Kalkan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 27 Nisan 2007 tarihinde verilen muhtıra sonucu takındığı tavır nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarlı daveti sonucu 29 Mayıs 2007'de AK Parti'ye katıldığını belirtti.

Hükümetin, Gezi Parkı odaklı gelişmeler konusundaki tutumuna yönelik eleştirilerini iletmek amacıyla sunduğu randevu taleplerine olumlu yanıt alamaması üzerine düşünce ve eleştirilerini sosyal paylaşım sitelerinde açıkladığını işaret eden Kalkan, şunları kaydetti:

"17 Aralık'ta başlatılan operasyonda, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet gibi iddiaların, yargı erkinin önünü kesmek ve hukuku açıkça katletmek suretiyle örtbas edilmek istendiğine ilişkin güçlü bir izlenim edindim. Bu tavır ve davranışlara, milletvekili olmamın ötesinde bir hukukçu olarak karşı çıktım, hukuka saygıyı önerdim, ancak sonucun değişmediğini gördüm. Sonuç değişmediği gibi, son günlerde daha da vahim bir hal aldı. Sayın Erdoğan, devlet imkanlarıyla açılış adı altında yaptığı siyasi toplantılarda, şimdiye kadar görülmedik biçimde hukuku, hukukun kurumlarını açıktan hedef alıyor. Bu sadece Türkiye tarihinde değil, medeni dünyada görülmemiş bir hukuk skandalıdır.

Bütün bu uyarılarım dikkate alınmadığı gibi, parti ve hukuk devleti ilkesini korumaya çalışan görüşlerim nedeniyle ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevkedildim. Bir yolsuzluk ve hukuksuzluk nedeniyle değil, yolsuzluklara ve hukukun katledilerek yolsuzluğun örtbas edilmesine karşı çıktığım için. Bu da benim onurumdur, gerisi teferruattır. Bu nedenle AKP tabanında son derece saygın, yurtsever ve namuslu milyonlara ve bütün yurttaşlarıma bundan sonra bağımsız milletvekili olarak hizmet edeceğimi belirterek, Adalet ve Kalkınma Partisi'nden istifa ettim."