SAĞLIK
‘Tıbbi Sekreterler’le ilgili Meclis’e soru önergesi verdi
‘Tıbbi Sekreterler’le ilgili Meclis’e soru önergesi verdi
13 Ocak 2014, Pazartesi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Sena Kaleli, çalıştığı hastane veya sağlık kuruluşunun verimlilik, yatak kapasitesi, doğum hızı, ölüm oranı gibi istatistiki verilerini hazırlayan, ancak mesleğinin yasayla tanımlanmamış olmasından dolayı çeşitli sorunlarla boğuşmak zorunda kalan tıbbi sekreterlere sahip çıktı. Milletvekili Kaleli, ‘Tıbbi Sekreterler’in durumu hakkında Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun cevaplaması talebiyle Meclis’e soru önergesi verdi.
Tıbbi sekreterlerin gelecek kaygısı bulunduğunun altını çizen Kaleli, şu görüşleri dile getirdi: “Ülkemizde halen tıbbi sekreterlik unvanıyla 70 sağlık meslek lisesinde, tıbbi dokümantasyon ve sekreterlik bölümü adı altında ise 60’tan fazla üniversitede 2 yıllık ön lisans düzeyinde eğitim verilmektedir. Tıbbi sekreterler sağlık hizmetinin eli, gözü ve kulağıdır. Tıbbi sekreterler çalıştığı hastane veya sağlık kuruluşunun verimlilik, yatak kapasitesi, doğum hızı, ölüm oranı gibi istatistikî verilerini hazırlar. Hasta kaydı ve taburcu işleminden, rapor yazma ve arşiv tutmaya kadar bütün hizmetler tıbbi dokümantasyon ve sekreterlik hizmetinin kapsamındadır. Ancak tıbbi sekreterlik mesleğinin yasayla tanımlanmamış olmasından dolayı bu okullardan mezun olanlar hem iş alanında hem de çalışma koşulları ve özlük hakları konularında çeşitli sorunlarla boğuşmaktadırlar. Tıbbi sekreter olmak için bu işin eğitimini alan yüzlerce mezun atama beklerken, sertifikalı olanlara iş olanağı sağlanması atama bekleyenlerde gelecek kaygısına yol açmaktadır. Öte yandan tıbbi sekreterlik hizmeti yürütenler iş güvencesinden yoksun oldukları gibi, taşeron uygulamasından kaynaklı olarak genellikle 800 – bin TL arasında değişen ücretlere çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Halen birçok hastane atamayla değil taşeron uygulama doğrultusunda ihaleyle hizmet alımı yapmakta ve bu işten dolayı en büyük mağduriyeti tıbbi sekreterler yaşamaktadır.”
CHP’li Kaleli, Bakan Müezzinoğlu’na şu soruları yöneltti: “Ülkemizde halen görev yapan tıbbi sekreter sayısı kaçtır? Bunların ne kadarı mesleki eğitim mezunudur, ne kadarı sertifikalıdır? Ülkemizde yıllık tıbbi sekreter ihtiyacı ne kadardır? Bu ihtiyacın ne kadarı atamayla karşılanmaktadır? 6225 sayılı kanunun 9. maddesinde 25 meslek unvanı tek tek tanımlanmış olmasına ve mezun olacakları bölümler ve programlar tek tek belirtilmiş olmasına rağmen 'Tıbbi Sekreterlik' bölümünün mesleki tanımı neden yapılmamaktadır? Milli Eğitim Bakanlığı'nın 10 Eylül 2010 tarih ve 4611 sayılı genelgesinde "Sağlık meslek liselerinde eğitim-öğretimi yapılan/dallar ile tanımları özel kanunlarla düzenlenmiş meslek alan/dallarında, geliştirme ve uyum kursları dışında meslek kursu açılmaması" kararına rağmen Tıbbi Sekreterlik kurslarının halen varlığını sürdürüyor olması ve bir kaç aylık eğitime tabi tutulan kişilerin istihdam edilmesi, sağlık hizmetinin kutsallığı, kalitesi ve niteliğiyle ne kadar bağdaşmaktadır? Bakanlığa bağlı sağlık kurumlarında tıbbi sekreterlik hizmetlerinin taşeron firmalar aracılığı ile yürütülmesi yerine; ‘‘devlet hizmetinin devamlığı’’ esas alınarak, atama bekleyen ve her yıl Sağlık Meslek Liselerinden mezun olan çok sayıdaki tıbbi sekreterin istihdam edilmesine yönelik bir çalışma yapılmakta mıdır? Taşeron hizmet alımı nedeniyle güvencesiz olarak çalıştırılan tıbbi sekreterlere uygulanan 800 – 1000 TL arasındaki maaşı, ücret adaleti açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu ücret karşılığında çalıştırılan tıbbi sekreterden kaliteli bir hizmet beklenebilir mi? Tıbbi sekreterlik hizmetinin taşeron yöntemiyle gördürülmesine müsaade edilmesi bakanlık politikalarınız gereği midir? Bu yöntemle tıbbi sekreterlik mesleği değersizleştirilmeye ve içi boşaltılmaya mı çalışılmaktadır? Halen atama bekleyen tıbbi sekreter sayısı ne kadardır? 2014 yılı için ne kadar atama yapılması planlanmaktadır?”
Tıbbi sekreterlerin gelecek kaygısı bulunduğunun altını çizen Kaleli, şu görüşleri dile getirdi: “Ülkemizde halen tıbbi sekreterlik unvanıyla 70 sağlık meslek lisesinde, tıbbi dokümantasyon ve sekreterlik bölümü adı altında ise 60’tan fazla üniversitede 2 yıllık ön lisans düzeyinde eğitim verilmektedir. Tıbbi sekreterler sağlık hizmetinin eli, gözü ve kulağıdır. Tıbbi sekreterler çalıştığı hastane veya sağlık kuruluşunun verimlilik, yatak kapasitesi, doğum hızı, ölüm oranı gibi istatistikî verilerini hazırlar. Hasta kaydı ve taburcu işleminden, rapor yazma ve arşiv tutmaya kadar bütün hizmetler tıbbi dokümantasyon ve sekreterlik hizmetinin kapsamındadır. Ancak tıbbi sekreterlik mesleğinin yasayla tanımlanmamış olmasından dolayı bu okullardan mezun olanlar hem iş alanında hem de çalışma koşulları ve özlük hakları konularında çeşitli sorunlarla boğuşmaktadırlar. Tıbbi sekreter olmak için bu işin eğitimini alan yüzlerce mezun atama beklerken, sertifikalı olanlara iş olanağı sağlanması atama bekleyenlerde gelecek kaygısına yol açmaktadır. Öte yandan tıbbi sekreterlik hizmeti yürütenler iş güvencesinden yoksun oldukları gibi, taşeron uygulamasından kaynaklı olarak genellikle 800 – bin TL arasında değişen ücretlere çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Halen birçok hastane atamayla değil taşeron uygulama doğrultusunda ihaleyle hizmet alımı yapmakta ve bu işten dolayı en büyük mağduriyeti tıbbi sekreterler yaşamaktadır.”
CHP’li Kaleli, Bakan Müezzinoğlu’na şu soruları yöneltti: “Ülkemizde halen görev yapan tıbbi sekreter sayısı kaçtır? Bunların ne kadarı mesleki eğitim mezunudur, ne kadarı sertifikalıdır? Ülkemizde yıllık tıbbi sekreter ihtiyacı ne kadardır? Bu ihtiyacın ne kadarı atamayla karşılanmaktadır? 6225 sayılı kanunun 9. maddesinde 25 meslek unvanı tek tek tanımlanmış olmasına ve mezun olacakları bölümler ve programlar tek tek belirtilmiş olmasına rağmen 'Tıbbi Sekreterlik' bölümünün mesleki tanımı neden yapılmamaktadır? Milli Eğitim Bakanlığı'nın 10 Eylül 2010 tarih ve 4611 sayılı genelgesinde "Sağlık meslek liselerinde eğitim-öğretimi yapılan/dallar ile tanımları özel kanunlarla düzenlenmiş meslek alan/dallarında, geliştirme ve uyum kursları dışında meslek kursu açılmaması" kararına rağmen Tıbbi Sekreterlik kurslarının halen varlığını sürdürüyor olması ve bir kaç aylık eğitime tabi tutulan kişilerin istihdam edilmesi, sağlık hizmetinin kutsallığı, kalitesi ve niteliğiyle ne kadar bağdaşmaktadır? Bakanlığa bağlı sağlık kurumlarında tıbbi sekreterlik hizmetlerinin taşeron firmalar aracılığı ile yürütülmesi yerine; ‘‘devlet hizmetinin devamlığı’’ esas alınarak, atama bekleyen ve her yıl Sağlık Meslek Liselerinden mezun olan çok sayıdaki tıbbi sekreterin istihdam edilmesine yönelik bir çalışma yapılmakta mıdır? Taşeron hizmet alımı nedeniyle güvencesiz olarak çalıştırılan tıbbi sekreterlere uygulanan 800 – 1000 TL arasındaki maaşı, ücret adaleti açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu ücret karşılığında çalıştırılan tıbbi sekreterden kaliteli bir hizmet beklenebilir mi? Tıbbi sekreterlik hizmetinin taşeron yöntemiyle gördürülmesine müsaade edilmesi bakanlık politikalarınız gereği midir? Bu yöntemle tıbbi sekreterlik mesleği değersizleştirilmeye ve içi boşaltılmaya mı çalışılmaktadır? Halen atama bekleyen tıbbi sekreter sayısı ne kadardır? 2014 yılı için ne kadar atama yapılması planlanmaktadır?”