EĞİTİM
Akademisyenleri Bekleyen Büyük Tehlike!
Ahi Evran Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Kürşat Zorlu, ‘Akademisyenlerin kolektif çalışmadan kaçındığını’ söyledi. Zorlu, “Üniversiteler bilgi paylaşım alanları olmak yerine bilginin sadece yükselme kriterlerinin sağlanması için üretildiği yarış alanları haline geldi gelmekte” dedi.
AKADEMİSYENLERİ BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE
Doç.Dr. Kürşad Zorlu tarafından anket yoluyla yapılan araştırmaya göre Akademisyenlerin önemli bir bölümü meslektaşları ile bilgi paylaşma konusunda olumsuz düşünüyor ve gelecek ya da konum kaygısı taşıyor.
Ahi Evran Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Doç.Dr.Kürşad Zorlu’nun çeşitli Üniversitelerde çalışan 343 akademisyen üzerinde yaptığı araştırmadan elde edilen bulgulara göre akademisyenlerin bilgi, tecrübe ve edindikleri eğitime yönelik paylaşım konusunda yüksek bir “olumsuz sonuç beklentisine” sahip olduğu ve kolektif çalışmaktan kaçındığı ortaya konuldu.
İstatistiksel yöntemlerin yanı sıra Bulanık Mantık yönteminin de kullanıldığı araştırmada ankete katılan akademisyenlerden yüzde 71′inin “bilgi ve deneyimlerimi diğer arkadaşlarıma aktardığımda onların daha başarılı olabileceği endişesini taşırım” ve yüzde 69′unun da “bilgi ve deneyimlerini diğer arkadaşlarıma aktardığımda mevcut konumunu kaybedebileceğim endişesi taşırım” ifadelerini en yüksek olumsuz beklenti ifadeleri olarak seçtiği belirtiliyor. Bununla paralel olarak ‘özgüven’ düzeyi yüksek olan akademisyenlerin bilgi paylaşımına yönelik olumsuz sonuç beklentisinin giderek azaldığı da araştırmanın önemli sonuçları arasında yer alıyor.
ANKETE KATILAN AKADEMİK PERSONEL 50 YAŞ ALTINDA
Araştırmada öğretim elemanlarının bilgi paylaşım düzeyini etkileyen en önemli değişkenlerin ‘üniversitedeki yönetime olan güven’, ‘merkezileşme düzeyi’ ve ‘güçlü örgüt kültürü’ olduğu ortaya konuluyor.
Bu çerçevede öğretim elemanlarının bilgi paylaşımı sonrası adaletli davranma ve bunun zeminini hazırlama konusunda Üniversite yönetimine olan güven düzeylerinin ortalamanın altında kaldığı vurgulanıyor.
Araştırmada ankete katılan akademik personelin yüzde 53,5′nin erkek, ağırlıklı yaş grubunun ise 50′nin altında kaldığı görülmekte çalışma süresi bakımından ilk sırayı yüzde 35,8 ile 5 yıldan az olanların meydana getirdiği, akademik unvan bakımından da en fazla katılımın yüzde 23,9 oranında Yardımcı Doçentlerin oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Bu önemli Araştırmayı gerçekleştiren Doç.Dr.Kürşad Zorlu konuyla ilgili yaptığı açıklamasında, “elde edilen sonuçların Türkiye’deki akademik yükselme yöntemi ve kriterleri ile ilişkilendirilmesinin mümkün olduğunu ve Üniversitelerin bilgi paylaşım alanları olmak yerine bilginin sadece yükselme kriterlerinin sağlanması için üretildiği yarış alanları haline gelmekte olduğunu” ifade etti.
SORUNLARIN GİDERİLMESİ İÇİN NE YAPILMALI
Zorlu, araştırmada ortaya çıkan sorunların giderilmesi için ise şunları kaydetti, “Akademik anlamda bilgi paylaşımına yönelik bu olumsuz bakış açısı akademik anlamda kolektif üretimin beklentilerin gerisinde kalmasına neden olmakta ve burada yaşanan eksiklik Türkiye’nin uluslararasılaşma düzeyine de olumsuz etki etki etmektedir.
Akademisyenlerin özellikle yükselme kriterlerinin kalıcı ve sağlıklı üretimin önüne geçtiğini, kısa zamanda çok yayın anlayışının akademisyenler arasında bilgi paylaşımını nitelikli ve doğal süreçlerden uzaklaştırabileceğini göstermesi bakımından önemlidir. Buradan elde edilen bulgular akademisyenlerin yükselmesi ve performanslarına yönelik sistem ve kriterlerin birlikte üretim ve kolektiflik yaklaşımını teşvik eder bir içerik kazanması gerektiğini açıkça göstermektedir.
Bununla birlikte Üniversitelerimizde akademik personelin bilgi paylaşımını teşvik edici bir yapısal ve kültürel sistem meydana getirilmesi bilgi paylaşımına olan olumsuz bakış açısını göreli olarak giderebilme potansiyeli taşımaktadır” şeklinde konuştu.