ulaşım, adalet ve sağlık gibi istikrara bağlı olarak çok olumlu bir çizgide gelişmekte olduğunu, bunu da bilfiil yaşayan öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve velilerimizin çok yakından bildiğini bir kere daha hatırlatmak istiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı'nın da katıldığı, tek listeyle gidilen kongrede İl Başkanlığı görevine, salonda hazır bulunan 361 delegenin oylarını alan Kadir Bayrak seçildi.