EĞİTİM
Asıl İşi Yapan İhmal Edilmemeli
Okulların kapanmasına bir gün kala Milli Eğitim Bakanımız değişti. İkinci eğitim öğretim dönemine yeni bakanımızla gireceğiz. Eğitimciler olarak tek beklentimiz yeni bakanımızdan asıl işi yapanların öğretmenler olduğunun farkına varmasıdır. Bununla ilgili bir karınca hikayesi paylaşacağım.
Küçük bir Karınca her sabah erkenden işine gelir ve neşe içinde çalışmaya başlardı. Çok çalışır
Çok üretir... Ve bunları keyif içinde yapardı. Patronu Aslan, Karıncanın başında yöneticisi olmadan kendiliğinden bu kadar hevesle çalışmasına çok şaşırırdı. Bir gün karı ve verimliliği arttırmak için aklına parlak bir fikir geldi. Eğer Karınca, başında bir yönetici bile olmadan bu kadar üretken olabiliyorsa, bir de başarılı bir yöneticisi olsa neler yapardı.
Bunun üzerine, müthiş bir yöneticilik kariyeri olan ve yazdığı raporlarla ünlü Hamamböceğini işe aldı. Hamamböceği işe öncelikle bir saat alarak başladı. Böylece Karıncanın çalıştığı saatleri tam olarak ölçebilecekti. İş saatlerinde gevşekliğe müsaade etmeyecekti. Elbette raporlarını düzenleyecek bir sekretere de ihtiyacı olacaktı. Bu nedenle hem telefon trafiğini yönetmek ve hem de arşiv işleri için Örümceki işe aldı.
Aslan, gelişmelerden çok memnundu. Hamamböceğinin hazırladığı raporlar gerçekten harikaydı. Hatta ondan üretim hızını ölçen ve karlılığı analiz eden renkli grafikler de hazırlamasını istedi. Böylece bu raporları ortaklarına sunum yaparken kullanabilecekti. Hamamböceği, bu raporları üretebilmek için yeni bir bilgisayara ve donanıma ihtiyaç duydu. Artık artan ekipmanlar için de artık bir bilgi işlem departmanı oluşturmanın zamanı gelmişti. Bu işleri idare etmek için Sineki işe aldı.
Bir zamanlar mutlu, üretken ve rahat olan Karınca bu yeni toplantı düzeninden ve evrak işlerinden yılmıştı. Zamanın büyük bir kısmını sorulan soruları cevaplamak ve evrak işleri yapmakla geçiyordu.
Aslan, Karıncanın bölümünün giderek büyümesinden memnundu. Bölümü daha da büyütmek üzere bir üst yöneticiye ihtiyaç olduğunu düşündü. Ve bölüm başkanı olarak başarıları ile ünlü Ağustosböceğini işe aldı.
Kendi rahatına ve keyfine düşkün Ağustosböceğinin ilk icraatı, ofisini rahat edebileceği yeni mobilyalarla döşemek oldu. Tabi ki kendisinin yeni bir bilgisayara, bütçe kontrol ve stratejik verimlilik planı hazırlanması için kişisel bir yardımcıya ihtiyacı vardı. Bunun üzerine eski işyerindeki yardımcısını işe aldı.
Karıncanın çalıştığı yer giderek kimsenin gülmediği, neşesiz ve mutsuz bir mekana dönüşmüştü. Ağustosböceği, patronu Aslanı ortamın ruh halini değiştirecek bir çalışma yapılması gerektiğine ikna etti.
Bunu üzerine, Karıncanın bölümünde olup bitenleri gözden geçiren Aslan, üretimin ve karlılığın dramatik bir şekilde düştüğünü farketti. Hemen, son derece itibarlı ve iyi tanınmış bir Danışman olan Baykuşu sorunu çözmesi için işe aldı.
Baykuş, Karıncanın departmanında 3 ay geçirdi. Bu hummalı çalışmanın ardından ciltlerce süren muhteşem bir rapor yazdı. Raporun sonucu şuydu: Departmanda aşırı istihdam vardı. Aslan, raporu inceledikten sonra dramatik bir karar verdi.Ve, elbette, ilk olarak negatif tavırlarıyla dikkat çeken, mutsuz ve çalışma isteğini kaybetmiş olan Karıncayı işten çıkardı...
Evet bu hikayeden çıkardığımız sonuç; Karar vericilerin bir iş yapalım derken asıl işi yapanı ihmal etmemeye özen göstermeleri gerekmektedir. Milli Eğitimdede asıl işi yapan öğretmenlerimizdir. Öncelikle ihmal edilmemesi gereken öğretmenlerimizdir.
Enes BÜYÜKGURSAK
Eğitimci