GÜNDEM
AK Parti'nin koalisyon şartları
Seçimler bitti, şimdi koalisyonun hangi partiler arasında olacağı merak ediliyor.
Peki AK Parti, koalisyon için kapısını çalacağı partilere kaç bakanlık verecek? Hangi bakanlıklar kesinlikle pazarlık konusu yapılmayacak? Meclis Başkanlığı seçiminde nasıl bir yol izlenecek?
İşte Acet'in kulis bilgileri;
Kuvvetle muhtemel önümüzdeki Perşembe günü yani 2 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’nu yeni hükümeti kurma çalışmalarını başlatmak üzere görevlendirecek.
Yazılı basında Ak Parti’nin yeni hükümet çalışmaları ile ilgili türlü türlü haberler çıktı, çıkıyor.
Ne yazık ki bu haberlerin önemli bir bölümü‘olsa olsa böyle oluyordur’düşüncesinden hareketle, ya da ecnebilerin ‘wishfull thinking’ dedikleri temennilere göre yazılıp çizilen asparagas haberlerden oluşuyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefet partilerinin, zihinlerde patlamış mısır efekti bırakan gel gitlerine karşın, 7 Haziran’dan buyana akıllıca bir pozisyon aldı ve elini kimselere göstermedi.
Hala da göstermiyor.
Öğrendik ki, en yakınındakiler gazetelerde çıkan ‘koalisyon kuruluyor’ ‘oldu bu iş’ ‘şu kadar bakanlık şu partiye verildi’ türü haberler üzerine Davutoğlu’na gidip şu soruyu soruyorlar.
“Efendim sizin bizden sakladığınız bir şey mi var?”
Davutoğlu gülüyor ve şöyle diyor: “Hayır sizden sakladığım bir şey yok. O haberler, yayınlandığı gazetenin patronunun dileklerini yansıtıyor sadece”
Bugünlerde gazetecilerden bile daha fazla muhalefet partilerinin merak ettiği sorulara gelelim.
Ak Parti’de neler oluyor? Koalisyon çalışmaları için nasıl bir hazırlık yapılıyor?
Sağlam kaynaklardan aldığımız bilgilerin mahiyetini şu şekilde özetleyebiliriz.
1-Başbakan Davutoğlu, partilerle koalisyon görüşmelerini yapmak üzere 20 kişilik bir liste oluşturdu. Hangi partiye hangi isimlerin gideceğine Başbakan bizzat karar verecek.
2-Hükümeti kurma görevini aldıktan sonra Başbakan üç partinin Genel Başkanı’nı da ziyaret edecek. Bu ilk görüşmelerde Davutoğlu ağırlıklı olarak dinlemede kalarak partilerin pozisyonunu öğrenecek.
3-7 Haziran sonrası aldığı pozisyon nedeniyle HDP ile bir koalisyon görüşmesi yapılması beklenmiyor. Oluşturulacak komisyonlar CHP ve MHP ile eş zamanlı olarak görüşmeleri sürdürecek.
4-Bu görüşmelerin bütün Temmuz ayı boyunca sürmesi bekleniyor. Ağustos başında araya Askeri Şura toplantısı da gireceği için 5 Ağustos’tan önce yeni hükümetin kurulup kurulamayacağı belli olmayacak gibi.
5-Bugüne kadar muhalefet partileriyle Başbakan Davutoğlu’nun talimatıyla gerçekleşen herhangi bir temas söz konusu değil. Yani Ak Parti’den herhangi bir kişi ya da heyetin, “şu partiden şu isme-isimlere gidip bir yoklayalım” türü bir karar alınmış olması söz konusu değil.
AK PARTİ: KRİTİK BAKANLIKLARI VERMEYİZ
Koalisyon görüşmelerine Ak Parti rahat bir atmosferde girecek.
Gelinen noktada Ak Parti olmaksızın bir koalisyon denklemi kurulamayacağı anlaşıldığı için bu böyle.
Parti çevrelerinde “sorumluluk üstlenmeye, adil paylaşılmış bir koalisyon hükümeti kurmaya varız ama yüzde 41’in hakkını korumak da bizim görevimiz” görüşü dillendiriliyor.
“Siz şimdi ne yapıyorsunuz. Bu haftayı ne yaparak geçirdiniz mesela?” diye sorduğumuz önemli bir yetkili, “muhtemel senaryolar üzerinde çalışıyoruz. Hangi durumda ne yapmalıyız sorusuna cevaplar geliştirip, koalisyon maratonuna hazırlanıyoruz” diye karşılık verdi.
Bu çerçevede muhalefetin, özellikle de CHP’nin önemli devlet kurumlarına yeniden format atıp eskiye dönüştürme niyetlerine karşı bir takım ilkeler belirlenmiş durumda.
Örneğin Adalet ve İçişleri Bakanlığı’nın CHP’ye verilmesi düşünülmüyor.
CHP geçmişte, özellikle Adalet Bakanlığı’nı bir tür ‘ele geçirilecek kale’ gibi gördüğü için, hakim-savcı atamaları konusunda çok kötü bir 90 lı yıllar sicili olduğu için, Ak parti çevrelerinde bu bağlamda ciddi bir güvensizlik var.
Yargının daha yeni yeni ‘paralel kuşatmadan’ çıkmaya başladığı bir dönemde Adalet Bakanlığı’nın bu partiye verilmesi eski Türkiye’ye özgü sorunların tekrar hortlamasını beraberinde getirebilir.
Muhalefete şu şartlarda 7-8 bakanlık verilmesi düşünülüyor.
Eskiden olduğu gibi bazı bakanlıkların ikiye bölünmesi ve kabinedeki koltuk sayısının artırılması ile bu sayının biraz daha artabileceği parti içinde tartışılıyor.
Bununla birlikte 90 yıllarda olduğu gibi ‘koltuk paylaşmak için bunu yapıyorlar’olumsuz çağrışımını beraberinde getirdiği için bu yönteme çok sıcak bakılmadığını da söyleyebiliriz.
DENİZ BAYKAL İSMİNE SOĞUK BAKILIYOR
Parti içinde bir de Meclis Başkanlığı seçimi için mesai harcanıyor.
Dün itibariyle İsmet Yılmaz ve Nabi Avcı isimleri Meclis Başkan adaylığı için ön plana çıkan iki isim oldu.
Parti içinde Meclis Başkanlığı seçimine, koalisyon çalışmalarından bağımsız bir gözle bakılıyor.
Hedef, Ak Parti’nin kendi başkan adayını seçtirmek.
En yaşlı üye sıfatıyla Meclis Başkanlığı’nı geçici olarak üstlenen Deniz Baykal, CHP’nin TBMM Başkan adayı.
Baykal, son tura ismi kalması halinde muhtemelen bir Ak Partili adayla yarışacak.
Süreç içerisinde Ak Parti’nin Baykal ismi üzerinde bir uzlaşı arayışına gireceğini söylemek mümkün değil.
Daha açıkçası, Baykal’ın Meclis Başkanı olmasına da soğuk bakılıyor.
CHP Genel Başkanlığı sırasında başörtüsünden parti kapatmalara kadar bir yığın konuda statükonun bekçiliğini yapmış bir ismin, o günlerdeki görüş ve duruşunu değiştirdiğine dair bir işaret ortaya çıkmadığı için Baykal ismine sıcak bakılmadığını söyleyebiliriz.
Kaynak : Haber7 özel