GENEL
Said Nursi'ye zulmeden Tandoğan'ın adı silindi
Gündeme ilişkin maddelerin ele alındığı toplantıda Tandoğan Meydanı'nın isminin "Anadolu Meydanı" olarak değiştirilmesine ilişkin isimlendirme komisyonu raporu görüşüldü.
Görüşmenin ardından isim değişikliği AK Partili ve bağımsız üyelerin oylarıyla kabul edildi. Değişikliğe CHP'li üyeler ret oyu verdi, MHP'li üyeler çekimser kaldı.
Şehit savcının adı verildi
Daha sonra İstanbul Adliyesi'ndeki terör saldırısında şehit olan Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın adının İncek Bulvarı'na verilmesine ilişkin başkanlık yazısı ele alındı.
Görüşmelerde İncek Bulvarı'nın adı tüm meclis üyelerinin katılımıyla "İncek Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz Bulvarı" olarak değiştirildi. (aa)
SAİD NURSİ İLE GÖRÜŞME ANI
Bediüzzaman 20 Eylül 1943 (20 Ramazan) günü 8 senedir mecburi ikamete tabi tutulduğu Kastamonu’da tutuklanarak Çankırı yoluyla Ankara'ya getirilir. Daha sonra Isparta’ya götürülecektir.
Ankara’da Vali Nevzat Tandoğan vilayette Said Nursi ile görüşmek ister.
Selahattin Çelebi, İnebolu’nun tanınmış ailelerinden ve eşrafından Nazif Çelebinin oğludur. Hadise günü vilayette Tandoğan’ın odasının önündedir. Aynen şöyle anlatıyor.
“Mübarek Ramazan ayının sonlarında sıcak bir gündü. Nevzat beyin kapısında idim. Memurlar Bediüzzaman’ı getirdiler. Beraberce içeri valinin odasına girdiler. Sonra memurlar çıktı. Kapı kapandı. İçeriden şiddetli sesler geliyordu. Sonra zil çaldı, kapıcı içeri girdi. Tekrar kapıcı çıktı. Bu esnada Bediüzzaman hiddetle Tandoğan’a: Ben sizin ecdadınızı temsil ediyorum. Kıyafet kanunu münzevilere tatbik edilmez. Ben dışarı çıkmıyorum. Beni icbarla siz çıkarıyorsunuz. Başından bul!” diyordu. Bu esnada odacı elinde yirmibeş kuruşluk adi bezden yapılmış eski bir kasketle dışarıdan geldi. Valinin odasına girdi.”
Üst kattan bazı memurlar evrakları getirip polislere teslim ettiler. Bu esnada Bediüzzaman: Selahattin korkma… Korkma… Korkma!... Alahaısmarladık…” diye seslenerek polis ve jandarmalarla yürüyüp gitti.
Talebesi Zübeyir Gündüzalp’in yazdığına göre Bediüzzaman Tandoğan’a: “Bu sarık bu başla çıkar” tarzında konuşarak boynunu gösterir.
Kudretli Vali’nin başına gelen…
Genç Cumhuriyetin en kudretli, en meşhur ve aynı zamanda CHP Ankara İl Başkanı ve Belediye Reisliği gibi üç vazifeyi uhdesinde bulunduran Nevzat Tandoğan vali olarak görevine Ankara’da devam etmektedir.
1945 yılında Ankara sosyetesi ve Rus Büyükelçiliği’nin de doktoru olan Dr.Neşet Naci Arzan 17 Ekim 1945’te silahlı saldırı sonucu öldürülür. Saldırıyı üstlenen Reşit Mercan adlı genç, polislere teslim olur. Mahkeme sırasında Reşit Mercan’ın şahidi dönemin Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay’ın oğlu Haşmet Orbay silahı kendisinin temin ettiğini söyler. Hadise Ankara’da şok tesiri yapar. Suçu üstlenen Reşit Mercan’ın Vali Nevzat Tandoğan ile saldırıdan önceki gece bir saat görüştükleri ortaya çıkar. Devam eden Ankara cinayeti davasında şahitliğine başvurulan Tandoğan, 9 Temmuz 1946 sabahı eşi ve kardeşiyle bir müddet konuştuktan sonra yatak odasına geçmiş ve başına kurşun sıkarak intihar etmiştir. Üç yıl sonunda dava biter ve Haşmet Orbay cinayet işlemekten 18 yıl, Reşit Mercan ise cinayete yardımcı olmaktan 9 yıl hapis cezası alır. risalehaber