SAĞLIK
Sağlıkçıların hikayesi film oldu /TIKLA-İZLE
"Bedel Ödeyenler" filminde, kendi dertlerini bir kenara bırakıp hasta, yaralı ve felaketzedeler için yardıma koşarken kimi zaman hayatını kaybeden kimi zaman da sakat kalan sağlıkçıların gerçek hikayesi anlatılıyor.
Sağlık-Sen'in 12 Mayıs Hemşireler Günü'nde düzenleyeceği toplantıda gösterilecek filmde, Van depreminde yeğenini kaybetmesine rağmen görevine devam eden acil tıp teknikeri Ayşegül Savcı, ambulans kazası sonucu felç kalan hemşire Sevilay Erkan ile Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastasından kaptığı virüsle yaşamını kaybeden ebe Nazlı Yazıcı'nın öyküsü paylaşılıyor.
Filmde, 2 yıl önceki depremde yaşadığı acıyı anlatan Ayşegül Savcı'nın "Ben yasımı sonra tutacağım" diyerek, felaketzedelerin yardımına koştuğu belirtiliyor.
Tokat'ta hasta taşıyan ambulansta geçirdiği kaza sonrası felç kalan hemşire Sevilay Erkan'ın 7 yıldır tekerlekli sandalyede verdiği yaşam mücadelesinin yansıtıldığı filmde, KKKA hastasından kan alırken kaptığı hastalık sonucu hayata veda eden ebe Nazlı Yazıcı'nın öyküsü eşi Hasbi Yazıcı'nın ağzından aktarılıyor.
KKKA hastalığı nedeniyle emziremediği oğlu bugün 7 yaşında olan Nazlı Yazıcı'nın eşinin ağzından dökülen, "Biz bir aileydik, o aile artık şimdi yok" sözleri yürekleri dağlıyor.
-"Fedakarlıklarına dikkat çekerek şiddeti önlemek istedik"-
Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, hazırlattıkları filmle sağlıkta şiddetin çokça tartışıldığı bir ortamda, olaya farklı boyuttan bakmak istediklerini söyledi.
Bu konunun sürekli tartışılmasından hem toplumun hem de sağlık çalışanlarının büyük rahatsızlık duyduğunu ifade eden Memiş, "Hayat kurtarırken şiddete uğrayan sağlık çalışanlarımızın fedakarlıklarına dikkat çekmek istedik. Sağlık çalışanlarımızın ne tür fedakarlıklara katlandığını gören halkımızın bu konuda daha duyarlı davranacağını umuyoruz" diye konuştu.
Sağlıkta şiddetin son bulması için yasal düzenlemeler yapılmasının yanında caydırıcı tedbirler de alınması gerektiğine dikkati çeken Memiş, İngiltere'de şiddet uygulayanların hastane yerine karakollarda muayene edildiğini söyledi.
Türkiye'de de caydırıcı tedbirler alınması ve toplumun sağlık çalışanlarını sahiplenmesiyle "emeğe saygı şiddete sıfır tolerans" sağlanabileceğini dile getiren Memiş, öfke kontrolünün de sorunun önlenmesinde faydalı olacağını kaydetti.
Memiş, "Kamu görevlilerine şiddet uygulayanlar için özel savcılıklar kurulmalı, davalar hızla sonuçlandırılmalı ve bunlar kamuoyuna duyurulmalı. Artık yapılanlar cezasız kalmamalı" dedi.
Yaptıkları bir araştırmaya göre vatandaşların şiddetin kaynağı olarak kendisini gördüğünü ancak aynı zamanda şiddetin olağan karşılanmasını istediğini anlatan Memiş, "Bu nedenle öfke kontrolünü ve caydırıcı tedbirleri önemsiyoruz" ifadesini kullandı.
Panik butonu ya da güvenlik tedbirlerinin artırılmasını çok da anlamlı bulmadıklarını ifade eden Memiş, sağlıkta şiddetin önlenmesi için oluşturulan Meclis Araştırma Komisyonuna sundukları öneride olduğu gibi "Sağlık İletişim Merkezleri" kurulması ve sorunların burada çözülmesi gerektiğini söyledi.
Hastanelerdeki mekansal sorunların da şiddeti tetiklediğini savunan Memiş, bu konuda düzenleme yapılması ve sağlık okur-yazarlığı eğitimi başlatılması önerisinde bulundu.