EĞİTİM
Atanamayan gençler'den önemli bir bölümü öğretmen
Moralleri dibe vurmuş, gelecek kaygıları ise tavan yapmıştı.
Ne kadar teselli etmeye çalışsak da değişen bir şey olmadı. Çünkü onlar ille de hayalini kurdukları mesleği yapmak istiyorlar...
Gelecek için bir umut ışığı görüyorlar mı?
Hayır.
Her ne kadar, atama bekleyen öğretmenlerin tümü birden atansa bile üç beş yıl sonra yine yüz binlerce atama bekleyen öğretmen fazlası olacağını anlatmaya çalışsak da, yarından çok bugünü, başkalarından çok kendilerini düşünüyorlardı.
Haksız da sayılmazlar. Çünkü çok zorlu yollardan geçtiler, büyük sınavlar verdiler ve yıllardır atama bekliyorlar...
Genç olmak = eziyet
Genç olmanın bu kadar zor olduğu başka ülkeler var mı, bilmiyorum.
Bizimki zor hem de çok zor bir süreç.
Oysa, yaşı 60'ın üzerinde olan kime bir mikrofon uzatsanız, genç olmak için neler vermezdim ki diye başlayan ne cümleler kurarlar.
Genç olmak sadece okumuşlar için değil, okumayanlar için de zor ötesi bir durum.
Çok yakından izlediğimiz için öğretmenlerin yaşadıklarını biliyoruz, görüyoruz. Ama diğer meslek sahiplerinin durumu da onlardan daha iyi değil. Hatta çok daha vahim olanlar var.
Peki, önümüzde çok önemli bir seçim var ve onlar için ne vaat edildi?
Şu ya da bu demek zor.
Çok genel ifadelerle şunu, bunu yapacağız denildi ama hiçbir garantisi de yok, takvimi de.
Keşke daha somut projeler ortaya konulsaydı.
Örneğin hangi sektörden kaç eleman alınacak?
Alınacağı açıklanan öğretmenlerin branşlara dağılımı ne olacak?
Hiç atama yapılmayan sektörlere ağırlık verilecek mi?
KPSS'de dereceye girenlere öncelik verilecek mi?
Yurtdışına kimler gönderilecek?
İşsizlik tavan yaptı
Seçimin kaderini değiştirmek için hala zaman var.
Bir parti çıkıp, işsizlik üzerine ciddi bir program ortaya koysa, tüm dengeleri altüst edebilir.
Ülkemizde seçmenler, tıpkı takım tutar gibi parti tutar ve kolay kolay parti değiştirmezler. Ama evlatları söz konusu olduğunda akan sular durur. İşte bu yüzden işsizlik konusunda somut bir proje getiren parti, sadece gençlerin oyunu almakla kalmaz, anne babalarının oylarını çantada keklik olarak görebilir.
Peki, bu o kadar zor mu?
Aslında, kafa yorulsa, bir anda milyonlarca gence iş bulacak projeler geliştirilebilir.
Örneğin, öğretmenlerimizin tümünün atanması mümkün değil ama bazı kurslarla farklı mesleklere kaydırılmaları mümkün. Ama kafa yormak gerekiyor.
İşverenlerle konuştuğunuzda yeni gelişen sektörlere eleman bulamadıklarından yakınırlar. Üst üste ilan verseler de kalifiye eleman bulamadıklarını söylerler.
Haklılar çünkü bizdeki eğitimi yapılan meslek çeşitliliği Batılı ülkelerin onda biri kadar bile değil.
Yeni meslek alanlarına eleman yetiştireceğimize, hala on binlerce istihdam fazlası olan mesleklere yönelik fakülteler açıyoruz.
İşin garibi de hiç kimse buna dur demiyor!
Anlayacağınız, sihirli bir dokunuşla, şu andaki tüm işsizlere iş bulsak bile, üç beş yıl sonra yine aynı sorunla karşı karşıya kalmamak için insan gücü planlaması yapmanın zamanı geldi de geçiyor...
Özetin özeti: Eğer bu ülkeyi ve özellikle gençleri seviyorsak, onların geleceğini düşünmek zorundayız. Gençleri mutlu olmayan bir ülkenin geleceğinin parlak olması mümkün değil!.. Abbas Güçlü Milliyet