EĞİTİM
Atama Bekleyen Öğretmenlerin gönderdiği mektuplar
Öyle öğretmenlerimiz var ki, atamayı, bir defa değil bin defa hak ediyorlar.
İşte öğretmen olmak için verilen mücadelelerden bazıları:
BİZ ÜZÜLMEYELİM DE KİM ÜZÜLSÜN?
Abbas Bey,
Ben de ataması yapılmayan binlerce öğretmenden sadece biriyim. Maalesef ücretli öğretmenlik yapıyorum.Artık aileme yük olmamak,işe yaradığımı görmek için. Hafta sonları dershanede 14 saatliğine öğrenci, hafta içi okulda 30 saat öğretmenim.Biraz önce geldim dershaneden.Dolmuşta yanıma oturan teyzeyle konuştuk baya.Ücretli öğretmenlik yaptığımı söyledim.İnerken bana "İnşallah atanır, öğretmen olursun kızım", dedi. Ben zaten öğretmenim diyecektim,yutkunamadım kelimeler boğazımda düğümlendi.İnşallah derken gözyaşlarımı tutamadım...
Bazı anlar vardır,duyguları anlatmada kelimeler yetersiz kalır.O anlardan birini yaşıyorum şuan. Sürekli içimden konuşmaktan çok yoruldum hocam.Çok uzun zamandır hissettiklerimi,neler yaşadığımı kimselere anlatamıyorum,anlayamıyorlar.Yazınızı okudum,duyarlılığınız için çok teşekkür ederim.Yanlı medyanın kulakları bize sağır,gözleri bize kör,dilleri bize lal...Sesimizi duyuramıyoruz,gerçekler kapalı kapılar arkasında,tozlu raflarda kalıyor. Gerçeklerin ortaya çıkmasında sesimiz olacağınızı bildiğim için yazıyorum sizlere.
Ücretli öğretmenliğin ne menem bir şey olduğunu sizler de çok iyi biliyorsunuz.Ben nacizane birkaç anekdot paylaşmak istiyorum.Ücretli öğretmenlik için milli eğitim müdürlüğüne gittim,kontenjanların dolduğunu söylediler.O sırada milli eğitim müdürünün odasından bir genç çıktı,yüzü gülüyordu.Bundan cesaret alarak sizde mi ücretli öğretmenlik için buradasınız dedim.Evet dedi.Branşını sordum.Cevap:TURİZM VE OTELCİLİK !!!
Milli eğitim müdürüyle görüşmek için saatlerce bekledim ve kapının açık olduğu bir sırada milli eğitim müdürünün yaptığı bir telefon konuşmasına şahit oldum.Aynen aktarıyorum:"Bu adam öğretmenlik yapamaz, turizm otelcilik bitirmiş", dedi.Anlaşıldı durum,benim karşılaştığım arkadaş yüksek yüksek yerlerin(!)selamıyla gelmiş.Milli eğitim müdürünün vicdanlı davranıp öğretmenlik mezunu olmayan birini göreve vermediğine mi sevineyim,eğitim fakültesi olduğum halde torpilim olmadığı için ücretli bile olsa öğretmenlik yapamadığıma mı üzüleyim bilemedim. Çaresizliğin dibindeydim..
Bir hafta sonra bulunduğum ilin başka bir ilçesinden telefon ettiler.Ücretli için.Gideceğim bir okulum,öğrencilerim olacak diye yere göğe sığamadım o gün...Sonuç, üç haftadır çalışıyorum.Kadroluların 15 saat için birbirini yediği bir okulda 30 saat derse giriyorum.Okulumuzun yarısından fazlası ücretli.HALA AÇIK YOK DEĞİL Mİ? Her gün dua ede ede gidiyorum okula,her gün eylemler taş atmalar,yolu kapatmalar,sözlü sataşmalar....Okulun camlarını her gün takmamıza rağmen her gece indiriyorlar.Kadrolular rapor alıp okula gelmiyor bile,biz ücretliler öğrencileri gönderip evlerine okulu bekliyoruz.
Geçen cuma okulumuzun kütüphanesini yaktılar. Çocuklarım okusun,daha çok şey öğrensin diye üniversitemin,etrafımdaki öğretmen arkadaşlarımın yardımıyla zenginleştirmeye çalıştığımız kütüphaneyi kül ettiler hocam...
Yoruldum hocam inanın çok yoruldum... Öğrencilerimin öğretmenim öğretmenim diye koştuğu,güneşli hayaller kurmuyorum, artık en kısa zamanda bu sefil,adaletsiz,acımasız dünyadan göçeceğim günün hayalini kuruyorum.
Gerçekleri herkes görsün artık hocam,bu kadar sağır bu kadar kör olmasınlar artık bize.Bizlerin sesi ancak sizin gibi eğitim sevdalısı insanlar olabilir.Benim değil şu saatten sonra umutla bekleyen binlerce öğretmen arkadaşımın sesi olun,lütfen.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
TÜM BRANŞ ÖĞRETMENLERİ ADINA YAZIYORUM!
Merhaba Abbas Bey,
Size ataması yapılmamış bir lise matematik öğretmeni olarak bütün branş öğretmenleri arkadaşlarım adına yazıyorum. Amacım size ataması yapılmayan branş öğretmenlerinin gözünden bu süreci anlatmak. Atanamadığımız için (ki biz artık branş öğretmenleri olarak atamamız yapılmadığı için ifadesini kullanıyoruz) toplumun pek çok kesiminde başarısız insanlar olarak görülüyoruz. Ama inanın bütün bir yıl boyunca kendi alanımızla ilgili olmayan pek çok kitabi bilgiyi öğrenmek için gece gündüz çaba sarf eden insanlarız. Bazılarımızın çabası bir yılla da sınırlı değil, bu sınav için yıllarını veren insanlar tanıyorum. Üstelik sadece sınava çalışmıyoruz hepimizin ailesi, pek çoğumuzun çocuğu var ve benim gibi pek çok arkadaşım bir taraftan da ev geçindirmekle mükellef. Ayrıca maalesef bu sınav süreci tam bir kısır döngü. Yerel ve genel seçimin olduğu yıllarda diğer yıllara nazaran biraz daha fazla kadro verilir. Seçim olmayan yıllarda ise binlerce mezunu olan branşlar 200-300 gibi sayılarla idare etmek zorunda kalır. Hatta bu sayıların rakama düştüğü branşlar bile mevcut. Bu sene 40.000 öğretmen alımı yapıldı ancak bu sayının branş öğretmenlerine ayrılan kısmı gerçekten hepimizi hüsrana uğrattı. Atama yapılmadan önce alan değişikliği yapıldı ve binlerce sınıf öğretmeni norm fazlası olmamak ya da şehir değiştirmek için alan değiştirdi. Düşünebiliyor musunuz bizlerin yıllardır emek verdiği okullarını okuduğu bize ait olan bir işe alan değişikliği nedeniyle bu alanla ilgisi olmayan bir başkası getirildi. Biz bu durumu sadece biz branş öğretmenlerine yapılan bir haksızlık olarak görmüyoruz. Bu; öğrenciye de, o öğrenciyi okutmak için uğraşan veliye de büyük bir haksızlıktır. Tek problemimiz maalesef alan değişikliği de değil, maalesef bir de ücretli öğretmenlik gibi öğretmeni ayak altına bir sistem var. Açık yok denerek ataması yapılamayan bir öğretmen bir hafta sonra öğretmenleri olmadığı için okullara çağırılmakta ve bütün ders saatini doldursa bile kadrolu bir öğretmenin maaşının yarısını bile alamamaktadır ve bu sayı bütün branşlar ele alındığında binleri bulmaktadır. Yani günümüz tabiriyle taşeron öğretmen sistemi. Ayrıca bu sistemde bir öğrenci bir branştan yılda bir kaç defa öğretmen değiştirmesine de sebep olmaktadır. Taşıma suyuyla değirmen döner mi, hele ki söz konusu eğitimse, öğrencinin geleceğiyse... Bu aksaklıkların sonuçlarını, eğitim sistemine verdiği zararları da zaten istatistikler göz önüne seriyor. Öğrenciler sınavlarda özellikle sayısal alanlar olmak üzere pek çok alanda tek bir net bile yapamıyorlar. Malumunuz zaten bu sene OECD ülkeleri arasında 34 ülkeden eğitimde 34. olduk. Bu işin bizler açısından psikolojik boyutuna girmek bile istemiyorum ama size sadece şunu söylemek istiyorum. Bizler üniversite sınavında başarılı olan, kazandığımız bölümleri layıkıyla okuyan ve bitiren, devlet kadrosunda olmasa bile özel sektörde işimizi layıkıyla yapan (ama layık olduğu ücreti asla alamayan) insanlar olarak atanamadığımız !!! için toplum nezdinde hatta daha da acısı çoğumuz en yakın çevresinin gözünde bile öğretmen sıfatına layık görülmüyor ve "BAŞARISIZ" olarak nitelendiriliyoruz. Biz yüksek puanlarla evde oturmak istemiyoruz. Biz eğitime hizmet etmek öğrencilerimizle buluşmak ve bunun karşılığında saygınlığımızı, hak ettiğimizi istiyoruz. Eğer bizlerin sesini duyurmakta bizlere yardımcı olursanız size minnettar kalırız.
Saygılarımla
Ataması yapılmayan branş öğretmenleri
ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK KALDIRILSIN
Sayın Abbas Güçlü
Ben bu yıl yapılan atamalarda atanması yapılmayan öğretmenlerden sadece bir kişiyim. Bu yıl yapılan haksızlıkları her makama bildirdik ama sesimizi duymak isteyen kimse çıkmadı. Lütfen siz elimizden tuttun ve ülkenin bu kanayan yarasına değinin. Biz başarısız değiliz aksine bizi yöneten ve adaletli dağılım yapacağız diyen yöneticilerimizin başarısız! Bu plansızlık içinde gelecek yıllarda birçok genç bu çaresizlikle baş başa kalacak. Geçen yıllarda 42 bin Sınıf Öğretmeni branşlara kaydırılmış ve branşların açıkları kapatılmıştır. Bu adaletsizlikler yetmezmiş gibi bu yıl Eylül atamasında üstüne basa basa Yusuf Tekin adaletli dağılım yapacağız diyerek insanlara umut vermiş. Sonucunda adaletli dağılım Sınıf Öğretmenliğine 6098 kontenjanken diğer 10 branşın toplamına 6000 kontenjan verilmiştir. Nabi Avcı atamalardan önce yaptığı Sınıf Öğretmenliği açığı 3binlerdeyken bir ay sonra bu açık 17 bine ulaşmış bulunmakta. Bu kadar açığı olan bölüm varsa neden 42 bin sınıfçıyı branşlara kaydırdılar diye sorarlar. 500lerde 1200lerde 1800 lerde ve 2000lerde arkadaşlarımız atanmazken Sınıf Öğretmenliğinde 6098. kişi atanıyor. Kardeşim Sınıf öğretmenliği okuyor ve seneye o da sınava girecek ama Bu yapılanların haksızlık olduğunu açık açık belirtiyor. Biz haksızlık istemiyoruz. Hakettiğimizi, atamamızı istiyoruz. Sınıfçıları branşlarımızdan alsınlar. Ücretli Öğretmenliği bitirsinler. Daha okullarda 5 ve 6. sınıfa giden öğrenciler okuma yazma becerilerinden yoksunlar. Eğitimin kalitesi yerlerde. Bu sistem ve adaletsizlik böyle devam ettiği sürece ülkemizde okul insanı hayata hazırlayan bir ortamdan çıkıp bir hayatta başarısız olacak olacak bireyleri yetiştiren bir mekana dönüşecektir. Siz sesimizi duyun ve bizlerin bu çağrısına cevap verin. Şimdiden Teşekkürler.
8 YILDIR ATAMA BEKLİYORUM
Sn Abbas GÜÇLÜ
Ben sekiz senedir atama bekleyen bir İngilizce Öğretmeniyim.Özellikle son 3 senedir 1 puanla atanamıyorum.Bu son atamada da 0.5 puanla atamayı kaçırdım.Üniversiteden mezun olur olmaz özel sektörde bir derhanede çalışmaya başladım bu nedenle özel sektörün durumunu da iyi bilenlerdenim.3 senedir de ücretli kölelik yapmaktayım.Mesleğimi çok seviyorum.Ailem atanamıyorum diye çok üzülüyor.Ben de özellikle bu sene çok ümitlenmiştim ama sn bakanımız bizleri yıkan o açıklamayı yaptı maalesef.Ben sadece kendi işimi emanet olarak değil kadrolu yapmak istiyorum.Şu an çalıştığım okulda öğlenci devrede 25 öğretmen çalışmakta ve öğretmenlerden sadece 4'ü kadrolu 21'i ücretli öğretmen olarak çalışıyor.Sn Bakanımız Nabi AVCI açığı büyük bir ölçüde kapattığımızdan dolayı ekstra bir durum olmadıkça atama yapmayacağız açıklamasını yaptığında tarihe bakma ihtiyacı hissettim acaba açıklamanın yapıldığı gün 1 NİSAN mı diye ama maalesef değildi! Sizden sesimiz olmanızı istiyoruz.Ve programınızda bu konuyu ele almanızı istiyoruz.
ŞUBAT MÜJDESİ BEKLİYORUZ
Merhaba kızım ne iş yapıyorsun ? Öğretmenim teyzeciğim.
Hangi okulda çalışıyorsun ?
... ( 79.91 aldım 1175. oldum, geçen sene 3100 alan kontenjanımız bu yıl 1115 aldı ve ben atanamadım,0,06 puanla kaybettim diyemiyorum tabiki )
Atamadılar teyzeciğim.
Teyzenin yüzünde hadi be sende bakışı!
Şimdi benim işim ne ?Ben işimi soranlara ne diyeceğim ve daha kaç kez mahçup olacağım?Mahçup olması gereken bizler miyiz ? Hiçbir eğitim politikamız yok.Bir yıl üç bin aldık diyorlar bir yıl bin aldık diyorlar,bir yıl şubatta atama var diyorlar bir yıl yok diyorlar.Acaba bu yıl ne diyecekler?Benim gibi daha kaç arkadaşım şubata kadar ölüp ölüp dirilrcek?Hımmm şubatta hadi atama olursa ya da hadi olmazsa?Annem :Yeter artık ders çalışma,hastalanacaksın Allah görüyor senin emeklerini,önemli olan sensin. Annem canım annem Allah görüyor,Rabbimiz görüyor da meb görmüyor.Allah'ım yardım et bana ve tüm branşçı arkadaşlarıma.Allah'ım bizi de kavuştur öğrencilerimize .
Şubat ataması müjdesini dört kulakla bekleyen branş öğretmenlerinden sadece birisiyim ben.Sesimize ses olursanız seviniriz.
MAĞDUR TÜRKÇE ÖĞRETMENLERİ
Sayın Abbas Güçlü;
11 Eylül tarihinde adaletli dağılım! adı altında açıklanan kontenjanlar sonucu bir çok öğretmen adayımız mağdur olmuştur.Özellikle branş öğretmenlerine ayrılan kontenjanlar gülünç denilecek kadar düşük seviyede kalmıştır.Bir tarafta 6 bin küsür sınıf öğretmeni alınırken diğer tarafta on tane branş öğretmenliğine verilen kontenjan 6 bin zor etmektedir.
Bunun dışında geçen sene yapılan alan değişikliği de eğitime vurulan tam bir darbedir.Ben kendi branşımdan örnek verecek olursam; geçen sene 4 bin küsür sınıf öğretmeni kendi branşım olan Türkçe'ye geçiş yapmıştır.Bu sene Türkçe öğretmenliği bölümüne verilen kontenjan ise 1757.Nerede adalet sizce?4 yıl boyunca bu bölümü okuyan, emek sarf eden öğretmenlerin hakkı nerede?Sınıf öğretmenliği okuyup sonra Türkçe öğretmeni olsaydım daha kolay olurdu sanırım!Benim gibi birçok branş öğretmeni arkadaşım aynı durumda.
Teog sınavı, PISA uygulamaları ve bunun gibi birçok eğitim adına yapılan uygulamalar gösteriyor ki ülkemizde ne yazık ki eğitim istenilen seviyede değil.Ve asıl yazık olan şu ki bunun için hiçbir çaba sarf edilmemekle birlikte ülkemizde eğitim daha da kötüye gitmektedir.
Sizden ricamız branş öğretmenleri olarak sesimizi daha da geniş kitleye duyurabilmek.Bunu ancak programınıza katılarak yapabiliriz.Lütfen desteğinizi esirgemeyin.Saygılarımla...
EDEBİTEM ÖĞRETMENLERİ
Merhaba Abbas bey. Ben 12 eylülde kontenjan kurbanı olmuş bir edebiyat öğretmeniyim. Bakanlığımız sözde 40 bin öğretmen ataması yaptı ama sözde! Gelin bu 40bini bizlere sorun! Ağustosta 3bin sınıf öğretmeni açığı var dendi fakat 6bin sınıf öğretmeni atandi. 444egitim sisteminden dolayi 2yil 2binden fazla atama görmeyen ve 42bin norm fazlasi dolayisiyla bizim alanlarimizi işgal edip önümüzu kapatan sınıf Öğretmenleri varken nasıl olur da eylül atamasinda 6bin kontenjan verilir. Birileri çıkıp bunun hesabini vermekten dahi aciz. Böyle bir eğitim siztemimiz var. Lise ana branşlara ayrilan kontenjan toplami dahi 6bin etmiyor. Üstelik 60bin ücretli öğretmen görev yapıyor alanlarimizda. Bunların kimisi öğretmen dahi değil. Evet evet 300bin öğretmen boşta gezerken 120bin açık varken biz gençler en verimli yillarimizi masa başında dirsek curuterek geciriyoruz ve sonucunda hakkimizi alamıyoruz.
Atamalara gelince kimi bölümlerde atama puani 50yi görürken edebiyattan 79.5 puanla bundan sonra ne yapabileceğimi düşünüyorum. Meb şayet adaletli bir kontenjan dağılımı yapmış olsaydı suan öğrencilerimle birlikte yeni bir hayata adim atmis olacaktim.
Lütfen sesimize kulak verin ve sesimizi duyurmaya yardimci olun.
Şimdiden çok teşekkürler, iyi çalışmalar.
ADALETSİZ KONTENJAN DAĞILIMI
Hocam merhaba. Öncelikle sesimizi duyup destek olduğunuz için tüm branş öğretmenleri adına teşekkür ederim. Bizler sorunumuzu dile getirirken hep önce 11 eylül'de açıklanan kontenjanların adaletsiz olarak dağıtıldığını söyledik. Kontenjanları 11 eylül'de açıklanmadan önce sanki biz öğretmenlerle dalga geçer gibi günlerce bugün açıklanacak diye haberler yaptılar. Gecelerce uykusuz kaldık fakat yine açıklamaları 11 eylül'ü buldu. Açıklandi açıklanmasına ama verilen kontenjanlar adeta sadaka gibiydi. Daha birkaç gün önce sayın bakanımız kontenjanlar adaletli dağıtılacak öğretmenlerimizin içi rahat olsun hiçbir branşa da 5000den fazla kontenjan verilmeyecek demesine rağmen tam tersi bir sonuçla karşılaştık. Yaşadıgimiz hayal kırıklığı tarif edilemez. Keşke sadece kendimi yipratsaydim bu süreçte fakat beni güç bela emekli maaşıyla okutmaya çalışan ailem de benimle birlikte en az benim kadar üzüldü. Hicbirsey onların gözyaşlarına değmez ama onlar üzüldükçe ben daha çok üzüldüm. Yıl kaybetmedim Türkiye'nin en iyi üniversitesitelerinden birini kazandım ve çok şükür mezun oldum. Ama gelin görün ki yıllardır hayalini kurduğum mesleğimi yapamıyorum. Branşım Fen bilimleri. Geçen sene 3300 alan bölümüm bu sene 1363 aldı ve ben geçen seneye göre rahatlıkla atanabilecekken bu sene verilen bu sadaka gibi kontenjan yüzünden atanamadim. Suçum ise 1 yıl önce dogmamak. Kontenjanlara baktığımızda ise gördüğümüz tablo acı verici 12 branşın toplamı bir sınıf öğretmenliği kontenjanına ancak eşit oluyor. Peki farkımız nedir? Bir branşa 6000 kontenjan verirken birine 300-400 kontenjan vermek adalet midir? Diğer bir konuya gelince açık sayımız ticaret mantığıyla kapatılmaya çalışılıyor diye düşünüyorum. Okullar açığımız yok diyor fakat ülkemizin acı gerçeği olan ücretli öğretmenlik denen bir kavramla ve olayla bu açığı kapatıyorlar -sanki eğitim alınıp satılacak birşeymiş gibi...- bizler bu nedenler yetmiyormuş gibi bir de fazladan ataması yapılan sınıf öğretmenlerinin neredeyse istedikleri alana geçmesiyle bizim zaten olmayan(!) Boslugumuz bu şekilde dolduruluyor. Ayrıca öğretmenlerin emekli olması için 65 yaşını doldurmalari gerekiyor. Sormak istiyorum 65 yaşındaki bir öğretmen nasıl ve ne kadar verimli olabilir ki? Ama emekli olmayan öğretmenlerimize teşvik olarak birşeyler yapılabilirse yaş sınırı aşağıya çekilebilir diye düşünüyorum. Kısaca sorunlarımızdan aklıma gelenler bunlar umarım bunları size yazarak belki biraz da olsa farkındalık yaratabiliriz diye düşünmekteyim. son olarak bize bu sıkıntılarımızı anlatmak için bir fırsat verdiğiniz için teşekkür ederiz. Bir de bunları dile getirmek için sizinle görüşmek istiyoruz. Tekrar teşekkürler. Hoşça ve sevgiyle kalın.
DERDİMİZİ KİMSEYE ANLATAMIYORUZ
Sayın Abbas güçlü bu seneki kontenjan dağılımından haberiniz olduğundan eminim. İlk olarak şunu belirtmek isterim ki; kandırıldık. İnanın son bir aydır ruh gibiyim. Kontenjanların neye göre verildiğini anlayabilmiş değilim. Her seneki sıralamam bir önceki seneye göre atanmama yetiyor ama bir türlü atanamıyorum. Ben bir Türkçe öğretmeniyim. Bu seneki sınavda genel kültür genel yetenekte 81 net, eğitim bilimlerinde 60 net ve alan sınavında 35,5 net yaptım. Size soruyorum Sayın Abbas Bey ben atanmayı haketmiyor muyum? Verilen kontenjan 1750, geçen sene subatla 4 bine kadar ulaşan branşa verilen kontenjan... Ben daha ne yapmalıyım? Dershaneye gitmedim kendim çalıştım. Çünkü şehrimde alan dersi veren derhsane yok . Geçen şubatta 0,2 punla atanamadım. O hayal kırıklıgından kalkıp gelip bu netleri yaptım. Bu sene yine 1 puanla atanamadım. Ama bunu çevremizdeki insanlara anlatamıyoruz. Lütfen şubat için bize yardımcı olun. Bütün branş öğretmenleri olarak sizden destek bekliyoruz. Eğitim sistemimizi düzeltmeyi gaye edinmiş bir insan olarak yanımızda olacağınızdan şüphem yok. Saygılarımla iyi çalışmalar.
ADİL BİR ATAMA İSTİYORUZ
Ataması yapılmayan bir Edebiyat öğretmeni adayıyım. Geçen yıl Şubat atamasını 30 kadar kişiyle kaçırdım. Yeniden hazırlanarak ve inanın ''geceyi gündüze katmak'' tabirinin hakkını vererek çalıştım. Branş sıralamasında ilk 1500e girdim. Yaklaşık 24bin mezunu olan bölümümden en az 2 bin kadro verileceğini düşünürken 1115 gibi bir sayıyla karşılaştık. Açığa göre atama yapıldığı söyleniyor ama neden okullarda ''ücretmen'' diye tabir ettiğimiz ve bölümleri öğretmenlik dahi olmayan insanlar çalışıyor? Kasım ayında vatani görevimi yapmaya gideceğim. Sizden ricam bu konuyu devamlı dile getirmeniz ve Şubat ayında ADİL bir atama yapılması konusunda yardımcı olmanızdır. Teşekkürlerimi sunarak saygılar diliyorum.
EK ATAMA İSTİYORUZ
Sayın Güçlü,
Bildiğiniz gibi öğretmenlerimiz her yıl üç aşamalı ve zorlu bir sınavdan geçmektedir. Aldıkları puan ile tercih yaparak öğretmenlik mesleklerine MEB bünyesinde çalışarak devam etmek istemektedirler. Ancak MEB'in uyguladığı bazı politikalar öğretmen adaylarını mağdur etmektedirler. Alan yeterliliği için alan sınavı getirilmesine rağmen okullarda ders ücreti karşılığı alan yeterliliği olmayan, eğitim fakültesi mezunu bile olmayan kişiler çalıştırılmaktadır. Bu ücretli öğretmenler tarafından yetiştirilen öğrencilere büyük haksızlık edilmektedir. Diğer bir haksızlık ise alan değişikliğidir. 4+4+4 sistemi ile MEB bünyesinde sınıf öğretmenleri norm fazlası olmuş ve bu öğretmenlerimiz alan değişikliği ile bir çok branş öğretmeninin yerine geçmiştir. Bu da yine alan sınavının amacıyla çelişmektedir. Örneğin ingilizce biliyor diye bir sınıf öğretmeninin ingilizce öğretmeni olara çalışması buna örnektir. Dershanelerin kapatılmasıyla dershanede çalışan öğretmenkeri de mağdur etmemek adına onlar için kadro ayrılmaktadır. Ancak bu çalışarak, emek veren öğretmen adaylarının mağdur edilmesi demektir. Bir mağduriyetin giderilmesi başka öğretmen adaylarının mağdur edilmesiyle yapılmamalıdır. Son olarak üç aşamalı ve zorlu bir sınavdan geçen benim gibi tüm öğretmen adaylarına sadece 1 yıl geçerli olan bir sınav için tek bir şans verilmesi adil değildir. Ek atama ve Şubat ataması ile bu mağduriyetin giderilmesini talep ediyorum. İngilizce öğretmenlerine verilen kontenjanın açık sayısına oranla oldukça az olduğunu düşünüyorum. Özel okullarda İngilizce eğitiminin özel okullarda hatta kreşte başladığını düşünürsek dünya dili olan İngilizce için, Yeni Türkiye yolunda Avrupa Birliği aday ülkesi olan Türkiye için İngilizce dersine gereken önem verilmeli ve okullarda İngilizce dersi İngilizce bilen İşletme mezunları tarafından değil, İngilizce öğretebilen İngilizce Öğretmenleri tarafından verilmelidir. Tüm bu mağduriyetlerin EK atamalar ile giderilmesini talep ediyorum. Sesimizi duyurursanız çok sevinirim. Saygılar...İngilizce Öğretmeni
MÜJDE BEKLIYORUZ
Sayın Güçlü,
Ben ataması yapılmamış bir Türkçe öğretmeniyim. Ülkemizin neredeyse her gün değişen eğitim politikası yüzünden kadrolu öğretmenlik dışında her işi yaptım. Tezgahtarlık, tarım işçiliği, resepsiyonistlik ve ne yazık ki ücretli öğretmenlik yaptım. Peki neden yaptım ,sınavdan düşük puan aldığım için mi, hayır. Alan sınavı gelmeden önceki yıllarda hep 80 ve üzeri puan aldım,alan sınavında ise bu yıl 36 net bıraktım eğitim-gkgy sınav puanım ise 85 küsürdü ama atanamadım.Sizce ben atanmayı hak etmiyor muyum?
Biz branş öğretmenleri hak ettiğimiz halde okullarda açık olduğu halde atanamıyoruz ve sayımız giderek artıyor. Hal böyle iken tam 42 bin atanmış sınıf öğretmenini yan alan, sertifika bahane edilerek eğitimini alamadıkları, alsalar bile yetkinlikleri olmayacak bir biçimde branşlarımıza geçirdiler.Bu durum da beraberinde zaten zor atanan biz branş öğretmenlerini daha da mağdur etti. Bunun en açık örneği son eylül atamasında gördük.Tam tamına 6098 sınıf öğretmeni alınırken diğer branşlardan ise komik alımlar yapıldı sonrasında ise adil atama yaptık denildi. Sayın Bakanımız Nabi Avcı'nın haziran ayında açıkladığı verileri size aynen kopyalıyorum
''Nabi Avcı, Türkiye genelinde en çok ihtiyaç duyulan 25 alan hakkında da bilgi verdi.
Buna göre, en çok öğretmen ihtiyacı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanında (18 bin 871). Daha sonra sırasıyla en çok öğretmen ihtiyacı olan alanlar şöyle:
- Özel eğitim (13 bin 572), rehberlik (13 bin 347), ingilizce (12 bin 105), ilköğretim matematik öğretmenliği (7 bin 229), Türkçe (6 bin 274), beden eğitimi (5 bin 112), okul öncesi öğretmenliği (4 bin 781), fen bilimleri-fen ve teknoloji 4 bin 507, bilişim teknolojileri (4 bin 327), Türk dili ve edebiyatı (4 bin 296), sınıf öğretmenliği (3 bin 967), imam hatip liseleri meslek dersleri (3 bin 29), müzik (2 bin 951), matematik (2 bin 470), sosyal bilgiler (2 bin 371), biyoloji (bin 324), coğrafya (bin 166), Arapça (bin 60), güzellik ve saç bakım hizmetler (886), Almanca (867), görsel sanatlar (605), tarih (584)''
Kendisinin de yukarda belirtiği gibi 3 bin 967 sınıf öğretmenliği açığı varken nasıl oluyor da 40 binlik eylül atamasında 6 bin 98 sınıf öğretmeni ataması oluyor. Açığının üzerinde alım yapılmasının arkasında ne tür siyasi baskılar var takdir sizin. Yine sayın Avcı 40 binlik atama sonrasında hala 105 bin öğretmen açığı olduğunu dile getirdi. İşte tamda bu yüzden biz branş öğretmenleri 24 Kasım Öğretmenler Gününde 40 bin ek atama istiyoruz. Adil dağılımlı bir atama istiyoruz. Saygılarımızla.
***
Sevgili Abbas Güçlü,
Ben Hacettepe üniversitesi, Matematik öğretmenliği( 6 yıllık bir fakulte) mezunu bir öğretmenim. Öncesinde de öğretmen lisesinden mezun oldum. Atanamadım cünkü bu sene ki dağılımda branş öğretmenlerine verilen sayı cok azdı. Yani kısacası diplomamı aldım, duvarıma astım. Hergün kekti, börekti kadın programlarydı böyle bi genç hanıma dönüşüyorum :)
Meb'in yanlıs politikaları yüzünden atama bekleyen öğretmen sayısı her gecen sene artıyor. Gelelim bu yanlıs politikalara; öğretmen yetiştirecek tek kurum eğitim fakültesidir ancak meb, fen edebiyat bölümü mezunlarına formasyon vererek onları bizim bölümüzün ekmeğine ortak ediyor. Ayrıca ücretli öğretmenlik saçmalığı ile bizler ücretli kölelere dönüşüyoruz. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bide alan değişikliği ile sınıf öğretmenlerini bizim branslarmza kaydırarak kadrolarımızın dolmasına ve eğitim düzeyinin düşmesine neden oluyorlar.
Sizden ricam bu konuları programınıza konu etmeniz. Bizlerin sesi olmanız. Şubat atamasıyla branslara yapılan haksızlığa dur denisin! Lütfen bu sese kulak verin.. Her sey için teşekkürler.
Abbas GÜÇLÜ / Egitimajansi.com