GENEL
Mevsimlik İşçilerden Bakan Veysel Eroğlu’na Mektup
İşte o mektup:
“Sayın Bakanım,Bizler, Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan Öz Orman-İş Sendikasına üye Mevsimlik işçileriz. Kadromuz Bulunmadığından dolayı, her yıl en fazla 5 ay 29 gün çalışabilmekteyiz. Yılın diğer yarısında işsiz kalmakta, bundan dolayı evimize, çoluk çocuğumuza ekmek götürmekten aciz düşmekteyiz.Bu noktadaki sıkıntımızı, bir feryat halinde yazdığımız mektuplar, e-postalar ve telefonlarla sendikamız Öz Orman-İş’e sık sık hatırlatmaktayız. Bu konuda sendika yöneticilerimizin üzerine çok fazla gitmemize rağmen, onların da elinden çok fazla bir şey gelmediğinin farkındayız.
21 Nisan 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5620 sayılı Kanunla, Kamuda çalışan yaklaşık 220.000, Orman Genel Müdürlüğünde ise yaklaşık 14.000 işçiye kadro imkânı sağlanmıştı. Yasa yürürlüğe girdiğinde 2006 yılında 6 ay ve daha fazla çalışan mevsimlik işçiler, daimi işçi statüsündeki kadrolara atanmıştı.Kamuda çalışan geçici işçilere kadro verilmesi, başta Orman Teşkilatımız Olmak üzere tüm kuruluşlarda büyük bir sevinç ve memnuniyet yaratmıştı.
Yasa metninde, kamuda mevsimlik ve kampanya işleri için 1 takvim yılında, 6 aydan az olmamak üzere mevsimlik ve kampanya işlerinde usulüne uygun vize edilmiş kadrolarda geçici işçi çalıştırılabilmesi imkânı da muhafaza edilmişti.
Malumunuz olduğu üzere 6831 sayılı Orman Kanunu, 1 Haziran ile 31 Ekim arasını Orman yangınları yönünden riskli dönem olarak düzenlemiş, Azami güvenlik tedbirlerinin alınmasını yasal zorunluluk olarak öngörmüştür. Yasada Orman yangınlarıyla mücadele faaliyetleri de mevsimlik kampanya işi kabul edilerek, vizeli geçici/mevsimlik işçilerin çalıştırılmasına 6 ay üst sınır konulmuştur.Kanımızca yasadaki bu sınırlama, ormancılık faaliyetlerinin bütünü düşünülmeden, sadece yangın mevsimi dikkate alınarak getirilmiştir. Ormancılık işkolunda yürütülen işler, sanki pancar, tütün ve çay işçilinde olduğu gibi kampanya dönemiyle sınırlı varsayılmıştır.Zat-ı Âlinizin çok iyi bildiği gibi, bu bakış açısı yanlıştır. Mesela Pancar İşçiliğinin tüm dünyadaki kampanya dönemi 75 gündür. Bu süre ancak 90 güne kadar uzatılabilir. Bu süre içinde pancar alınır, fabrikada şurup haline getirilir, sonra da ihtiyaç duyulduğunda fabrika bunu şeker haline getirir. Dolayısıyla kampanya dönemi bittiğinde bu alandaki geçici işçilere ihtiyaç kalmaz.Oysa Ormancılık İşleri böyle değildir. Ormancılık faaliyetleri sadece yangınla mücadeleden ibaret olmayıp yılın 12 ayında devam eden bir süreci ifade etmektedir. Yangın sezonunda çalışan işçiler sezon sonunda işten çıkarılınca da işyeri kapanmamakta; temel ormancılık faaliyetleri devam etmektedir. Yangın Mevsimi bittikten sonra, ormanda dikim işleri başlar. Dikim işleri bittince teraslama başlar. Teraslama bitince tüpleme başlar. Tüpleme bitince tohumlama işleri başlar. O da bitince bakım işleri başlar. Sonra yine yangın mevsimi gelir. Diğer taraftan, Ormandaki üretim faaliyetleri de devam eder. Dolayısıyla ormandaki işler 12 ay boyunca kesintisiz sürüp gider.
Yangın İşçilerinin 5 ay 29 gün çalıştıktan sonra temel ormancılık faaliyetleri vizesizlik ve 5620 sayılı Kanunun yasaklanması nedeniyle taşeron firmalardan hizmet satın alınmak, ya da temel ormancılık faaliyetleri taşeronlar aracılığıyla yapılmak zorunda kalınmaktadır.Bu nedenle şekerpancarı, tütün gibi sezonluk işlerdeki ( mevsim/kampanya) işler için getirilen kısıtlamalar, ormancılık yönünden doğru değildir.5620 sayılı yasadaki 5 ay 29 günlük sınırın, yangınla mücadele ve ormancılık faaliyetleri yönünden kaldırılması, sorunun kısa vadede çözülmesini sağlayacaktır.
Sayın Bakanım,Diğer taraftan neredeyse üçte biri ormanlık alanlardan oluşan ülkemizin ormanlarını korumak üzere orman işletmelerinin, yangınla daha etkin mücadele edebilmesi için, mücadele ekiplerinin sayısını artırması ve görev alanını daraltması gerekiyor. İşletmeler bunun için yeni ekipler kurmaya çalışıyor. Bu da daha fazla kadrolu işçiyi gerektiriyor.Türkiye, Orman teşkilatımızın aldığı etkin tedbirler ve biz işçilerin özverili çalışmasıyla, orman yangınlarıyla mücadele de dikkate değer bir başarı elde etmiştir. Bu başarının elde edilmesinde, 2007’ de 14.000 Orman işçisine kadro verilmesinin de etkili olduğu, herhalde göz ardı edilemez.Diğer taraftan Hükümetimizin aldığı kararlar ve Orman Ve Su İşleri Bakanlığımızın üstün gayretleriyle, Ormancılık üretiminde de büyük bir artış meydana gelmiştir. Bu üretim artışında, işçilerin kadro sahibi olmasının da olumlu etki yaptığı muhakkaktır.2007’ de bu yeni kadrolar verildiğinde, kadro alamayan orman işçisi sayısı 1.500’ün altına inmişti. Emekli olan kadrolu işçilerin yerine geçici işçi alınmasından dolayı, bugün kadrosuz işçi sayısı 7.602’ ye yükselmiştir.
3234 sayılı “Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve görevleri hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü hakkında Kanun ’’un 2. maddesiyle, Orman Genel Müdürlüğü’ne, ormanların yangına karşı korunması ve gerekli kontrollerin sağlanması görevi verilmiştir. 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 75. Maddesinde ‘’ Yangın tehlikesinin fazla olduğu mıntıkalarda yangın mevsimine münhasır olmak üzere lüzum gördüğü yerlerde ve yeter miktarda yangın söndürme alet ve malzemesini havi motorlu vasıtalarla teçhiz ve takviye edilmiş yangın ekipleri bulundurur.’’ şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Yangın sezonu 1 Mayıs- 31 Ekim dönemini kapsamaktadır. Oysa Küresel Isınmaya bağlı olarak özellikle orman yangınlarına 1. Derece hassas bölgelerde daha erken tedbirlerin alınması ve 31 Ekimden sonra da hassasiyetin devam etmesi gerekmektedir. 21.2 Milyon hektarlık orman alanında 217 Orman İşletmesi görev bölgesindeki 775 adet yangın kule ve kulübesi ile 948 adet arasözde, 6 kişilik ilk müdahale timi olarak toplam 9.138 adet yangın işçisi 24 saat süreyle işyerlerinde hazır beklemekte ve çıkan orman yangınlarına anında müdahale edilmektedir.Alınan Bu Önlemlerin daha etkin şekilde uygulanabilmesi için de, Orman Teşkilatımızdaki geçici/mevsimlik işçilerin kadroya alınması yararlı olacaktır.
Muhterem Bakanım,Ülke Ormanlarının Korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi, her şeyin ötesinde bir ‘ Gönül ’ ve ‘Sahiplenme’ meselesidir. Tohum toplamasından başlayıp, fidanların yetiştirilmesi, toprağın hazırlanması, teraslanması, fidanların dikilmesi, bakılıp büyütülmesi, ve nihayetinde yangınlardan ve diğer tehditlerden korunması için, bu işleri yapanların, yaptıkları işle bir gönül bağının sağlanması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bu gönül bağı ve sahiplenme duygusunun gelişmesi, çalışan insanların, kendilerini yaptıkları işte ‘ kalıcı ‘ olarak görmeleriyle yakından ilişkilidir.
İşte Ormancılık faaliyetlerinde ‘geçici ’ statüyle hizmet veren bizlerin, daimi ve kadrolu olarak istihdam edilmemiz, ülkemiz ormanlarıyla daha sağlam bir ünsiyet kurmamıza ve ormanlarımızı çok daha fazla sahiplenmemize yardımcı olacaktır.
Saydığımız bu gerçeklerden dolayı, bizlere Orman Teşkilatınızda Daimi işçi olarak çalışma fırsatını verecek yasal düzenlemenin yapılmasını, bu yapılıncaya kadar da, 5620 Sayılı Kanundaki 5 ay 29 günlük çalışma sınırının kaldırılarak, bir takvim yılında asgari 10 ay çalışmamızın önünün açılmasını teşkilatımızda hizmet veren Mevsimlik işçi arkadaşımız adına arz ve talep etmekteyiz. Kimsesizlerin Kimsesi olan kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve siz değerli Bakanımız ile Hükümetimizin Diğer Bakanlarının, belediyeler ve özel idarelerdeki sözleşmeli memurlara kadro konusunu çözerken, Biz Orman İşçilerini de Mağdur etmeyeceğinize inancımız tamdır.”
Selam ve Saygılarımızla
Mevsimlik Orman İşçileri / GAZETEKAMU - ÖZEL HABER
** Haber talepleriniz için tıklayınız