GENEL
SBS'de sınavla öğrenci alan okul sayısı azaltılmalı
Gür, yaptığı açıklamada, yıllardırsüren Seviye Belirleme Sınavı'nın (SBS) Milli EğitimBakanı Nabi Avcı'nın açıklamalarıyla tekrargündeme geldiğini hatırlattı.
Yaklaşık 1 milyon öğrencinin SBS'ye gireceğinibelirten Gür, sınavla ilgili tartışmanın seyrinin yanlışzeminde ilerlediğini savundu.
Konunun sürekli "Çocuklar stres altında, bu stresi azaltalım. Çocuklar dershaneye gidiyor bu bağımlılığı azaltalım" şeklinde tartışma konusuyapıldığını ileri süren Gür, "SBS'ye ilişkin yapılantartışma doğru zeminde ilerlemiyor. Doğru zeminde tartışalım. Test de stres de dershane de zatendünyanın hemen hemen her ülkesinde var. Birçok ülkede liselere geçiş merkezi sistemle ve testli yapılıyor. Testli olmayan sistemler de bize uymaz. Örneğin, Almanya ve Hollanda'da öğrenciler liseyeöğretmen değerlendirmesiyle gönderiliyor. Bunlar bize uymaz, halkımız bunu istemez" dedi.
SBS'yi değiştirme nedeninin bunlar olmaması gerektiğini vurgulayan Gür, stresin ve dershane sayısının artmasının baz alınmasıyla yapılacak bir sistem değişikliğinin, ileride aynı sıkıntıların tekrar gündemegelmesine sebep olacağını öne sürdü.
Gür, problemin doğru tanımlanmasının önemli olduğuna işaret ederek, "Asıl sorun öğrencilerin yüzde 40-45'inin liselere seçilerek alınması. Bu oran, çok yüksek. Sınavla öğrenci alan çok fazla okul var. Bu haliyle bu sistem tıkanmış durumda. Burada temel sıkıntı çoktan seçmeli ya da açık uçlu sorularla öğrenciseçilmesi değil, çok fazla öğrencinin seçilmesi ve böylece liselerin hiyerarşik bir yapıyla en iyiden en kötüye doğru sıralanması" diye konuştu.
-Sınavla öğrenci alan okul sayısı azaltılmalı-
Sistem değişikliğinin bir günde olmasını beklemediklerini anlatan Gür, öncelikle sınavla öğrenci alanokulların sayısının azaltılmasıyla sorunun çözümünde önemli bir darboğazın aşılacağını iddia etti.
Tüm liselerin neredeyse yarısının Anadolu lisesine dönüştürüldüğünü ifade eden Gür, şunları kaydetti:
"Sistem öyle bir noktaya geldi ki tüm genel liselere neredeyse sınavla öğrenci alacağız. Dünyanın heryerinde, ABD'de, Avustralya'da, Almanya'da, Fransa'da, Finlandiya'da da seçerek ya da sınavla öğrencialan okullar var ama bütün öğrencilerini sınavla alıp yerleştiren başka bir ülke yok. Bu gidişle bu, bizimülkemiz olacak. Şunu kabul edelim ki bazı okullar gerçekten iyi, bazıları kötü. Düşünebiliyor musunuz,Anadolu liselerine hala sınavla öğretmen atanıyor- Bu kabul edilemez. Bazı okullarda sınıflar en fazla 30kişilik, bazılarında ise 40-50 kişilik. Aslında tüm liselerdeki eğitim kalitesi birbirine yakın olursa sınavsorunu azalır. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı okulları eşitlemek konusunda ciddi bir çalışma yapmıyor. Asıl bu eşitsizlikler çözülmeli."
Bu problemlerin çözülmesinin ardından soruların, çoktan seçmeli mi açık uçlu mu olacağının tartışılmasıgerektiğini dile getiren Gür, testlerin bilgiyi ölçmediği ancak açık uçlu soruların bilgiyi ölçeği algısının olduğunu bildirdi.
Gür, fen liselerine çocukların testle girdiklerini anımsatarak, şöyle devam etti:"Aynı çocuklar OECD'ninuluslararası değerlendirmesi olan PISA'ya da girdiğinde açık uçlu sorularla karşılaşıyor. İlginç olan, testtedaha başarılı olan açık uçluda da daha başarılı oluyor. Yine de sınavda açık uçlu soru sormak ya da açıkuçlu sınavlardan ve öğretmen gözlemlerinden oluşan okul notlarını yerleştirme puanına dahil etmek tartışılmalı. Çünkü ölçme ve değerlendirme ilkeleri açısından, öğretmenlerin yıllarca yaptıkları gözlemlerlemerkezi sınavların birlikte kullanılması ölçmenin daha sağlıklı olmasına yol açar."