GENEL
Sosyoloji Mezunlarından “Okul Sosyoloğu” Talebi
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER
Okullarda şiddetin ve özelikle uyuşturucuyla mücadelede sosyologları rehberlik servisine entegre etmek gerektiğini, özelikle Doğu’da Rehber öğretmen açığının çok olduğunu, MEB’in hem ücretli rehber öğretmene hem de alan dışı atamaya karşı olduğunu belirten sosyoloji mezunları, ilkokul, ortaokul ve liselerde rehberlik öğretmenleri ile birlikte okul sosyoloğunun istihdam edilmesini talep etmektedirler.
Niçin Sosyolog?
Sosyal bir sistem ve kurum olan okullarda sosyolojik bakış açısı olmadan verilen rehberlik hizmeti eksik kalmaktadır. Sosyoloji, toplum içinde yaşayan birey gerçekliğinde toplumsal davranışı, sosyal olayları, sosyal kurumları ve sosyal değişmeleri neden-sonuç içerisinde incelemektedir. Bireyi ve toplumu anlamak ve açıklamak için sosyolojik bakış açısı şarttır. Rehberlik ve psikolojik danışmanın temelini oluşturan bilimsel disiplinlerden birisi de sosyolojidir. Rehberlik hizmeti verilen bireyin, ailesinden başlayarak bütün sosyal çevresi ile etkileşimini bilmeden verilen rehberlik hizmeti yetersiz olmaktadır. Okul sosyoloğu, bireyi (öğrenciyi) bütün sosyal çevresiyle inceleyerek anlamaya çalışır. Bu inceleme, sadece problemli öğrencileri değil, diğer öğrencileri de kapsar. Okuldaki tüm öğrenciler taranarak riskli veya dezavantajlı öğrenciler belirlenerek, onlara verilecek danışmanlık hizmeti ile önleyici bir rehberlik hizmeti de sağlanmış olacaktır. Küreselleşme, birey ve toplumları hızla etkilemekte ve değiştirmektedir. Çocuklar ve gençler özellikle internet temelli yeni medya tarafından yönlendirilmektedir. İnternet oyunları bağımlılığı çerçevesinde, şiddet davranışını rol model alan çocuk ve gençlerde şiddet eğilimi ve riskli davranış örüntüleri yaygınlaşmaktadır. Bu bağlamda, okullarda verilen rehberlik hizmetinin daha kapsamlı olması gerekmektedir. Bu da ancak, rehberlik servislerinde rehberlik öğretmeni ile eşgüdüm içerisinde görev yapacak olan okul sosyoloğu ile mümkün olabilir. Sosyologların 21.yüzyılda yeni toplumu tanımlarken kullandıkları “Risk Toplumu” kavramı bağlamında, bütün toplumlar sosyal ve kültürel risk tehdidi ile karşı karşıyadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin sosyal ve kültürel risk yapısında gözlemlenen çocuk, ergen ve gençler arasındaki okulu bırakma, şiddet ve suç oranlarındaki artış, çocuk istismarı, tecavüzlerin fazlalaşması, parçalanmış ailelerin çoğalması rehberlik sisteminin sosyolojik boyutunun okul sosyologlarınca yürütülmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
RAM’larda Sosyolog Yok!
Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde rehberlik hizmetleri, illerde kurulan RAM (Rehberlik Araştırma Merkezi) ile bütün ilkokul, ortaokul ve liselerde bulunan rehberlik öğretmenleri ile yürütülmektedir. 1000 öğrenciye bir rehberlik öğretmeni düşmektedir. RAM’larda yönetmelik ile görev yapan personelin branşları şunlardır: psikolojik danışman, psikolog, psikometrist, eğitim programcısı, sosyal çalışmacı, özel eğitimci, çocuk gelişim ve eğitimcisi. Bu meslekler içerisinde sosyoloğun bulunmayışı çok önemli bir eksikliktir. RAM yönetmeliği revize edilerek sosyolog eklenmelidir. Okulların rehberlik servislerinde görev yapanların çoğunluğu Rehberlik vePsikolojik Danışma Bölümü mezunlarından oluşmaktadır. Arz-talep yetersizliğinden dolayı Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen atamalarının bazı dönemlerinde sosyoloji mezunlarını da rehberlik öğretmenliğine atamamıştır. Hali hazırda rehber öğretmenliği yapan sosyoloji mezunları başarılı hizmetlerini sürdürmektedir. Özel okulların ve dershanelerin rehberlik servislerinde de yeterli rehberlik mezunu bulunmadığı için sosyoloji mezunları Rehber öğretmeni olarak yıllardır başarılı hizmet vermektedir. Rehberlik ve Psikolojik Danışma Bölümleri yeterince mezun verme aşamasındadır. Ancak, okulların rehberlik servisinde tek başlarına rehberlik mezunu öğretmenler yeterli olamamaktadır. Sisteme okul sosyologlarının da dâhil edilmesiyle, eşgüdüm içerisinde çalışacak rehberlikçi ve sosyologlar, rehberlik servisinde ve hizmetinde verimi artıracaklardır.
Okul Sosyoloğunun Görevleri Neler Olacak?
Okul sosyoloğunun görev ve sorumlulukları şu şekilde tanımlanmalıdır.
1)Öğrencilerin aile ve toplum yaşamını araştırmak:Çocuk ve genç ailesi ve sosyal çevresiyle bir bütündür. Çağımızda ailenin çocuk ve genç üzerindeki etkinliği azalmıştır. Ailenin çocuk ve genç üzerindeki etkisinin farkındalığını yeniden tesis etmek gerekmektedir. Ailesinden soyutlayarak çocuk ve gence rehberlik hizmeti verilemez. Okul sosyoloğu ve rehberlik öğretmeni eşgüdüm ve bir program çerçevesinde sırayla öğrencilerin evlerine giderek, gözlem, mülakat ve anket yaparak ailenin sosyolojik profilini ortaya çıkartmalıdır. Sosyolojide kullanılan aile monografisi tekniği ile ailenin sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel bütün özelliklerini belirlemek ve öğrenciyi bütüncül tanımak ve yardım etmek gerekmektedir. Aile sosyolojisi bağlamında parçalanmış aileye mensup dezavantajlı çocuk ve gençlerin tespit edilerek destek verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, sosyal inceleme raporu hazırlanarak, sosyal yardım ihtiyacı olan aileler belirlenmelidir. Elde edilen veriler Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlüğü ile paylaşılarak, ihtiyacı olan ailelere sosyal hizmet verilmesi sağlanmalıdır.
2)Gençlik sosyolojisi araştırmaları yapmak: Ergenlik dönemi, çocukluktan gençliğe geçiş sürecinde fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişmelerin yoğun yaşandığı hassas bir dönemdir. Bu dönemdeki gençlerin rehberliğe ihtiyaçları daha fazla olmaktadır. Okula başlayana kadar ebeveynini davranışlarında referans alan çocuk için ilkokulda rol model öğretmeni olmuştur. Çocuk ortaokula geçtiğinde ise, içine girdiği buluğ ve ergenlik döneminde akran ve arkadaşlarını referans olarak alır. İyi ve olumlu arkadaş grubuna dâhil olmayan ergenlerin şiddet içerikli davranışlar edinmesi riskine karşı ergene rehberlik edebilmek önem taşımaktadır. Bu bağlamda, okul sosyoloğu ve rehberlik öğretmeni, gençlerin sosyolojik profilini ortaya çıkarmak için anket ve mülakat yapmalıdır. Gençlerin sosyal, ekonomik ve kültürel durumlarının belirlenmesi, sorunlarının ve ihtiyaçlarının saptanarak gerekli düzenlemelerin ve desteğin yapılması sağlanmalıdır.
3)Yaşam koçluğu ile sosyal ve kültürel faaliyetlerin organizasyonu:Okul sosyoloğu ve rehber öğretmen, grupla danışma veya bireysel danışmada yaşam koçluğu yapmalıdırlar. Rehberliğin temelinde bulunan öğrencinin kendini tanıma, potansiyelinin farkına varma ve kendini gerçekleştirme süreçlerini yapabilmesi için yaşam koçunun rehberliğine ihtiyacı vardır. Ayrıca, okul sosyoloğu ve rehber öğretmen öğrencilerin sosyal ve kültürel faaliyetlerini organize etme sürecinde, öğrencilerin yeteneklerine göre sosyal kulüplerde yer almasını sağlamalıdır. Sosyal ve kültürel kulüplerin organizasyonu okul sosyoloğu ve rehber öğretmen tarafından yapılmalıdır. Kişisel gelişim sosyolojisi ve serbest zamanlar sosyolojisi bağlamında çocuk ve gençlere rehberlik verilmelidir.
4)Sosyometri uygulamaları:Sınıflarda "sosyometri" uygulamaları yaparak sınıftaki toplumsal ilişki örüntüsünü ortaya çıkarmak ve sınıf öğretmenine danışmanlık yapmak okul sosyoloğunun görevlerindendir. Sosyometri, sosyolojinin uygulama alanlarından birisidir. Sosyometri uygulamasıyla sınıfın lideri, sınıftaki gruplaşmalar ve yalnız öğrenciler vb. belirlenerek onlara gerekli rehberlik hizmeti verilmelidir.
5)Okul sistemini araştırmak ve halkla ilişkiler sürecini yönetmek:Sosyal bir kurum olarak okulların yönetici, öğretmen, veli ve öğrencilerin etkileşimini araştırmak ve tesis etmek. Okula yeni atanan öğretmenlerin ve öğrencilerin oryantasyon programını yapmak. Okul yöneticileriyle öğretmenler arasındaki eşgüdümü ve ilişkiyi güçlendirmek. Sosyal organizasyonlar düzenleyerek kurum kültürünü ve sosyal ilişkileri artırmak. Okul-aile işbirliğini güçlendirmek ve yönlendirmek. Velilerin isteklerini okul idaresine ve öğretmenlere, okul idaresinin ve öğretmenlerin isteklerini de velilere aktarmak. Velilere verilecek konferanslar ve toplantılarla, hem çocuk ve genç psikolojisi ve sosyolojisi hakkında bilgi vermek, hem de velilerin şiddet, alkol, uyuşturucu ve internet bağımlılığı konularındaki bilgi ve farkındalığını artırmak hedeflenmelidir. Okulun tanıtımını organize etmek. Öğrenci başarısını ve okulun verimliliğini istatistiklerle ortaya çıkarmak. Yani, okulun halkla ilişkiler faaliyetini organize etmek.
6)Sosyal hizmet ve yardım sürecini yönetmek:Dezavantajlı öğrenci ve ailelerine destek ve yardım sağlamak için gerekli kurumlarla işbirliği yapmak. Uyuşturucu, sigara ve internet bağımlılarını belirleyip onların tedavisi için yönlendirilmek. Bu bağlamda “okul risk haritaları” çıkartılmalıdır. Şiddetin yoğun olduğu okul sisteminde, riskli davranışlı öğrencilerin tespit edilip rehberlik ve psikiyatri eş güdümünde çözüm üretmek. Türkiye’nin nüfusunun %75’i kentlerde yaşamaktadır. Türkiye’de köylülük çözülmektedir. Kente göç edenlerin kente uyum süreci sorunlu olmaktadır. Gecekondu kültürü ile ne köylü ne de kentli olabilen “yeni kentliler” için rehberlik önem taşımaktadır. Özellikle gecekondu bölgelerindeki okullarda rehberlik servisinin öncelikle okul sosyologları ile güçlendirilmesi gerekmektedir. Öğrenci başta olmak üzere kente uyum sağlama sürecinde kadınlara ve ailenin bütün fertlerine okul sosyoloğunun rehberlik yapması kente uyumu kolaylaştıracaktır.
7)Meslek rehberliği:Meslek seçiminin çocukluktan itibaren bilinçli yapılması gerekmektedir. Öğrencilerin çoklu zekâ düzeylerine göre ilgi ve yetenekleri keşfedilerek mesleğe yönlendirilmesinde rehberlik hizmetinin işlevi artırılmalıdır. Okul sosyoloğu ile rehberlik öğretmeninin eşgüdümüyle mesleklerin tanıtılması, mesleklerin toplumdaki yeri ve statüsünün meslekleri icra edenler tarafından 5 anlatılması bilinçli tercih için önem taşımaktadır. Meslekler sosyolojisi bağlamında mesleklerin bütün özellikleri anlatılmalıdır. Türkiye’de gençlerin hepsi, bırakın üniversiteyi, zorunlu olan ilköğretimden sonra lise öğrenimini bile tamamlayamamakta veya hiç başlayamamaktadır. Türkiye’de liseyi bitirenler de, üniversite kontenjanlarının yetersizliği nedeniyle üniversite eğitimi alamamaktadır. 2013 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi’ne (ÖSYS ) toplam 1 milyon 923 bin 33 aday başvurmuştur. 2013-ÖSYS’ye, henüz bir ortaöğretim kurumundan mezun olmayan 800 bin 810, ortaöğretim kurumundan mezun olan ve geçmişte bir yükseköğretim programına yerleşmemiş 561 bin 460 ile önceki yıllarda bir yükseköğretim programına yerleşmiş 560 bin 763 aday girmiştir. Halen üniversitede öğrenim gören yarım milyon öğrencinin yeni bir bölüm kazanmak için tekrar sınava girmesi, mutsuz bir gençlik kitlesini yansıtmaktadır. Bu oran aynı zamanda, sadece üniversiteyi kazanmak için kazanan ve sonra tekrar istediği bölüme girmek isteyenleri de ifade etmektedir. Meslek rehberliği tam anlamıyla verilmediği, gencin kendisini, ilgilerini ve yeteneklerini tanıması için danışmanlık yeterince yapılmadığı için mutsuz ve hedefsiz gençler yetiştirilmektedir. Bu bağlamda, mesleki rehberliğin önemi daha fazla ortaya çıkmaktadır. Mesleki rehberlik de hem rehber öğretmenin hem de okul sosyoloğunun birlikte yapacakları kolektif bir iştir.
8)Okula devam etme ve okullaşma oranının artırılması: Ülkemizde zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılmasına rağmen, kırsal alan ve gecekondu bölgelerinde özellikle kız öğrenciler başta olmak üzere okula devam etme ve ilkokuldan sonra ortaokul ve liseye gitme oranları düşmektedir. Öğrencilerin eğitim düzeyinin yükselmesi için öğrenci ve ailelere rehberlik hizmeti verilmelidir. Okul sosyoloğu ve rehber öğretmeni, okula devam ve öğrenim düzeyleri arasındaki geçiş oranlarını belirleyip, öğrenimini yarıda kesenleri araştırıp okul sürecine katılmaları için çalışmalıdır. Okula devam etmeyen çocuk ve gençler ile ailelerine gerekli sosyal destek sağlanmalıdır.
SONUÇ
Öğrencisi, velisi, öğretmeni ve yöneticileriyle sosyal bir sistem olan okul kurumunun rehberlik hizmetinin sosyolojik bakış açısı, dolayısıyla “okul sosyoloğu” olmadan yürütülmesi yetersiz kalmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında, RAM’larda ve liselerde öncelikli olmak üzere, sırayla ortaokul ve ilkokulları da kapsayacak şekilde okulların rehberlik servisinde okul sosyologlarının istihdamı için gerekli yönetsel düzenlemeleri yapmalıdır. Türkiye gibi hem tarım toplumu, hem sanayi toplumu hem de enformasyon toplumu süreçlerinin, dolayısıyla geleneksel kültür, modern kültür ve post modern kültürün bir arada yaşandığı bir ülkede, yeni yetişen kuşaklara Milli Eğitim Sisteminde hem psikolojik hem de sosyolojik desteğin verilmesi önem taşımaktadır. Bunun için de rehber öğretmenleri ile okul sosyologlarının eşgüdüm içerisinde görev yapmalarının sağlanması Türkiye’nin geleceği için çağdaş bir atılım ve kazanım olacaktır.