GÜNDEM
AK Parti… ANAP’laşma tehlikesi!
Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı tartışılıyordu.
“Üç dönem” tartışmaları da devam ediyordu.
“Paralel Yapı” gazetelerinin Sayın Erdoğan’a –bugünkü gibi- insafsızca saldırdığı günlerde…
Sayın Erdoğan’ın “üç dönem kuralı”nın değişmeyeceği yönündeki açıklamaları o gazetelerin en çarpıcı bölümlerinde yer bulmuştu.
“Paralel Yapı” gazeteleri, Sayın Erdoğan’ın bir beyanına ilk defa “destek”veriyordu!
İlke olarak doğru bulduğumuz “üç dönem” kuralında “küçük” bir değişikliğe gidilmesini hararetle savunduk o günlerde.
“Üç dönem kuralı Sayın Erdoğan için geçerli olmamalı”ydı.
Sayın Genel Başkan bu kuralın dışında tutulabilirdi.
Önündeki engelden dolayı Meclis’e gecikmeli bir şekilde girebilen Sayın Erdoğan, üç dönemi tam olarak doldurmuş da değildi üstelik.
Dolayısıyla, Sayın Erdoğan’ın devam etmesi halinde “sözün yerine getirilmemesi” gibi bir durum da olmayacaktı.
Problem varsa da, ufak bir “tüzük değişikliği”yle çözülebilirdi.
Sayın Erdoğan, 7 Haziran seçimlerine Genel Başkan olarak girer, AK Parti’nin tek başına Yeni Anayasa yapabilecek kadar oy olmasını sağlar, ülke de bu sayede “Başkanlık Sistemi”ne geçebilme imkânını bulurdu.
Bu düşüncelerde bir imza kampanyası başlattık;
“Erdoğan için üç döneme hayır! Erdoğan Başbakan ve ardından Devlet Başkanı!”
Bu girişimimiz sonucu ciddi sayıda imzaya ulaştık ama medyadan pek destek göremedik.
Herkes kendince hesap yapıyordu.
“Üs akıl”, “paralel yapı” ve diğer şer odakları, “Recep Tayyip Erdoğan etkisi”nin mümkün olduğunca azalmasını arzu ediyordu.
AK Parti çevrelerinden kimileri de, partideki bir “liderlik” değişiminden “istifade” edebilmeyi umuyordu.
Bazıları da, “Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını istemiyor” pozisyonuna düşmekten çekiniyordu.
Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını “samimi niyetlerle” arzu edenler de, ilk genel seçimde “tek başına iktidar”ın elden gidebileceğini hesap edemiyordu.
Köşk’teki Erdoğan’ın AK Parti’ye vereceği destekle, “seçim zaferini” getireceğini düşünüyordu bu dostlar.
Sonuçta olan oldu.
Tek başına iktidar gitti!
Bu yazdıklarımızdan “Sayın Davutoğlu başarısız oldu” gibi bir sonuç çıkmaz elbette.
Sayın Davutoğlu, elindeki imkânlarla yapabileceğinin neredeyse “en iyisi”ni yaptı ama eşyanın tabiatına uygun olmayan “yapı”dan kaynaklanan zorluklarının da etkisiyle “tek başına iktidar” kaybedildi.
Şimdiii…
Bunları niçin hatırlattık?..
Sayın Davutoğlu’nun “koalisyondan yana olduğu” yönündeki sözleri, “Paralel Medya” tarafından fazlaca öne çıkartılmakta bugünlerde.
TÜSİAD koalisyon istiyor, CHP koalisyon istiyor, “Paralel Medya” koalisyon istiyor, İsrail, ABD, Almanya, İngiltere koalisyon istiyor.
Hepsi de, bilhassa “CHP ile koalisyon” istiyor!..
Bu odaklar, Sayın Erdoğan’ın “tekrar seçim”den yana olduğu yönündeki iddiaları “böyle olması büyük kabahatmiş gibi” sürekli olarak işlemekte.
“Büyük koalisyon” dedikleri modelin, Türkiye’yi huzura, refaha ulaştıracağı, “kamplaşmayı” sona erdireceği gibi “abuk sabuk” laflar sıkça dile getiriliyor.
Bildiğiniz üzere ben, “tekrar seçim”den yanayım.
AK Parti bir koalisyon içinde yer alırsa, hızla erir.
Böyle olursa da, Türkiye kaybeder.
Diğer partilerden herhangi birinin “tek başına iktidara gelme” ihtimali yok.
Dolayısıyla, AK Parti ile koalisyon yapmaları halinde kayda değer bir “risk” almış olmayacaklar.
CHP ve MHP zamanında baraj altında kalmış partiler.
AK Parti ise, tarihinin en sıkıntılı seçiminde bile “yüzde 41”lik halk desteğini arkasına alabilmiş durumda.
Ciddi “kayıp” ihtimali sadece AK Parti için var.
Bu ihtimal de “kesin”e yakın!..
Sayın Davutoğlu, AK Parti’nin şu andaki oy oranının yüzde 45 civarında olduğunu vurguluyor.
Bunu iki hafta evvel yazmıştık;
“AK Parti’ye gelen tarafsız anketlerin sonuçları yüzde 45’in aşıldığını gösteriyor.”
Evet, AK Parti, “aday tercihlerinde” yine büyük hatalar yapmazsa, yüzde 45’i epeyce aşar!..
HDP barajı aşsa bile “tek başına” iktidar gelir.
Üstelik, CHP’lilerin HDP’ye “bir kez daha” emanet oy pompalayacaklarının da garantisi yok.
Koalisyon olursa, uzun ömürlü olmaz.
Hadi bakalım, bir “erken seçim” ve arkasından “mahalli idareler” seçimi!
İstanbul da gidebilir, Ankara da!..
“Paralel Yapı” ve diğerleri niçin “İlle de koalisyon” diyor, üzerinde düşünmek gerekmez mi?
“ANAP”ın yaşadıklarından - BU SEFER- “ders” çıkartmak icap etmez mi? serdar arseven yeni akit