EĞİTİM
Alan Değişiklinde Kötü Şaka
Bakanlığın her türlü atama ve yer değiştirme işleminde öğretmenine karşı ketum davrandığı, gerekçe olarak eğitimin sürekliliğini ve bakanlığın olanaklarını gösterdiği malumdur. Uygulamaya baktığımızda ise her türlü atama ve yer değiştirme işleminde hizmetin gereklerini ve kamu yararı ile çelişen uygulamalar görmekteyiz.
Son olarak, pek çoğu yer değiştirme amaçlı, çoğu özür grubu mağduru olanlar olmak üzere gerçekleşen atamalar için YALNIZCA İL DIŞI alan-yer değiştirenlere özgü başvurular alındı. Branşından olduğu kadar eski çalışma bölgesinden de ayrılan, evini-eşyasını taşıyan hangi öğretmen alana dönmek için eskiden çalıştığı ile geri döner? Bakanlık tam da bu geçekten hareketle kırk satır mı?, kırk katır mı? deme cüretinde. Evini, aileni bırak da gel diyen bakanlığın bu tavrını kurumsal olmaktan çok adeta kişisel buluyoruz.
İl dışından alan başvurarak alan-yer değiştirenler için durum sıkıntılıyken, il içinde aynı değişikliği yapıp pişman olanlara başvuru hakkı verilmedi. Bakanlığın yanlışlıkları görüp geri adım atması anlaşılır hatta takdir edilebilir ancak eğitime dair bir hatanın İL DIŞI-İL İÇİ ayrımı olmaz. Eğitimin bilimselliği, öğretmenin ders yeterliliği kıyas alınarak bir tür pişmanlık kılavuzu yayınlanmış ise kapsamı yurt geneli olmalıdır. Kaldı ki, sırf özrü yüzünden alanından vazgeçmiş olanların aile bütünlüğünden vazgeçerek eski iline dönmesi oldukça zor bir durumken alan ve yer geri dönüşüne istekli olacak asıl grup il içi alan değiştirenlerdir.
Süreci geriye dönük hatırlamak gerekirse, Anayasamız güvencesindeki aile bütünlüğü tüm bakanlıklarca eş özrü kapsamında sağlanırken, tayini puan-kontenjan ile sınırlayan MEB, Şubat Dönemi özür grubu tayinleri de kaldırmıştı. Ağustos 2012 Döneminde eş özrü başvurusu yapan öğretmenlerin binlercesi eşinin bulunduğu ilde kontenjan bulunmadığı ya da puanı yetersiz kaldığı gerekçesiyle mağdur edilmişti. (Öğrenim özrü ile deprem mağdurlarının talepleri tamamen görmezden gelinmişti).
Sendikamızın başlattığı eylemlilik (Tam sayfa gazete ilanı ve 29 Ağustos bakanlık eylemi) ile oluşan kamuoyu baskısı ile alan değişikliği, becayiş ve memuriyete geçiş gibi tuhaf yollarla birkaç bin öğretmen eşinin bulunduğu ile atanabilmişti. Bakanlık mevzuatı ve temayüllerle çelişen bu yer değiştirme yöntemini geçici bir çözüm olarak düşünen öğretmenlerin birçoğu alan değişikliğinden ve memuriyete geçişten dolayı son derece mutsuzdur.
Memuriyet görevini çalıştıkları il-ilçede kendi alanında bir kadro boşalıncaya kadar yapacaklarını düşünen öğretmenlerimiz bölgelerinde ihtiyaca binaen ücretli öğretmen çalıştırıldığını görerek kahrolmaktadır. Bu durumdaki öğretmenlerimize her türlü hukuksal desteği vermeye devam edecek, öğretmenliğe dönüş taleplerini yargıya taşıyacağız.
Hem kendi mesleki tatmininden olan, en çok da derslerine girdikleri öğrencilere karşı yetersizlik duygusu besleyen öğretmenlerimize yeni geçtikleri alanda hiçbir mesleki eğitim verilmemiş olması anlaşılır şey değildir. Bu durumu belgeleyen, kendi alanlarındaki ihtiyacı da tespit eden öğretmenlerin alana dönüş talepleri il içi-il dışı ayrımı olmadan mutlaka kabul edilmelidir.
Son olarak; sırf ailesine kavuşmak adına, hiç arzu etmediği ve yetersiz hissettiği bir alana, ya da yan alana geçen bir öğretmen kendi alanına dönmek istediğinde eski çalışma bölgene dön diyen bir bakanlıkla karşı karşıyayız. Alanını halen çalıştığı ilde değiştiren ve pişman olan üyelerimizin kapsam dışında tutulmasını da kabul etmiyor emsal durum üzerinden hukuksal destek vereceğimizi duyuruyoruz.
Devlet Kurumlarının kendi personeline kurumsal bir ciddiyetle yaklaşması, taleplerinin nedenini sorgulaması, eğitim hizmetini alan öğrencilerin de menfaatine olacak şekilde temel hakları acilen teslim etmesi gerekir. Milli Eğitim Bakanlığını akla, mantığa ve insafa davet ediyoruz.
Anadolu Eğitim Sendikası