SINAVLAR
KPSS’siz atama
Sükutun sebebi ikrar mı? Dün AKP’nin grup toplantısı vardı Meclis’te. Dikkatlice baktım, Başbakan Davutoğlu hemen her konuya değinmesine rağmen ne hikmetse KPSS’siz atamaya girmedi.
Hükümetin başı olarak iddiaların muhatabı. CHP’li Haluk Koç önceki gün üçüncü VIP torpil listesini açıkladı. Sınavsız devlet memurluğuna atananların tek tek isimlerini okudu. Yeğen, bacanak, enişte... Söylenenler doğruysa ‘AKP’ye yakın’ olmanın açamayacağı kapı yok.
Halk arasındaki deyişle ‘Ankara’da dayısı’ olan kapağı devlete atmış. Ne sınav, ne liyakat. Ertesi gün işbaşı yapmak için bir AKP’linin akrabası olmak kâfi. Dışarıdan atama için herkesin bildiği bir açık kapı var. Ama bu çok özel durumlarda uygulanır. İktidarın ilk yıllarında bundan özenle kaçındığını hatırlıyorum.
Bugün iş değişmiş. ‘İstisnai’ uygulama ‘kural’ haline gelmiş. Önce bir özel kalem müdürlüğüne açıktan atamanız yapılıyor sonra dilediğiniz yere geçiyorsunuz. Bunun için haftalarca veya günlerce beklemeye gerek yok. İki saat yeterli. İki saat sonra devlette iş sahibi oluyorsunuz.
AKP için yol olmuş bu. Sayı o kadar yüksek ki... CHP’li Koç şu ana kadar üç posta açıkladı. Aralarından seçerek. Eleyerek yani. Kendilerine ulaşan ihbarların tamamını kamuoyuna duyurmuş değil. Listeye koydukları çok azı.
Biliyorum, ‘torpil’ bu dönemin sorunu değil. Siyasetin hastalığı. Her devirde rastlanan hastalık. Eş, dost ve yakınları kayırma siyaseti de siyasetçiyi de yıprattığı için devlete yerleştirmede 1999’da merkezi sisteme geçildi. Amaç torpili, kayırmayı önlemekti.
Bugün işsizlik korkutucu boyutlarda. Ülkenin en yakıcı sorunu. Her geçen gün işsizler ordusuna yenileri ekleniyor. Gazetelerin ekonomi sayfaları işsizlik üzerine analizlerle, yorumlarla dolu. İşsizlik nasıl sosyal bir sorunsa sınavsız atama da toplumsal problem.
KPSS sistemi siyasetçiyi rahatlatmıştı. Yakından tanığım, Meclis’te milletvekilleri eş, dost, hemşehri ve seçmeninin iş problemiyle uğraşmaktan asli görevlerini yapamazlardı. KPSS sadece iş arayanların değil siyasetçinin de kurtuluşu oldu. Tüm tarafların işine geldi.
2015 Türkiye’sinde bambaşka tablo çıktı karşımıza. AKP, devleti KPSS’siz atadığı memurlarla doldurmuş. Bazılarına iktidar partisinin yakını olmak yetmiş. Ne sınava girmiş ne de ehil olup olmadığına bakılmış. Bunun sadece siyaseti değil devleti de çürüteceği açık.
Liyakat ve ehliyetin sistemi ayakta tutan temel faktör olduğuna kuşku yok. Aksi uygulamaların ise devleti felakete sürükleyeceği ortada.
Doğrusu isminde ‘adalet’ ve ‘kalkınma’ kavramları bulunan AKP gibi bir partinin bu gerçeği dikkate almasını beklerdim. Ama maalesef tam bir hayal kırıklığı... Merkezi sınav KPSS yalnızca garibanlar içinmiş. AKP ile akrabalık bağınız varsa gerisi kolaymış.
Benim anlamakta zorlandığım bu vahim iddiaların neden cevapsız kaldığı. Başbakan Davutoğlu’nun iki cümleyle niçin karşılık vermediği. Yakınlarını sınavsız atadıkları için itham edilen isimlerin neden sustukları? Bir muhalefet sözcüsünün klasik suçlaması değil bu.
Bir iki gün konuşulup unutulacak bir mesele de değil. Ciddiye alınması gereken bir durum. Sokaktaki karşılığı var bu meselenin. O yüzden AKP cevap vermek zorunda. Ayıbın farkında. Savunmak zor. Suskunluğu torpil ve kayırmanın utancından olsa gerek.