GÜNDEM
ABD Büyükelçiliği’nden Memur-Sen'e ŞOk Telefon
Kuşkusuz 2013 yılı 12 yıllık AK Parti hükümetleri döneminde, en hızlı, en heyecanlı, en ateşli, en kritik, her yönüyle olağanüstü gelişmelerin yaşandığı bir yıldı.
TBMM ve kamuda başörtüsü sorununun çözülmesi, İmam Hatip’lerin orta kısmının yeniden açılması, 3. Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, nükleer santraller gibi dev projeler, Çin ile Türkiye’nin ortak yapım füze sistemi anlaşması, IMF’ye olan borcun sıfırlanması bu yıla rastladı.
En önemlisi de İsrail’in tarihinde ilk kez bir ülkeden özür dilemek zorunda kalması yine bu yıla denk geldi.
Filmin kopuş yeri de burasıydı aslında.
Başbakan Erdoğan’ın 4 Şubat 2009’da İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e “bir dakika” demesiyle başlayan hesaplaşma, 31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara Katliamı ile yeni bir boyut kazanıp, 22 Mart 2013 tarihli “Özür” ile yepyeni bir dönem başlatmış oldu…
Bu tarihi milat olarak kabul eden Anglosakson-Yahudi ittifakının tek hedefi vardı:
Lideri Erdoğan’ı devre dışı bırakıp, AK Parti iktidarını devirmek…
Soğuk savaş döneminden sonra bunun en önemli yöntemi ise siyasi hareket ve liderini halkın gözünden düşürmekti…
Bugün bundan dolayı Erdoğan bu mihrakların hedefinde…
Uluslararası boyutu olan bir plan devreye sokuldu.
Önceki gün bunu destekler nitelikte çarpıcı bilgilere ulaştık.
Haber sütunlarımızdan ayrıntılı biçimde takip edeceğiniz üzere yılın son günü Ankara Haber Müdürümüz Fatih Akkaya ile birlikte, Memur Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen’i Ankara büromuzda ağırladık.
Türkiye’nin en etkili sendikasının Genel Başkanı’yla bütün meseleleri enine boyuna konuştuk.
Sağolsun biz sorduk Ahmet Bey de bıkmadan usanmadan bütün sorularımızı cevapladı.
Sohbetimiz gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdü.
Söz son operasyon ve dış bağlantılarından açılınca Başkan’a ABD Büyükelçiliği’nin sıra dışı faaliyetleri ve operasyondaki rolünü sorduk. Başkan Gündoğdu, “ilk kez anlatıyorum” dediği çok ilginç bir bilgiyi paylaştı bizimle.
Böylece ABD Büyükelçiliği’nin, muhafazakar camianın en büyük STK’larından biri olan Memur Sen Konfederasyonu’nun basit bir eylemi üzerinden yaptığı yeni bir kirli hesap daha deşifre edilmiş oldu.
Uzatmadan paylaşalım…
Hatırlarsanız Memur Sen, 2012’de memurların özlük hakları konusunda hükümetle görüş ayrılığı yaşamış, 23 Mayıs’ta 1 günlük iş bırakma kararı almıştı.
İşte tam o gün bugünkü operasyonlarla da alakalı olduğu düşünülen şok bir telefon gelmiş Memur Sen’e.
Gündoğdu’nun verdiği bilgiye göre, 23 Mayıs günü Amerikan Büyükelçiliği’nden bir yetkili sendikalarını arayarak, bu eylemlerin devamının ne zaman geleceğini, ne kadar süreceğini sormuş, ayrıntıları öğrenmeye çalışmış.
Ahmet bey, skandal olayı şöyle anlatıyor: “O kararı aldığımızda, ‘Bu eylemi yapacağız, devamı da gelebilir’ diye başkanlar kurulumuzda karar almıştık. Ertesi gün Güvenpark’ta sabahtan akşama kadar eylem yaptık. O gün Amerikan Büyükelçiliği’nden biri oradaki ilgili bir arkadaşımı telefondan arıyor. Devamı gelecek dediğiniz, eylemin devamı ne zaman gelecek şeklinde sorular soruyor. Bizimkisi siyasi, ideolojik değil, özlük hakları ile ilgili bir tavırdı. Bunun üzerinden bu şekilde sorularla karşılaşmış olmamızı, bugün yaşanan olaylarla birlikte düşündüğümüzde neyin ne olduğunu daha iyi anlıyoruz.”
Diplomatik teamüllerle birlikte düşünüldüğünde son derece ilginç, bir o kadar da garip değil mi büyükelçiliğin bu teması?
Bu ilk vukuat değil tabi.
Sistematik biçimde, organize işler bunlar…
ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin Doğu ve Güneydoğu illerimize peş peşe ziyaretler gerçekleştirip fırsatını buldukça bir muhalefet partisi lideri gibi politik açıklamalar yapması, yargı kararlarını, hükümeti, yönetim biçimimizi eleştirmesi, Siyasi Ataşe Ashwin Bijanki’nin kapı kapı dolaşıp hükümete karşı lobi oluşturma gayretleri normal karşılanamaz.
Bütün bu olup bitenler diplomatik faaliyetlerle açıklanamaz.
Ricciardone çoktan haddini aştı.
En kısa sürede istenmeyen adam ilan edilip ülkesine yollanmalı.
Aksi halde yol olur.
Yener Dönmez / Yeni Akit