GÜNDEM
18 barodan ortak 'başörtü' açıklaması
Bitlis Barosu öncülüğünde yapılan yazılı basın açıklamasında, "Din ve vicdan özgürlüğünün bir tezahürü olan başörtüsü, yıllardır siyasal bir simge olarak nitelendirilip 'kamusal hayatta' kişi özgürlüğünün, çalışma hürriyetinin ve kamu hizmetleri alma hakkının kullanımına engel görülmüş ve bu nitelemeyle bir soruna dönüştürülmüştür." denildi.
Bitlis Barosu tarafından Muş, Van, Ağrı, Hakkari, Siirt, Bingöl, Mardin, Şırnak, Adıyaman, Diyarbakır, Erzurum, Iğdır, Kars, Batman, Tunceli, Malatya ve Elazığ Barosu başkanlıkları adına yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Bu hakkın kullanımına ilişkin kısıtlamalar kimi zaman yasal ve idari düzenlemelere dayandırılmış, kimi zaman da fiilen uygulanmıştır. Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarında da bu kısıtlayıcı anlayışın ürünü olan ve 'avukatların başları açık bir şekilde görev yapamayacakları'na ilişkin düzenlemenin yürütmesi Danıştay 8. Dairesi tarafından bir meslektaşımızın yapmış olduğu başvuru üzerine durdurulmuştur. Danıştay'ın ilgili dairesinin bireyin temel hak ve hürriyetlerine açıkça aykırı olan bu düzenlemenin yürütmesini durdurmuş olmasını olumlu buluyoruz, destekliyoruz. Gerek Danıştay'ın konuya ilişkin kararının gerekçesinde, gerekse bu karar etrafında yapılan avukatlık mesleğinin kamu hizmeti ya da serbest meslek olması tartışmasının, hiçbir temel hakkın kullanımının önünde bir engel teşkil etmeyeceğini, bireylerin inanç ve inanmama hürriyeti ile çalışma hürriyeti arasında seçim yapmaya zorlanamayacağını düşünmekteyiz. Kamu hizmeti alma ya da vermek için inançlardan, düşüncelerden, değerlerden arındırılmış; renksiz, kokusuz, tatsız bir alan yaratma çabası yersiz ve imkânsızdır. Kamusal alan olabildiğince siyasaldır. Bu alanda sınırlanan her bireysel hakkın boşluğunu daha güçlü olan birey ve anlayışlar doldurur ki, aksine bu durum eşitsizliğin kaynağıdır. Verilecek kamu hizmetini ve hizmetin verilme biçimini niteleyen objektifliği ve tarafsızlığı, kişi hürriyetini sınırlayacak şekilde yorumlamanın günümüz dünyasında bir karşılığı kalmamıştır. Bu nedenle başörtüsü dâhil, dil, ırk ve cinsiyete dayalı bireyin insan olmaktan kaynaklanan hiçbir inanç, değer ve hakkının 'kamusal alan' gerekçesi ile sınırlanamayacağını bir kez daha yineliyor, meslektaşlarımızın yargılama faaliyetlerinin her alanında başörtüsü ile çalışabilmesinin önünü açan bu kararı destekliyoruz."