SINAVLAR
KPSS'deki usulsüzlük soruşturmasında 60 tutuklama
Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman'ın yürüttüğü soruşturmada, 15 aylık çalışmanın ardından 23 Mart'ta ilk operasyon başlatıldı.
14 ili kapsayan operasyonda 52'si devlet memuru 82 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Bunlardan 6'sı emniyetteki işlemlerinin, 7'si de savcılıktaki sorgularının ardından serbest kaldı.
Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 32'si tutuklandı, 30'u da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İlk operasyonda haklarında gözaltı kararı alınanlardan 7'sinin hala firari olduğu öğrenildi.
İKİNCİ OPERASYONDA 68 DEVLET MEMURU HAKKINDA GÖZALTI KARARI
20 Nisan'da düzenlenen ikinci operasyonda 29 ildeki 69'u devlet memuru 78 şüpheli hakkında gözaltı kararı alındı.
Bunlardan 25'i emniyetten, 2'si savcılıktan serbest bırakıldı, 28'i tutuklandı, 20 şüpheli ise adli kontrolle serbest kaldı.
Operasyonda gözaltı kararı alınanlardan 3'üne ise halen ulaşılamadığı belirtildi.
ESKİ ÖSYM BAŞKANLARI İFADE VERDİ
Soruşturma kapsamında eski ÖSYM Başkanları Ünal Yarımağan ve Ali Demir'in de "şüpheli" sıfatıyla ifadeleri alındı.
"Sınav güvenliğini sağlamayarak görevi ihmal ettiği" iddiasıyla savcılıkça sorgulanan Yarımağan, tutuklama istemiyle sevk edildiği nöbetçi hakimlik tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Demir de "sınav kitapçıklarının imhası yönündeki talimatını, kanuna aykırı olmasına karşın uygulayarak, delilleri yok ettiği ve böylece görevini kötüye kullandığı" iddialarıyla ilgili ifade verdi.
Savcığın adli kontrol talebi üzerine nöbetçi sulh ceza hakimliği, Demir'in yurtdışına çıkışını yasakladı.
SAVCIYI TEHDİT
İlk operasyonun başlatıldığı gün, Savcı Erkman'ın telefonla tehdit edildiği iddiasıyla ayrı soruşturma açıldı. Gözaltına alınan 2 şüpheli, tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüphelilerden Etimesgut'taki devlet okulunda öğretmenlik yapan Nuri Ö, savcının itirazı üzerine tutuklandı.
SAVCILIK AÇIKLAMASI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç delillerini yok etme, görevi kötüye kullanma, yasaklanan bilgileri açıklama ve temin etme" iddiasıyla yürütülen soruşturmadaki gözaltılar sırasında yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu soruşturmada, cumhuriyetimizin büyük tehdit altında olduğu, belli yapıya mensup kişilerin talimat ve telkinlerle devlet kurumlarına yerleşme ve sızma faaliyetine giriştikleri, örgütlü yapı kurarak birlikte hareket edip, bu amaç doğrultusunda kamu kurumlarına yerleşmek için sınavdan önce hileyle, haksız şekilde elde ettikleri soruları kullandıkları, atamalarda öncelik sağladıkları ve aileleri göz önüne alındığında milyonlarca kişinin hakkının yendiği yönünde delillere ulaşılmıştır.
Bu kapsamda yapılan soruşturmada 10 Temmuz 2010'da ÖSYM tarafından eğitim bilimleri (120 soru), genel yetenek (60 soru), genel kültür (60 soru) alanlarında yapılan KPSS'de, soruların sınavdan önce ele geçirildiği ve dağıtıldığı yönünde önemli delillere ulaşılmıştır."
KPSS tarihinde daha önce eğitim bilimleri alanında 120 sorunun tamamı ve 119'unu doğru cevaplayan aday bulunmadığına işaret edilen açıklamada, 2010'daki sınavda 350 kişinin 120 sorunun tamamını doğru cevapladığının görüldüğü vurgulandı.
Açıklama, şöyle devam etti:
"Bu 350 kişinin 70'inin karı-koca, 23'ünün akraba, 52 adayın ise aynı adreste veya aynı apartman, site veya sokakta ikamet ettiği anlaşılmıştır. Mali Suçları Araştırma Kurulundan (MASAK) alınan rapor, SGK, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile Kredi Yurtlar ve Kurumu Genel Müdürlüğünden alınan bilgi doğrultusunda, ilk etapta gözaltı kararı verilen 82 şüpheli ile toplamda bin 435 şüphelinin kamuoyunca bilinen belirli bir yapıyla mali, sosyal ve ekonomik bağlarının olduğu tespit edilmiştir."
Açıklamada, raporlar ve kurumlardan alınan bilgi, şüphelilerin ikrarı, müştekilerin beyanı ve toplanan delillere göre, zanlıların kamuoyunda bilinen yapıyla doğrudan bağlantılı oldukları, soruları sınavdan önce örgütlü şekilde ele geçirip dağıttıkları, diğer adaylara göre öncelik sağlayarak, haksız ve hileli şekilde kamu kurumlarına atandıkları ve yüz binlerce adayın haksızlığa uğratıldığının anlaşıldığı ifade edildi.