Sayın Başbakanım,

Biz ataması yapılmayan öğretmenleriz. İsmimiz Ankara’da Ali, Kayseri’de Ayşe, Erzurum’da Hasan, Muğla’da Mevlüt kısaca biz ataması yapılmamış öğretmenlerin sesiyiz.

İlkokul sıralarından beri hayalini kurduğumuz mesleğimize atılmak için çok şükür ki yeterli eğitimimizi aldık. Şimdi; sıralarına oturduğumuz, tebeşir kokusuyla büyüdüğümüz, arkadaşlıkları öğrendiğimiz, değerli eğitimcilerimizin bir gülüşüyle ısınan sınıflarımıza yeni öğretmenler olarak girmek, bu bayrak yarışında, eğitim neferleri olarak, çocuklarımızla, öğrencilerimizle bir an önce buluşmak istiyoruz. Şüphesiz gençlerimize iyiyi, doğruyu, bilimin gereklerini öğretmek, en önemlisi de “insan” yetiştirmek en büyük gayemiz olacaktır.

Ülkemiz son on yıllık süreçte, gelişmişliğin sembolü olan sporda sanatta ve pek tabi ki eğitimde büyük gelişmeler göstermiş, devletimiz her alanda kalkınmanın önünü açmıştır. Bunları çocukluk yıllarında haberleri sadece “devalüasyon” kelimesinden ibaret olarak sanan bir neslin gençleri olarak söylüyoruz…

Son yıllarda devletimiz, yurdun dört bir tarafında yatırımlarını artırmış, sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmiş. Buna istinaden devletimiz; dinamik, artan genç nüfusumuz için okul, derslik sayısını artırmış. Binlerce yeni nesil öğretmenimizin ataması yapılmıştır. Özellikle bundan on- on beş yıl önceki istatistiklerle karşılaştığımızda bile bunu rahatlıkla görebiliyoruz.

Şu an, ataması yapılmayan öğretmenler olarak gerek ailelerimize karşı, gerekse iç dünyamızda büyük bir zorluk içerisindeyiz. Çünkü maddi ve manevi anlamda yaşadığımız sıkıntıları aşamıyor ve toplumun bizden beklentilerine cevap veremiyoruz. Belirsizlik içerisinde mutsuz gençler olarak kendimize ve çevremize katkı sağlayamıyoruz. Bir diğer üzüntümüz ise “ücretli öğretmenlik” yapan birçok hocamızın görevi bırakmasıyla, bu eğitimi almamış kişilerin ücretli öğretmenlik yapması ve çocuklarımızın hak ettikleri eğitimi alamayışıdır. Özellikle insana olan değeri ve yatırımı her şeyin üzerinde gören öğretmenler için bunu görmekten büyük üzüntü duyuyoruz.

Gerek 2013 yılı ağustos ayı, gerekse 2014 Şubat ayında yapılan atamalarla birçok öğretmen kardeşimizin, heyecanla mesleklerine başlamış olduğunu görmekten mutluluk duyduk. Özellikle yaşanan sevinci, onlarca ailenin evine gelen coşku ve mutluluğu yakın olarak gözlemledik. Ve bizler de o güne ulaşmanın hayali ve duasıyla yaşar olduk.

Öğretmen açığının yüz otuz binlere ulaştığı resmi rakamlarca belirtilirken öğretmene yapılacak yeni yatırımların her şeyin üzerinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü 2023 hedefi olan ülkemizin en ivedi ihtiyacı eğitimdir ve çocuklarımızın nitelikli ve kaliteli eğitime pek tabi eğitimcilere ihtiyacı vardır. Yurdun dört bir yanında belki de hayatı değişecek, her meslek grubunun ehli olma potansiyeline sahip onlarca çocuğumuz öğretmenlerini beklemektedir.

Devletimizin maddi-manevi gücü ve olanakları düşünüldüğünde mart ayında on binlerce öğretmenimizin atanmasını zaruri olarak görüyor ve saygılarımızla ilginize arz ediyoruz.