GENEL
Memurların haklı talebi tadında yerine getirilmelidir
Bu günlerde memurlara verilecek ilave bir derece ile disiplin affı gündeme damgasını vurmuş ve beklenti tavan yapmıştır. Özellikle sendikalarla Kamu Personeli Danışma Kurulu'nda mutabakata varılması beklentiyi daha da arttırmıştır. Ayrıca, aday memurların disiplin cezası alması halinde görevlerinin sona erdirilmesi nedeniyle yaşadıkları mağduriyetin de sona erdirilmesi gerekmektedir.
Bakan Çelik haklı beklentileri ötelememelidir
Çalışmayı yürüten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sayın Faruk Çelik'in, uzun süredir gündemde olan 'memurlara 1 derece verilmesi' ile 'disiplin affı' çıkarılması yönündeki talepleri bir an önce Bakanlar Kurulu'nun gündemine taşıyarak beklentileri karşılaması gerekmektedir.
Sayın Bakan'ın hızlı hareket ederek Devlet Personel Başkanlığı'na hazırlatılacak taslak biran önce sonuçlandırılmalıdır. Sayın Başbakan'ın bu konuda talimat vermesinin beklenilmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Sendikalarla varılan mutabakat sonrasında işi tadında bırakmalı ve sonuca vardırılmalıdır. Yapılacak çalışma çok fazla zaman alacak türden bir çalışma da değildir.
Kaldı ki yıllardan beridir bu ülkede memurlara ek derece verilmesi gündemden düşmemiştir. Bu günlerde sendikalarla varılan mutabakatla ve beklenti artık tavan yapmıştır. Dolayısıyla bu konunun kabak tadı vermeden bir an önce çözülmesi gerekmektedir.
Beklentinin en büyük nedeni de 1979 yılında verilen 'bir derece' uygulamasıdır. 1979 yılındaki uygulama sadece görevde olanlara bir derece verilmesini öngörmekteydi. Daha sonraki yıllarda işe girenleri kapsamamaktaydı. Bu uygulama nedeniyle 1979 yılından sonra işe girenler de ayrıca bir derece talebinde bulunmaya başlamıştı. Bu talepler, 1991 tarihli 458 sayılı KHK ile karşılanmış ve yeniden bir derece verilmişti. Ancak, 1979 yılındaki hata 1991 yılında bir kez daha tekrarlanmıştır. Zira madde sadece görevde olanları kapsamaktaydı. 5289 sayılı Kanunla aynı hata yine yapıldı. Bu düzenlemenin eksik olduğunu 5289 sayılı Kanun yasalaşmadan önce bir çok defa bu köşede belirttik ama sesimizi kimse duymadı ya da duymak istemedi.
Bir derece 666 sayılı KHK ile önemli hale gelmiştir
15.01.2005 tarihinden sonra göreve başlayan veya sözleşmeli statüden memur kadrosuna ataması yapılan ve yapılacak olan binlerce memurun yüzde yüz haklı oldukları halde niçin ilave bir dereceden yararlandırılmadıklarını ve basit bir düzenlemeyle sorunun nasıl çözülebileceğini ve binlerce memurun nasıl sevindirileceğini açıklamaya çalışarak okurlarımızdan gelen haklı talepleri gündemde tutmaya çalışacağız. Çünkü, 666 sayılı KHK ile ilave bir derece oldukça önemli hale gelmiştir.
Daha önceki yazılarımızda bu düzenlemenin eksik olduğunu ve bu tarihten sonra kamuya giren binlerce memurun mağduriyet yaşayacağını ve madde metninin düzeltilmesi gerektiğini hatta nasıl yazılması gerektiğini dahi belirtmiştik. Gelinen nokta ortada 15.1.2005 tarihinden sonra atanan kapsamdaki binlerce personel ilave bir dereceden faydalanamadı. Bize gelen çok sayıda elektronik posta iletisi mağduriyetin yüksek sesle yükseleceğini göstermektedir.
Kanundaki eksiklik neydi ve nasıl giderilecekti?
Yukarıdaki maddelerde de görüleceği üzere daha önceki düzenlemelerde yer alan hata tekrarlanmamalıdır. Zira bu maddelerde sadece görevde olanlar kapsama alınmıştır. Bu nedenler de ilerleyen yıllarda yine aynı talep ortaya çıkacaktır.
Yapılması gerekli olan kanun metnine 'bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunanlar' ibaresinin 'bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunanlar ve bu maddenin yürürlüğe girmesinden sonra göreve başlayacak olanlar' şeklinde bir ibarenin yazılmasıdır. Yeni yapılacak düzenlemelerde bu uyarımızın dikkate alınacağını düşünüyoruz aksi takdirde atanacak her yeni memurlar birlikte ilave derece talebi sürekli gündemde kalacaktır.
Hazırlanacak torba kanunda aday memurların da sorunu çözülmelidir
Daha önceki yazılarımızda aday memurların adaylık döneminde aldıkları disiplin cezalarının memuriyetlerini sona erdireceklerini ifade etmiştik. Maalesef bir çok aday memurun bu nedenle memuriyetlerini kaybetmiştir. Aday memurların adaylık döneminde disiplin cezası almamaları bu nedenle gelecekleri açısından oldukça önemlidir. Aksi takdirde yapacakları küçük hatalar nedeniyle alacakları disiplin cezası nedeniyle görevleri (memuriyetleri) sona erdirilecektir. Burada idarelerin de takdir hakları yoktur.
657 sayılı Kanun'un adaylık süresi sonunda başarısızlık halini düzenleyen 57'nci maddesinde; 'Adaylık süresi içinde disiplin cezası almış olanların disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişikleri kesilir'hükmü gereğince aday memurların adaylık döneminde çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde herhangi bir disiplin cezası sonucunda memuriyetle ilişikleri kesilerek gelecekleri kararacaktır. Devlet Personel Başkanlığı'nın görüşleri de bu yöndedir.
Bu düzenleme 6111 sayılı Kanun'la aday memurların başına bela edilmişti ve kısa sürede ne kadar büyük sıkıntılar oluşturacağı ortaya çıkmıştır. Bu nedenle hazırlanacak torba kanunda bu konu mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır. Şimdiden haksızlığa uğrayanlara hayırlı olsun diyoruz.
Yeni Şafak / Ahmet Ünlü