Sınav ücretlerinde, öğretmenlerin hizmetli vepolisten daha az ücret alıyor olmasını dile getirmek için çabalarken, özellikle direksiyon sınavlarındaki ilginç paylaşımları öğrenme şansını bulduk. Aşağıda paylaşacağım bilgilerin eğitim kamuoyunda çok da bilinmediği bir gerçek.

Direksiyon sınavları ile ilgili bilgilere geçmeden önce diğer sınavlarla ilgili mevcut durumu özetlersek, açık lise ve açık ortaokul sınavlarında, okuldaki sınav komisyonu dâhil öğretmenlere verilen beş ders saati karşılığı yaklaşık 43,50 liranın, hizmetli ve polise verilen ücretin altında olmasının yanlışlığını herkes kabul ediyor, bu durumun bir an önce değiştirilmesini yetkililerden bekliyoruz.

Sürücü adayları için yapılan yazılı sınavlarda ödenen ücretlerin, okul sınav komisyonu üyeleri ile salon başkanlarının arasında küçük de olsa bir farkın olması gerektiğini not ederek adil olduğunu belirtelim.

Şimdi gelelim direksiyon sınavlarındaki paylaşıma. İstanbul'da orta büyüklükteki bir ilçenin, 12-13 Ocak 2013 tarihlerinde yaptığı direksiyon sınavındaki ödeme bilgileri şöyle oluşmuş: 2599 aday için sürücü kursları tarafından ilgili hesaba 36.416,35 TL. yatırılmış.

Sınav Yürütme Kurulu üyeleri (ilçe milli eğitim müdürü ve iki şube müdürü):1.578,74'er TL.

Sınavla ilgili birim elamanları (ilgili bölümden iki personel): 1.638,74'er TL.

Kırtasiye gideri: 728,33 TL.

Sınav Uygulama Kurulu başkan ve üyeleri (271 kişi): 95,41'er TL.

Büyük Şehir Statü il payı: 1.820,82 TL.

Yanlış anlaşılmasın ben bu paylaşımın yasal olmadığını, mevzuata aykırı olduğunu iddia etmiyorum. Mutlaka yasal oranlara dikkat ediliyordur. Ben asıl bakanlığın bu düzenlemesini sorguluyorum. Bu para yönetmelikler çerçevesinde kime verilse alır ve sesini çıkarmaz, bu son derece doğaldır, kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum. Hatta bordro böyle ancak biz havuz yaparak herkese dağıtıyoruz diyen ilçeler de var, onları da not etmiş olayım.

Şimdi hep beraber şu sorulara cevap arayalım: Ülkemizde memur maaşlarını da düşünerek,  bir hafta sonu görevi karşılığı alınan bu ücretler normal mi? Gönülden gelerek; “Evet müdürlerimiz, şube müdürlerimiz ve bölümde çalışan memurlar bu parayı hak ediyorlar.” diyebiliyor muyuz? Ülkemiz bu kadar imkânı bol bir ülke mi? Bunun devlete yükü yok, bu para kursiyerlerden alınıyor denilebilir. Bu ne kadar doğrudur o zaman? İlçelerde durum böyleyse bütün ilçelerden gelen il paylarının toplandığı hesapla ilgili büyüklük nedir?Mademki bu kadar büyük bir kaynak oluşabiliyor, o zaman bu kaynağın bir kısmı ile bakanlığın yaptığı yazılı sınav kutularının okullara dağıtılması için bir çalışma yaparak, az para verdiğiniz okul müdürlerinin kendi araçları ile sınav kutularını taşımalarına çözüm bulun. Veya trafikle ilgili sosyal bir proje geliştirelim, bizim ülkemizde savaşlarda ölen insandan çok trafik kazalarında insan ölüyor. Gelin nimeti de külfeti de adil paylaştıralım.

Bu tutarları gördükten sonra, eğitim denetmenlerinin neden bana isyan ettiklerini şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Bu tutarlar ortada dururken zaten az alanları karşılaştırmış olmamız hoş olmamış, kabul ediyorum. Eğitim denetmenlerimizi üzdüğümün farkındayım. Yukarıdaki bilgiler durumu açıklamaya yetiyor, başka söze gerek yok. Aldığım tepkileri anlıyorum ancak yukarıdaki tutarları kaç kişi biliyor merak ediyorum, açıkçası ben bilmiyordum, şimdi öğrendim ve paylaşıyorum. Kimsenin aldığı parada gözümüz yok hakkaniyet ölçüsü ile hareket edilsin yeter. Denetmenlerimize, ülke genelinde birlik sağlanarak direksiyon sınavlarında da görev verilsin ve ücretleri, olması gereken dilimden verilsin.

Bütün bu bilgiler ışığında sonuç olarak diyorum ki, öğretmenleri değersizleştiren bu ücret sistemi bir an önce değiştirilsin. Direksiyon sınavları da dâhil bütün sınavlar için yetki, sorumluluk, risk, iş yükü ve hiyerarşiye uygun, mantıklı bir ödeme sistemi kurulsun. Unvanlarımız farklı olsa da eğitimci olduğumuz unutulmadan, ücretler arasında uçurumlar olmasın. İl milli eğitim müdürü, denetmen, il milli eğitim müdür yardımcısı, şube müdürü, öğretmen, ilçedeki memurlar her kimse görevler sırayla bir düzen içerisinde herkese verilsin. Uygulamalar kişilerin keyfine bırakılmasın, açık seçik düzenlensin. Direksiyon sınavları da dâhil, ÖSYM ve AÜ. AÖF. ücretlendirme sistemine paralel bir sistem kurulsun. Böylece büyük ilçe küçük ilçe, büyük il küçük il gibi aday sayısına bağlı olmaksızın her görev yapan eşit şekilde imkânlardan yararlansın.  Denetmenlere, okullarda sabit görev verilmesi yerine ilçe geneli gezerek denetleyecekleri şekilde görev verilsin.

İl veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinde sadece ilgili bölümde çalışan memurlar değil, havuz oluşturularak bütün memurlar bu imkânlardan yararlandırılsın.Çünkü ilgili bölümdeki memurlar para ile ilgili bu işleri yaparken, mesai saatleri dışında çalışmıyorlar. Onlar bu işleri yaparken diğer bölümdeki memurlar da boş durmuyor, kendi bölümü ile ilgili işleri yapıyorlar. Sınav günleri sırayla görevlendirilsinler.  Adalet burada, eşitlik burada, memurlarımızı bir birine düşürmeyecek düzeni kuralım.

Talat YAVUZ

Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No'lu Şube Başkanı