EMNİYET
Soruları çalarak TSK'da örgütleniyorlar
Paralel Yapı'nın, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki gizli örgütlenmesi için Akademi ve Komutan ve Karargah Subaylığı (KOMKARSU) sınavlarında sorularını nasıl çalınıp Paralel örgüt üyelerine dağıtıldığını deşifre ediyoruz. Halen TSK'da muvazzaf olarak görev yapan Yarbay T. Z, Paralel Yapı'nın kumpaslarını, soruları nasıl çalıp dağıttıklarını, büyü ve cin öyküleriyle örgüt üyelerini nasıl manipüle ettiklerini ve orduda yapılandıklarını Milat'a anlattı.
İşte Yarbay T.Z,'nin anlattıkları:
Babam kapıdan çevirdi
Ortaokuldayken hizmetle tanıştığını ve hafta sonları onların yurtlarında kaldığını ifade eden Muvazzaf T.Z. hala içinde bulunduğu cemaatle ilişkisinin nasıl başladığını şöyle anlattı: "Orta sonda iken Antalya'daki askeri lise hazırlık kampına katıldım. Şu an görevde olan E.S. ve şu an Şırnak'ta görev yapan M.S. ile üçümüz bir gruptuk. Onun irtibatı yok diye biliyorum. Daha sonra 1986'da Askeri Lise hazırlık sınıfında iken bir personel vasıtasıyla çözülme gerçekleşti. Çözülme neticesinde öğrencilerin aileleri askeri okullara davet edilip bilgilendirildi. Cemaatle benim irtibatım askeri okula geçince kesildi. Üst sınıflar atıldı. Hazırlık sınıflarından da sorulan sorulara cevap vermeyenler ve direnenler atıldı. Biz birbirimizin ismini verdik bize dokunulmadı. Benimle tekrar irtibata geçmeye çalıştılar ama babam onları kapıdan çevirdi."
Bir güç aradım
2003 yılında kıtadayken cemaat mensubu tahmin ettiği H.M. vasıtasıyla tekrar cemaate dahil olduğunu söyleyen T.Z."Silahlı kuvvetlerde herhangi bir güce dayanmadan bir yere gelemeyeceğimi ve kurmay olamayacağımı anladım. H.M. "Seni kimle tanıştırayım" dediğinde daha önceden tanıdığı için hizmeti tercih ettim ve iki yıl üst üste akademi hazırlık kamplarına katıldım" dedi.
Üç kişilik gruptuk
İstanbul'da görev yapan Topçu Kurmay Yarbay C.E. ve İkinci Zırhlı Tugay'da görev yapan Tank Tabur Komutanı İstihbarat Kurmay Yarbay Ş.Ç. ile birlikte üç kişilik bir grup olduğunu belirten T.Z. sözlerini şöyle sürdürdü: "O dönem akademide öğretim görevlisi olan kurmay subaylar gelip, C.E. ve Ş.Ç.ye meseleye hazırlık kursları verdiler. Ondan sonraki yıl bu iki personel akademiyi kazandı ama benim son hakkım olduğu için ben kazanamadım. Sonra M.S. ye kendi evimde bana ders verdi. M.S. şu an tabur komutanı. Belçika'da 3 yıl, Amerika'da eğitim gördü. Diğer devre arkadaşı da aynı durumda. Bunlar general olmasına kesin gözüyle bakılan kişilerdi. İki defa yurt dışına gitmiş, 3 yabancı dil bilen bir personel M.S."
Kuran'a el bastırıp soruları verdiler
"Soruları akademiden ders çalıştırmaya gelenler vermiyor. Bizim bağlı olduğumuz kişinin üç üstü veriyor" şeklinde konuşan T.Z. şu şekilde konuşmaya devam ediyor: "Kuran'a el basarak hiçbir yerde ima dahi etmeyecek şekilde yemin ediyorsunuz. Bunun üzerine soruları veriyorlar. Bana askeri kültürden 40, genel kültürden 50 soru vermişlerdi. Soruları iki gün önce veriyorlar. İki gün boyunca çalıştıktan sonra bilgisayar çıktısı olarak verilen soruları yakarak ve geriye kalanları suda eriterek imha ediyorsunuz.
Cemaat üyeleri birbirini tanımıyor
Her seferinde farklı birine bağlandıklarını ve önceki görüştükleriyle irtibatlarının kesildiğini vurgulayan T.Z. "Bir daha görüşmeyeceksin dedikleri kişiyle görüşmüyorsunuz. Emir komuta ve hücre sistemi olduğu için herkesi birbirine takip ettiriyorlar. Siz aynı birlikte kim cemaatten bilmiyorsunuz" dedi.
T.Z. kendi birliğinde bölük komutanıyken başka bir cemaate mensup bir üsteğmen hakkında "dosya tanzim edin ve atın" emri verildiğinde çok düzgün olan bu üsteğmene zulmetmeyin dediklerini ama başka bir cemaatten olduğu için Gülen'in atılacak emrinin iletildiğinin altını çizdi.
ANNELERİNİZ BAŞINI AÇSIN!
Askeri liseye girdiği zaman annelerinin başı kapalı olanların açmalarını istediklerini belirten T.Z. "Kurmay subaylar evlerinde içki bulunduruyor, ramazanda oruç tutmuyorlar. Oruç tutması gerekenlere bile tut emrini onlar veriyor" şeklinde konuştu.
Kullanıldığımı fark ettim
Başka bir görev yerine tayin olduğunda şu an Tabur Komutanlığı yapan K.K. ile tanıştırıldıklarını sözlerine ekleyen T.Z. "O dönemde bir şeyler hissetmeye başladım. M.K. ilk tanıştığımız kişiydi ve cemaatin yayınevinde görevliydi. Sonrasında A.A. diye bir doktor sorumlu oldu. Şu an bir üniversitede görev yapan Doç. Dr. K.K. da bizden sorumlu olan kişiydi. En son H.B. tabur komutanı iken tutarı bir trilyon olan bir mahkeme açtılar hakkımda. Ben dedim ki bu insanlarla birlikteyim neden bunlar başıma geliyor diye sorguladım. Daha sonra birileri için tetikçi ve kalkan olarak kullanıldığımı fark ettim. O dönemde cemaat tugayın kurmay başkanı O.T'ye yardım etmesi için yönlendirdi. Malzemeler adıma zimmetliydi. Başıma çorap örüp meşgul etmeye çalıştırlar. Ben kendilerine Kadir Mısıroğlu, Mustafa İslamoğlu dinlediğimi söyledim ve muhtemelen adımın yanına soru işareti koydular. Gözümü açamayayım diye de bu soruşturmayı açtılar" dedi.
Çalışarak geçemezsiniz
Komutan karargah subayı sınavları sırasında da akademi kampı olmadığını fakat bir takım sorularla çalıştırıldıktan sonra kendisine 70 soru verildiğini söyleyen T.Z. sözlerine şunları ekledi: "Biraz daha istedim 75 tane verdiler. Süreç içinde sorulan soruların normal çalışmayla yapılması mümkün değil. Yasak olmasına rağmen verdikleri soruları eve getirip kitapla karşılaştırdım. Soruların cevapları kitapta yok. O sınavları kazanabilmeniz için mutlaka bir yerlere bağlılığınız olması lazım."
Cemaat evlendirmezse rütbe yok
Cemaatin kendi evlendirmediği kişileri kurmay yapmadığını ifade eden T.Z. "Eşi sizi kontrol eden kişi olarak görüyorlar. Önce fotoğraf gösteriyorlar. Olabilir derseniz onların uygun gördüğü bir yerde kapı açık olmak şartıyla görüşüyorsunuz. İki tarafta tamam derse aileler vasıtasıyla evleniyorsunuz. Bana da resim gösterdiler. Üçüncü seçimimde kabul edip evlendim. Eşimde cemaat mensubuydu ama sonradan sürece dahil olmuş ve işin teferruatını bilmiyordu. O da şu an bırakalım noktasında. Beni en son tabur, tugay ve kolordu komutanıyla karşı karşıya getirdiler" şeklinde konuştu.
Kumpas kuruyorlar
Özellikle general rütbesindeki subayların bir şekilde yurt dışı görevlerinde bir suça veya ahlaksızlığa bulaştırıldığını vurgulayan T.Z., "Paralel Yapı bu suçu bildiğini ima edip o subayları kontrol altına alıyor. Bu mana da cemaate mensup olmayan ama cemaate kuyruğunu kaptırmış general rütbesinde insanlar var. Tıpkı bürokrasi de olduğu gibi" dedi.
Bu zehri kusmalıyız
Akademi'de soru ölçme, değerlendirme merkezinin başında o dönem Kurmay Binbaşı A.D. nin bulunduğunu ve cemaatin soruları onların adamları vasıtasıyla almış olabileceğini belirten T.Z. sözlerini şöyle noktaladı: "Ben üç isim söyleyeceğim, benim gibi diğerleri de isim verecek ve böylece bu yapının kurduğu ana çatı çökecek. Askeri lisede böyle deşifre olur. Sistem ancak böyle çözülür. Bu beden bu zehri yuttu. Bu zehri nasıl kusacak; ya ameliyat olacak ya da ilaç vereceğiz. Bu kusma bedene acı verecek ama bu zehri atmanın bir yöntemi var; gerçekten vatanını, milletini, dinini ve devletini seven insanlar bu sistemin deşifre olmasını sağlayacak. Silahlı kuvvetlerdeki paralel yapılanma çok daha sert. Ayrıca Kolordu Komutanı İ.Y., topluluk karşısında öyle değilmiş gibi görünse de hükümete karşı bir adam. Şah Fırat operasyonunda ülkeyi savaşa sokabilecek hamleler yaptı. MİT müdahale etmemiş olsaydı şu an savaştaydık."
Milat Gazetesi