GÜNDEM
Ah Erdoğan(!)
Bu işler böyledir.. İşin içine siyaset girince hiçbir şey, sadece göründüğü gibi değildir.. Kim kimdir belli olmaz. İnsan hakları savunucusu ya da çevreci, sadece çevreci ya da insan hakları savunucusu olmayabilir..
Erbakan için keşke hatıralarını yazsa, arkasında bir miras kavgası bırakmasa dedim, kıyameti koparttılar, işine bak dediler, bu camiada böyle şeyler olmaz sonra özür diliyorlar.. Bunun cemaatı camiası yok arkadaşlar. Hz. Osmanı öldürmeye gelenler arasında Hz. Ebubekirin oğlu da vardır. Hz. Ali zamanında yaşananlarda birbirlerine karşı kılıç çekenler başka yerlerden gelmedi.. Şeytanın vatanı yok. Hz. Yusufu kuyuya atanlar kimlerdi!
Din ve devlet büyüklerinizi ilah ve Rab edinmeyin! Kafanızı kiraya vermeyin.. Nefsinize (Hem kendi nefsinize, hem de cemaat / örgüt / parti, her ne ise, tüzel nefsinize) güvenmeyin.. Size hayır gibi gelenlerde şer, şer gibi gelenlerde hayır olabilir. Aklınıza da çok fazla güvenmeyin. İhtiyad edelim. İşi ehline verelim. Parti, vakıf, cemaat, hemşehri, kabilecilik, ırkçılık yapmayalım! Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı duralım, hatta bir topluluğa öfkemiz bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmemeli..
Sözü son olaylara getirmek gerekirse, Erdoğana yapılan saldırıları doğru bulmuyorum. Bu olayların tek bir maksadı vardı, o da Erdoğanı zabtu rabt altına almak..
Ne Erdoğansız yapabilirler, ne de Erdoğanla yapabiliyorlar..
Birilerinin bir senaryosu vardı. Herkesin bir planı var, ama sonuçta Allahın dediği olacak. Öyle de oldu. Baykalı, Erdoğanın tepesine Çankayaya çıkarmak isteyenlerin evdeki hesapları sandığa yansımadı.. Baykal sistemin komiseri, emniyet sübabı olarak oraya yerleştirilecekti. Rolünü oynayamadığı için tiyatrodan kovuldu.
Liberallerle harmanlaşmış ılımlı İslamcılar ise, bürokraside kilit noktalara yerleştirilecekti.. Bu da tam olmadı. Bu arada başka cemaat ve camialar, hemşehri, platform ve strateji lobileri, istihbarat grubçukları mevzi kazanmaya, köşe başlarını tutmaya başladılar..
Perde gerisinde örtülü bir hesaplaşma yaşanıyor anlayacağınız.
Çevre, Gezi Parkı filan işin kandırmacası.. Bu lobinin elleri her yere uzanır. Alevi-Sünni, Kürt-Türk, şeyh-derviş..
Terör örgütüne de dönüşebilir, liberal bir akıma da, demokrasi, insan hakları, çevre adına da eylem yapabilir, Şeriat ya da Esed adına da.. Milliyetçilik de yapabilir, Türkiye karşıtlığı da..
Erdoğan sonrasının ne olacağını kimse bilmiyor. Onun için hepsi Erdoğana muhtaç. Kontrol edemeyecekleri bir kriz istemezler.. Krizi başlatmak kolay, durdurmak zordur. Türkiye üzerinde hesabı olan bir sürü, ülke, örgüt var.. Kaostan birileri yararlanarak öne çıkarsa, kaosu çıkaranlar açıkta kalabilirler. Onun için kontrollü bir bunalım stratejisi izleyeceklerdir..
Mesele Erdoğanı zabtu rabt altına almak, frene basmak..
Sen misin terörü bitiren.. Terörü bitireni bitirirler diyen biri vardı. Sen misin bölgede güç olmak isteyen, 1. lige çıkmak isteyen uluslararası kayıtdışı ekonomi ve siyaset merkezleri bunu istemediler.. Erdoğan ise gözü kara gidiyor. Mayınlı tarlada top oynuyor bir bakıma..
Artık Erdoğana karşı sadece Koç-Doğan yok, cemaat da Erdoğanın hırçınlığından, gerdiğinden söz ediyor.. Erdoğanın başkanlığının engellenmesi için bir lobi harekete geçti.. Parti içinde birileri şimdi havayı kokluyor.. Ankaranın 1 Numarasını bu denge içinde taraf olmaya zorluyorlar sanki.
Eski dostlar, şimdilik Erdoğanın köşeye sıkıştırılmasına ses çıkarmıyorlar. Çünki kendilerine muhtaç olması ellerini güçlendiriyor diye düşünüyorlar.. Erdoğanı sevdiklerinden değil, öbür tarafın kendilerine yüz vermeyeceğinden korktukları için.
Yoksa öfke gibi, aşk gibi, para, kadın ve siyaset bazan gözü kör eder..
Madem bunları yazdım, şunu da yazayım.. Bu yapılar kendi içinde derin yapılar oluşturuyor.. Bu derin yapılar arasında derin bir hesaplaşma var.. Ayrıca bu yapılar arasında işbirliğine de gidiliyor sanki ve uluslararası sistem bunlardan işbirliğine uygun gördükleri ile yeni bir derin çete oluşturuyor..
Eğer bu işler kontrol edilmeyecek olursa, Batı Çalışma Grubunun yerini Doğu Çalışma Grubu alır. JİTEM gider MİTEM gelir, ama eski hamam, eski tas düzen değişen şartlara uygun olarak bukalemun gibi deri değiştirip yoluna devam eder..
Size bir şey daha söyleyeyim. Biliyor musunuz, Iraka girme konusunda, tezkere ile ilgili olarak o zaman asker hiç sorun çıkarmadı.. Hatta el altından destek bile oldu.. ABD askeri Iraka çekmek istiyordu.. Irakta işbirliği yapanlar başarı kazanıp ödüllendirilecek ve terfi ettirilecek, istemeyenler ise başarısız bulunup tasfiye edilecek ya da istifaya zorlanacak. Belki bir bahane bulunup yargılanacaktı. Yani Ergenekon davası ile değil, Erbakan hükümeti ve Çatlı döneminde yapılamayan iş Irakta bitirilecekti sanki.. O plan da tutmayınca, başka planlar yapıldı, senaryolar yazıldı ve bugünlere geldik..
Bir küçük ayrıntı daha, Baykalı kim niçin tasfiye etti ise, bugün Kılıçdaroğlu da rolünü iyi oynamayacak olursa, kimi İslamcı-sağ-sol, liberal media patronları da bu siyaset sahnesinden kovulabilir..
Uluslararası sistem Erdoğanı teslim almak istiyor. AK Partiyi teslim almak istiyor, Türkiyeyi kendi haline bırakmak istemiyorlar.. Gezi parkına giden yolları açanlar ve karşı operasyonun kimler tarafından nasıl uygulandığını incelemek gerek. Birileri tavşana kaç, tazıya tut diyor.
Bu olay, pahalı bir ders de olsa, bazı gerçeklerin, kişilerin ve kurumların gerçek yüzlerini görmek açısından iyi oldu.. Bana göre şimdi Erdoğana sahip çıkma zamanıdır!
Allah beni affetsin.. Kimseye kin ve garezim yok.. Ama yanlış şeyler oluyor.. Üzülüyorum.. STKlar, basın, iş dünyası, siyaset adamları olarak savrulduk biraz. Aman dikkat! Toparlanalım kardeşler.. Hz. Yusufun kardeşlerine söylediği sözleri hatırlayalım..
Selâm ve dua ile..
Abdurrahman Dilipak / Yeni Akit