GAZETEKAMU / ÖZEL HABER

Fenomen Psikolojik Danışmanlık Merkezi Çocuk Psikoloğu ve Pedagogu Fatma Uluyol, çocuklara kurban ve kurban bayramı hakkında bilginin çocukların seviyesine göre anlatılması gerektiğini söyledi. Çocukların bayramı yeni kıyafetler, harçlık, çikolata ve akraba ziyaretleri ile yaşadıklarını belirten Fatma Uluyol, haberlere yansıyan kurban haber ve görüntülerinden çocukların korunmasının önemini hatırlattı. Çocukların her şekilde kurbandan haberdar olduklarına dikkat çeken Çocuk Psikoloğu ve Pedagog Fatma Uluyol, “Burada önemli olan kurban kesmenin anlamı ve bayram denildiğinde içinde bulundurduğu kavramları, çocukların içinde bulundukları gelişim basamakları göz önünde bulundurarak anlatmaktır” şeklinde konuştu.

Çocukların kurban kesimini görmesi ve sonucunda oluşabilecek olası olumsuz etkilerin, çocukların yaşadıkları bölge ve kültüre göre farklılık gösterdiğine işaret eden Uluyol, kurbanla ilgili bilginin çocukların yaş gruplarına göre anlatma şeklini de açıkladı. Okul öncesi çocukların soyut düşünme yeteneğinin gelişmemesinden dolayı insanların bayramda yardımlaştığını, birbirlerini ziyaret ettiklerini, ihtiyacı olanlara kesilen kurban etinin yanı sıra para yardımında bulunulduğunun anlatılması gerektiğini belirtti.

8-9 yaşlarından sonra ise çocuklarda soyut düşünme becerisinin geliştiğini söyleyen Fatma Uluyol, bu dönemdeki çocuklara kurbanın Hz. İbrahim’in kıssası ile izah edilebileceğini belirtti. Bu yaş gurubundaki çocukların tercihen kurban kesimini görmemesi gerektiğini de söyleyen Uluyol, ortaokul çağındaki çocuklarda ise bayramın tüm boyutları ile bilinmesinde bir sakınca olmadığı görüşünde.

Çocukların bayramın soyut kısmını anlamlandırmaya başlasa bile, yaşı ne olursa olsun, kesim anını görmemesinin daha sağlıklı olduğuna dikkat çeken Fatma Uluyol,“Genel olarak çocuk kaç yaşında olursa olsun, kurban kesimini izlemeye zorlanmamalı. Kesim anına şahit olmuş çocuklara ise hayvanın acı çekmediği vurgusu yapılıp, bayramın sosyal boyutlarına vurgu yapılmalı. Çocuk kurban kesiminden dolayı üzüldü ya da korktu ise bunu geçiştirmeden ya da alay etmeden, duygusunu paylaşmasını sağlayıp, dinlenmelidir.” dedi.