GENEL
Özel yurtların denetimi MEB'den KYK'ya verilecek
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Bakanlar Kurulu'nda alınan kararla bundan sonra özel yurtların denetiminin Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alınarak Yüksek Öğrenim Kredili Yurtlar Kurumu'na (KYK) verileceğini söyledi.
07 Kasım 2013, Perşembe
Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Atakum Sanat Merkezi'nde düzenlene "Gelişen Kentler Zirvesi"ne katılan Bakan Kılıç etkinlik sonrası basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Yüksek öğrenimdeki öğrencilerle ilgili tartışmanın bir miktar mecra dışına taştığını söyleyen Bakan Kılıç, "Sürecin başında sayın Başbakanımızın hem bir baba hem de devletinin geleceğini düşünen bir siyasi lider, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak kaygılanmasına neden olan esas sorunun kaynağında 'apart yurt' olarak işletilen yapılar var. Buralarla ilgili bizim ciddi kaygılarımız mevcut." dedi.
DEVLET GENÇLERİN BEDEN VE RUH SAĞLIĞINDAN SORUMLU
Söz konusu tartışmayı tekrar doğal mecrasına çekmek gerektiğini, gençlerle ilgili tartışmanın gençleri ve ailelerini incitmeyecek boyutta sürdürülmesini isteyen Bakan Kılıç şöyle konuştu: "Ebetteki burada farklı görüşler seslendirilebilir. Bu farklı seslerin olması demokratik bir toplumun göstergesidir. Tartışmayı gerçek zemininde tartışmak, gerçek olgularla ele almak lazım. Beni sürecin başından beri üzen konu maalesef Başbakanımızın mesajlarının gerçek mecrasında ve kast edilen anlamda tartışılamamış olmasıdır. Bugün şunu belirtmek lazım. Herkesin bahsettiği kavram hukuk kavramıdır. Herkes Anayasa'dan, hukukun üstünlüğünden bireyin hukukundan bahsediyor. Ama hukukun üstünlüğünden bahsedenler maalesef Anayasa'nın devlete ve hükümete yüklediği görevleri hatırlamaksızın cümleler kuruyor. Anayasamızın apaçık maddelerinde yer aldığı biçimiyle devlet; gençleri alkol ve madde bağımlılığından, beden, ruh sağlığını korumakla mükelleftir. Devlet gençleri uyuşturucu müptelası olmaktan korumakla mükelleftir."
AİLELER ÇOCUKLARIN KALDIĞI YERLERİ SORGULAMA GEREĞİ HİSSETTİ
Avrupa ve Amerika'daki alkol düzenlemesini uyguladıklarını ancak söz konusu dönemde asıl gayelerini tam manasıyla anlatamadıklarından şikayet eden Kılıç, "Söz konusu alkol uygulaması o dönemde medyamız tarafından alkol yasağı şeklinde kamuoyuna intikal ettirilmişti. Olayı doğru anlamak ve parametrelerini doğru koymak lazım. Ben öncelikle Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gençlerin barınma problemlerini ve barınma problemlerini çözerken karşılaştıkları sorunlar sürecini Türkiye'nin gündemine taşıdığı için teşekkür ediyorum. Kızı veya oğlu okumak için farklı bir kentte olan anne ve babalar bugün; çocuğunun hangi koşullarda nerede kimlerle barınmakta olduğu sorusunu kendilerine sormaktadır. Yani anne ve babaların ilgisi bir kez daha kız ve erkek evlatlarının üzerine yoğunlaşmıştır. Zaten tartışmanın özü de bu noktayla ilgilidir. Anne ve babalar 'çocuğum devlet yurdunda mı yoksa özel yurtta mı kalıyor. Arkadaşlarıyla ev mi kiraladı. Kiraladığı ev kime ya da kimlere ait. Bir pansiyonda mı, apartta mı kalıyor bunların statüsü nedir, barınma ve güvenlik kriterleri nelerdir' gibi soruları anne ve babalar başbakanımızın gündeme taşıdığı bu konu sayesinde irdeleme, öğrenme ve araştırma gereğini bulmuşlardır." diye konuştu.
ÖZEL YURTLARIN DENETİMİ KYK'YA VERİLECEK
Sürecin başında Başbakan Erdoğan'ın hem bir baba hemde devletinin geleceğini düşünen bir siyasi lider ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak kaygılanmasına neden olan esas sorunun kaynağında apart yurt olarak işletilen yapıların olduğunu hatırlatan Bakan Kılıç konuşmasını şöyle sürdürdü: "Buralarla ilgili bizim ciddi kaygılarımız var. Bir; apart dediğimiz binaların çoğunun tabelası yurt tabelası, iş yeri açma izin belgesi var mı? çoğunda yok, ruhsatlandırma süreçleri tamamlanmış mı? Çoğunun maalesef ruhsatlandırma süreçleri tamamlanmış değil. Bugün yurt açmak isteyen bir işletmeciden yangın merdiveninden, yemekhanesine, güvenliğinden doğalgaz sistemine kadar bir çok kriter isteniyor. Ama apart olan bir yerde stüdyo tipi dairelerin kiralanması şeklinde işleyiş var fakat bütüne bakıldığında o tek tek kiralanan stüdyo dairelerin tamamında işletme açısından bir yurt mantığı var. Bir özel yurt çalıştıran ile apart çalıştıran arasından vergilendirme açısından ruhsatlandırma açısından bir eşitsizlik mevcut. Bir hukuksuzluk hali var ve bu hukuksuzluk halinin hukuksuzluk yapan lehine bazı maddi kazanımları var. Bunları bir standarda kavuşturacağız. Bu konuyla ilgi bir yasal düzenleme gerekirse bu yönünde bir çalışma yapılması kolaylıkla mümkün."
MEB'İN İŞ YÜKÜ HAFİFLETİLECEK
Pazartesi günü toplanan Bakanlar Kurulu toplantısında karar altına alınan ama kamuoyunun dikkatinden kaçan bir konu olduğunu vurgulayan Bakan Kılıç konuşmasını şöyle sürdürdü: " Şuan Türkiye'de bakanlığımıza bağlı olarak faaliyetlerine devam eden Yüksek Öğrenim Kredili Yurtlar Kurumu (KYK) bünyesinde 310 bin 800 yurt yatak kapasitemiz var. Yüzde 60'ı kız, yüzde 40'ı erkek öğrencilerimiz tarafından kullanılıyor. Bunun dışında yaklaşık 200 bin yatak kapasitesi özel sektörde var. Özel sektördeki yüksek öğrenim yurtlarını denetleme sorumluluğu şuan Milli Eğitim Bakanlığı'nda ancak onların yükü ve ödevleri çok çok ağır. Bakanlar kurulunda alınan bir karar doğrultusundan özel sektör tarafından çalıştırılmakta olan yüksek öğrenim yurtlarını denetleme ve kriterlerini oluşturma görevi çıkarılacak bir kanunla KYK'a devredilecek. Atılacak olan bu yasal adım zaten sektördeki boşluğu ve başıbozukluğu büyük ölçüde ortadan kaldıracak tekrar ifade ediyorum. Sayın Başbakanımızın kaygıları özel yaşama müdahale etme yönünde bir yaklaşım değildir. Başbakanımızın kaygısı bu ülkenin geleceği olan gençlerimizin sağlıklı koşullarda barınma, eğitim alma ve geleceğe öz güveni yüksek bireyler olarak anne ve babaların beklentileri doğrultusunda hazırlanmasına yönelik bir sorumluluğun yansımasıdır. Bizim yükümüz son gelişmeyle birlikte biraz daha artacak ancak, özel sektördeki tüm yurtların güvenlik, barınma, tesisat koşulları bir standarda kavuşmuş olacak. Acı kötü dramatik anne ve babaların hayallerini yerle bir eden, onları üzüntüye sevk eden olayların yaşanmasına da büyük ölçüde engel olunmuş olacak."