GENEL
Ulusal Birlik Hareketi Yaşıyor İddiası
Son zamanlarda inanılmaz işbirlikleri ve yan yana gelmesi imkansız gözüken çevreler bir araya gelmesi dikkat çekiyor. Hepsi yoldaş oldu! Ulusalcısı, ırkçısı, masonu, derincisi, aydınlıkçısı, top sakallısı, mezhepçisi ve baasçısı Kırk yıl düşünseniz bir araya getiremeyeceğiniz yapılar barış elçilerini (Akil İnsanlar) adım adım takip edip, Mustafa Kemalin askerleriyiz sloganıyla, bayrağı da provokasyon aracı olarak kullanarak, protesto ediyorlar.
Şehit cenazelerinden tanıyoruz biz bunları. Tabuta sarılan anaların acısına ortak olmak yerine, etnik provokasyon planlıyorlardı. Cenaze namazı sırasında ıslık çalıyor, slogan atıyor, imamın yüzüne kadar bayrak çarpıyorlardı. Hatta daha ileri giderek alkışta bulunuyorlardı. Cenaze adabına yakışmayacak tutum ve davranışlarını sokağa taşıyor, gösterilerini hükümet aleyhine eylemlere dönüştürüyorlardı.
Birçoğunu Danıştay saldırısı sonrasında sokaklarda gördük. Hatta cumhuriyet mitinglerinde Biz bu oluşumların çatısını da aslında deşifre etmiştik. Ama üstüne bugüne kadar pek gidilmedi: 2006 yılında oluşturulan Ulusal Birlik Hareketi Dağılmış gibi gözükseler de bugün çözüm sürecine ve özellikle Akil İnsanlara karşı organize bir şekilde birlikte hareket ediyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Meclis'i baskı altına almak için kurulan Ulusal Birlik Hareketi, 40 STK ile yola çıkmıştı. Platformun mimarı emekli orgeneral Şener Eruygurdu. En büyük destekçisi ise Derviş Gündaydı. Demirelde medya aracılığıyla platforma teşekkürlerini sunmuş, Noel Baba Vakfı oluşuma katkı sunmayı ihmal etmemişti.
İlk toplantıları MHPye yakınlığı ile bilinen Türkiye Kamu-Senin Genel Merkezinde gerçekleşmişti. Bugün Akil İnsanları adım adım takip eden ve üyelerine Hainleri protesto edeceğiz. Bayrağınızı alıp gelin mesajları yollayan Türkiye Kamu-Sen Toplantıya katılanlar arasında ADD, Türkiye Emekli Subaylar Derneği, Hacıbektaş Yüksek Eğitim Derneği ve 27 Mayıs Milli Devrim Derneği temsilcileri de vardı. 2006 yılında yeni bir 28 Şubat provası içindeydiler. Biz gazetecilerde bunu toplantı esnasında gündeme getirerek Ulusal Birlik Hareketinin 28 Şubat döneminde Refahyol hükümetine karşı güç birliği yapan Türk-İş, DİSK, TOBB, TİSK ve TESK'in oluşturduğu "5'li sivil inisiyatifi andırdığı" hatırlatmamız üzerine salona derin bir sessizlik çökmüştü. Sorularımızı Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldıza farklı ortamlarda hatırlattığımız da panik başlamıştı. Meclise baskı için oluşturulan kızıl elma koalisyonunu deşifre etmeye başladığımız da ise platformdan istifalar gelmeye başlamıştı. Partileşme hayalleri yıkılmış, çekilmeler başlamıştı.
Süreç içerisinde 28 Şubat provasına hazırlanan ekibin organizatörlerinin kimlerle birlikte hareket ettiği kısmen ortaya çıktıysa da, kapsamlı bir soruşturma yapılarak bu birlikteliğin asıl amacı kamuoyu ile bugüne kadar paylaşılmadığından bugün yeni bir ortaklık için harekete geçtiler. Trabzon, Malatya, Ceyhan, Malatya, Elazığ, Zonguldak, Kahramanmaraş, Ankara ve Balıkesirde düzenlenen Akil İnsanlar toplantılarını engellemek için her yola (!) başvurdular. Cumhuriyet mitinglerinde atılan sloganlar ve Silivride toplanan grupların taktikleri ile salonları basmaya çalıştılar. Ben TBMM Darbeler Araştırma Komisyonunda Ulusal Birlik Hareketini uzun uzun anlatıp, Ergenekon iddianamesine girse de, platform üyelerinin ifadesine başvurulmaması, bu tür oluşumlara destek veren yapıların ortaya çıkarılmaması kabul edilemez bir durumdur demiştim. Ama sesimi duyuramamıştım. 28 Şubat sürecinde `silahsız kuvvetlerin` komutanlığını yapan oluşumlar ile ilişkilerine mercek tutulmasını isteyip, 17 kişiden oluşan Yürütme Kurulunun ifadesine başvurulmasını da önermiş ama dikkate alınmamıştım. Bugün yine Türkiye kritik bir dönemden geçerken, kendi barışını ararken aynı grupların yeniden harekete geçirilmesiyle haklı çıksam da bir anlamı yok. Ama bu farklı oluşumların nasıl olurda bir araya gelerek, aynı ideoloji çatısı altında birleştiğini konuşmak lazım. Ben bir yol açtım, bakalım ortaya neler çıkacak.
Aslan Değirmenci / Milat Gazetesi
kaynak: Haber 10