GÜNDEM
ABD Yargısından Çarpıcı Gülen Rapora
Uzun yıllardır tuhaf ilişkilerin odağında olan Fethullah Gülen’le ilgili olarak ABD merkezli Middle east Media Research Institute (MEMRI) tarafından hazırlanan raporda birbirinden ilginç değerlendirmeler yer alıyor. Raporda, bir ABD mahkemesinin, “Gülen, ABD’nin menfaatine olağanüstü kabiliyetlere sahip bir yabancı” hükmüne de yer verildi.
GÜLEN, 25 MİLYAR DOLARI KONTROL EDİYOR
Akit’in haberine göre, toplam 20 sayfalık raporda, öncelikle Fethullah Gülen’in Türkiye'nin siyasi platformunu şekillendirmeye çalışan bir aktör olduğu belirtilerek, “Bunu yaparken de hem iktidar partisi içindeki yandaşlarını kullanıyor, hem de cemaatin inanılmaz derecede büyük meyda imparatorluğunu, finans kurumlarını, bankalarını, işletme birimlerini, binlerce okul, üniversite, ışıkevleri ve benzeri kurum ve kuruluşlardan oluşan uluslararası ağını harekete geçiriyor. Fethullah Gülen bir finans imparatorudur. En iyi tahminlerle, 25 milyar dolarlık kontrol dışı ve karanlık bir bütçesi var” denildi.
YARGI KARARI: “GÜLEN, ABD’NİN MEFAATİNEDİR“
“Fethullah Hareketi”nin kendi lehine lobi oluşturabilmek için büyük maddi kaynaklar kullandığı anlatılan raporda, şu ifadelere yer verildi: “Emrindeki bütün örgütler ve üniversiteler (büyük paralar akıtmaya devam ettiği Georgetown üniversitesi dahil), Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Avrupa'da Gülen konferansları düzenliyorlar. Ekim 2007'de, İngiltere Lordlar Kamerası Fethullah Gülen onuruna bir konferans organize etti. ABD2de bir Federal Mahkeme, Amerikan İç Güvenlik Kurumu'nun ve Göçmenlik Bürosu'nun Gülen'in Yeşil Kart başvurusunu ‘eğitim alanında olağanüstü yeteneklere sahip kişi’ kriterine uymadığı için reddetmesi kararını, geri çevirmişti. Amerikan İç Güvenlik Kurumu Fethullah Gülen'i eğitim alanında bir uzman ya da bir eğitimci olarak değil, ‘çok büyük ve etkili bir dinci ve siyasi hareketin holdingler sahibi bir lideri’ olarak tanımlamıştı. İki eski CIA çalışanı, George Fidas ve Graham Fuller ile Amerika'nın eski Türkiye büyükelçisi Morton Abramowitz Gülen için destek mektubu yazdı. Mektuplar işe yaramış görünüyor. 16 Temmuz 2008'de Amerikan bölge yargıcı Stewart Dalzell bir genelge yayınladı. Bu genelgeyle Amerikan Göçmenlik Bürosu'nun Gülen'e 1 Ağustos 2008'e kadar, ‘olağanüstü kaabiliyetlere sahip bir yabancı’ olduğu gerekçesiyle, çalışma izni vermesini telep ediyordu. Son olarak, mahkeme Gülen'in Amerika'da yaşamak isteyen kişilerde aranan ‘Birleşik Devletler'in menfaatinedir’ zorunluluğunu da yerine getirdiği kararını verdi.”
“GÜLEN ŞEBEKESİ”NİN TEMELİ DERSHANE VE OKULLAR
Raporda, Gülen hareketinin eğitim alanına yoğun bir ilgi gösterdiği vurgulanarak, “Fethullah Gülen şebekesinin temelinde onun eğitim kurumları var. Gülen'in eğitim şebekesi muhteşem. Tahminlere göre, Türkiye'deki iki milyon hazırlık okulu (dershane) öğrencisinin yüzde 75'i Gülen okullarına kayıt yaptırmıştır. Gülen, bütün Türkiye'ye yayılmış binlerce seçkin ortaokulu, üniversiteyi ve öğrenci yurtlarını da kontrolü altında tutuyor. Türkiye dışında Gülen hareketi yüzlerce ortaöğretim kurumu ile dünyanın her yanına yayılmış, yaklaşık 110 ülkede düzinelerce üniversite işletiyor. Gülen okullarında eğitilen bu gençler gelecekteki hukuk, politika ve eğitim kariyerlerine hazırlanıyorlar. Bu eğitimden geçenlerin arasında şimdi valiler, hâkimler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapan subaylar var. Hükümetin parçası bakanlar var; bunlar Gülen'e danışmadan hiçbirsey yapmazlar” denildi.
MEMRI Raporu’ndan
“Fethullahçı beyin yıkama faaliyetleri”ne karşı pek çok ülkede şüpheler duyulmaktadır. Bu şüphe ve araştırmalar Hollanda gibi ülkelere de sıçramıştır. 2008'de Hollanda'nın Hırıstiyan Demokrat, İşçi, ve Muhafazakar partileri, ‘Türk imamı Fethullah Gülen’le ilişkisi olan kurumlara yapılan devlet yardımlarının birkaç milyon euro düzeyinde kesilmesini öngörmüş ve Gülen cemaatinin Hollanda kamu otoriteleri ile olanlar da dahil bütün faaliyetlerinin en ince detaylarına kadar soruşturulmasını istemiştir.”
“Fethullahçılar Türkiye'nin Emniyet teşkilatını işgal etmeyi de başarmışlardır. Emniyet teşkilatında polis üniforması giyen imam başkanlar var. Pekçok komiser emirlerini bu imamlardan alıyor. Türk Emniyet Teşkilatı'na mahkeme kararıyla verilen sınırsız yetkiler kullanılarak, teşkilatın Türkiye'deki bütün telefon, cep telefonu, sms, e-posta, faks ve internet iletişimlerinin Fethullahçılar tarafından dinlendiği korkusu büyümüştür. Fethullahçılar’ın Emniyet Teşkilatı'nı istila etmesi, teknolojiyi kısıtlayıp bilgiyi denetimleri altında tutması, Türkiye içindeki siyasi emellerini gerçekleştirmelerini sağlıyor.”
“Türkiye tarihinde başka hiçbir kişi Fethullah Gülen'inki gibi Türk toplumunu kökten değiştirmeye çalışan bir siyasi hareket başlatmamıştır. Bugün Gülen güçlü bir partizan medyayı kontrolü altında tutuyor. Bu şebeke sadık bürokratları, partizan üniversiteleri, akademiyi, partizan savcı ve yargıçları, partizan emniyet ve istihbarat kurumlarını, partizan kapitalist ticaret odalarını, sivil toplum kuruluşlarını, işçi sendikalarını, partizan öğretmenleri, doktor ve hastaneleri içeriyor.”