İstanbul Dostluk Derneği, kapatılan Refah Partisi'nde siyaset yapanları, 1453 Topkapı Sosyal Tesisleri'nde düzenlediği etkinlikte bir araya getirdi. Etkinliğe Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, eski Diyanet İşleri Başkanlarından Lütfi Doğan, eski Kültür Bakanlarından İsmail Kahraman, eski milletvekillerinden Fethullah Erbaş'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, dostluğu, vefayı hatırlatan bir etkinlik düzenlendiğini belirterek, İstanbul Dostluk Derneği yöneticilerini kutladı.

Anne Sütü Bankacılığı Projesi'ne değinen Bakan Müezzinoğlu, bu konuyla ilgili eleştirilerin eksik bilgilendirmeden kaynaklandığını söyledi.

Türkiye'de doğan 1 milyon 300 bin bebekten 30-32 bininin, erken doğumla dünyaya geldiğini ifade eden Müezzinoğlu, bu çocuklardan 6 bininin yaşatılamadığını kaydetti.

Müezzinoğlu, erken doğum yapan annelerde süt oluşmadığını ancak erken doğan çocuklar için anne sütünün elzem olduğunu belirterek, bu projeyle, ''süt anneliği''ni, erken doğum nedeniyle risk altında bulunan çocuklarla bütünleştirmek istediklerini söyledi.

Hastanelerde, ''Süt Anne'' merkezleri kurarak, doğum yapmış, sütü fazla olan ve rızası olan annelerin sütlerini, bu konuda rıza gösteren ailelerle buluşturacaklarını kaydeden Müezzinoğlu, konunun ''süt anneliği'' ve ''süt kardeşliği'' hukuku boyutu için de tedbirler alacaklarını ifade etti.

Bakan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:

''Bu tedbirlerden birisi karşılıklı rızanın olması. Sütün sağlıklı ve herhangi bir hastalık taşımaması. Konunun bu yönü bizi ilgilendiriyor. İdari ve hukuki anlamda da her iki ailenin nüfus kütükleri için kanuni düzenleme yapalım, 'hangi annenin sütünü hangi bebeğe verdik', bunu bilelim. Bir annenin tek bir süt çocuğu olsun, o süt aileyi, süt çocuğu da süt annesini bilsin... 5 yılda bir de karşılıklı aileleri ve çocukları bilgilendirelim ki bu çocuklarla aileleri, süt kardeşliği hukukunun varlığını bilsinler. Bunu biz de hukuk süreçlerine işleyelim. Süreci bu yönde yürütmeye çalışıyoruz. Yarın Bakanlar Kurulu'nda bu konuyu değerlendireceğiz. Bizim insan evladının yavrusunu yaşatmak gibi bir sorumluluğumuz var ama diğer taraftan da gönüllülük esasından hiç kimsenin kafasında tereddüt kalmayacak tedbirleri almamız lazım.''

Tüm tedbirleri alacaklarını dile getiren Müezzinoğlu, projeye herkesin sahip çıkmasını istedi.

-Ekrem Erdem-

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, gençlere milli şuurun aşılanmasının büyük önem taşıdığını belirtti. Çanakkale Deniz Zaferi gibi çok önemli değerlere sahip olduklarının altını çizen Erdem, ''Biz farkında değiliz ama birçok değerlerimiz var. Yeter ki bu değerleri gençlerimizle buluşturalım. Bu değerlerden biri Fetih 1453 Müzesi. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum'' diye konuştu.

Erdem, Osmanlı arşivini de bir çatı altına toplayacaklarını kaydederek, ''İnanıyorum ki çocuklarımız, Osmanlılar'dan, atalarımızdan kalma evraklara dokunduklarında farklı bir şuura, farklı bir hayale dalacaklar'' dedi.

Ekrem Erdem, şöyle devam etti:

''Şehitleri Anma Haftası'nı geride bıraktık. Bu vesileyle bu vatanı bize vatan yapan kendilerini feda eden şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Önemli günlerin arefesindeyiz. Peş peşe yaşanan önemli günler var. Bunlardan birisi terörü bitirme süreci ki çok önemli. Bu noktada hepimize önemli görevler düşüyor. Süreç iyi işliyor ama iyi işliyor olması neticenin iyi olacağı manasına gelmez. Allah nazardan saklasın. Allah ülkemiz üzerine art niyetli olanın hesaplarını bozdursun, onlara fırsat vermesin. Bu Dostluk Grubu'na çok önemli görevler düşüyor. Çünkü siz İstanbul'un can damarı durumunda olan bir grupsunuz. Bu noktadaki sohbetlerinizde, bulunduğunuz ortamlardaki davranışlarınız, konuşmalarınız, terörün bitmesi noktasında çözüm sürecinin sağlıklı işlemesi konusunda çok önemli görevler yapacağınıza inanıyorum.

Yine tarihi bir günü geride bırakıyoruz. İsrail ilk defa bir ülkeden, yaptıklarından dolayı özür dileyebiliyor. Bunları konuşmanın çok fazla anlamı yok. Bildiğiniz gibi liderimizin ifade ettiği gibi 'Diklenmek yerine dik durmak, konuşmak yerine gereğini yapmak' önemli.''