SINAVLAR
KPSS'de kopya çekenlere ne oldu?
İşte Oğur'un yazısı:
279.889 kişinin girdiği bir
Bir
Ankara'dan N.S ve A.S, Malatya'dan R.Y ve Z.Y, İzmir'den H.B ve N.B, Sakarya'dan L.Ç ve S.Ç, Malatya'dan R.N ve B.K adlı çiftler 120'de 120
Ankara'dan H.A ve S.A çifti ise daha
Bütün bu mucizeler Temmuz 2010 KPSS
Peki o
İptal edilen
Peki ne yapıldı iptal edilen bu mucizevi
Türk
Sonra
ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan skandal üzerine istifa etti.
Tam o sıralarda birden bire Emniyet 10 ilde düzenlediği operasyonla KCK bağlantılı Joker çetesini çökerttiğini açıkladı. İddiaya gire çete KPSS de dahil sınavlarda sahte kimliklerle adayların yerine jokerlerini sokuyordu. Bir anda skandalın arkasında KCK bulunuverdi.
Daha da zamanlaması manidarı bu operasyon haberinden sadece birkaç gün önce gazetelere şöyle bir haber düşmüştü: "Başbakan, KPSS skandalını araştırması için MİT'e talimat verdi."
Ama sonra birden her şey yavaşladı. Zamanın YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ı bile Kasım 2010'da isyan ettiren bir rehavetti bu: "Bugünlerde son derece moralim bozuk. Nasıl oluyor da geçen seneki polislik sınavında soruları kimin çaldığını bulamıyorlar. KPSS ile ilgili aradan üç ay geçti. Savcı bey çalışıyor, iyi niyetle de çalışıyor ama hala netice yok. Nedir yani bu, nasıl bulamıyoruz? Ben bunu anlamıyorum ve çok üzülüyorum."
Üzeri kapatılmak üzere olan skandalla ilgili sessizliği 11 ay sonra istifa eden ÖSYM Başkanı bozdu. "Bilişim" adlı dergiye yazdığı makalede açık konuştu: Kanımca bu örgütlü bir hırsızlık olayıdır. Sınavdan önce soruları gören ve sayılarının 2-3 bin dolayında olduğu tahmin edilen adayların da ağzı çok sıkı kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Bunu yaparken, belki de ÖSYM içindeki bir-iki kişiden yardım almıştır."
Eski ÖSYM Başkanı'nın ima ettiğini grup toplantısında CHP lideri Kılıçdaroğlu adını koydu. Kılıçdaroğlu ÖSYM'nin Test Araştırma Birimi'nde uzman olarak çalışan ve sınav sorularını okuyarak Türkçesini düzelten Mustafa Asil adlı çalışanın adını vererek sorular sordu: "Bu soruların tamamı gören tek kişi var: Mustafa Asil. Soruşturma açılırken Kanada'ya gönderildi. Bir yıl süreyle doktora yapsın diye. Bir yılda doktora nasıl olacaksa? Bir yılı tamamlamadan geri geldi. Halen soruşturma kapsamı dışında, niçin? YÖK'ten sorumlu olan bakandan yanıt bekliyoruz. Bu kişi kimdir, neden soruşturmanın kapsamı dışında tutuldu?"
ÖSYM, çalışanını savunan bir açıklama yaptı. Kanada'ya TÜBİTAK bursuyla post doktora için gönderildiğini, dört ay sonra bursu bitmeden uzmanlığına ihtiyaç duyularak geri çağrıldığını, Asil'in idari ve adli makamalara ifade verdiğini açıkladı.
Tuhaf olanı ÖSYM'nin çalışanı Mustafa Asil'i Kanada'nın ardından bu kez burslu olarak Yeni Zelanda'ya göndermiş olması. (Yazıyı yazmadan önce soru sormak için mail attığım Asil, Auckland Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde sınavlar ve ölçme yöntemleri üzerine araştırma asistanı olarak post-doktora çalışmalarını sürdürüyor. İddialarla ilgili bir cevap verirse burada kendisine yer vereceğim )
Soruşturmayla ilgili çıkan son haberlerden biri Mayıs 2013 tarihli. 2004-2010 arasında ÖSYM sınavlarını bir bilirkişiye inceleten savcı, 157 milyon liralık yolsuzluk tespit etmiş ve aralarında eski başkan Yarımağan'ın da olduğu 70 ÖSYM çalışmasının ifadesinin alınmasın talimatını vermişti.
Zaman gazetesinin haberinde "Bilirkişi heyetinin raporunun ardından savcı, aralarında dönemin ÖSYM Başkanı Yarımağan'ın da bulunduğu yönetim kurulu üyelerinin tapu kayıtlarının incelenmesini istedi" gibi cümleler dikkat çekiciydi.
Peki, 2010 KPSS'indeki skandal? 2010 KPSS soruşturması 2013 Eylül ayında 2012'deki KPSS ile ilgili yürütülen başka bir dosyayla birleştirildi. 3 yıl boyunca dosyayı süründüren Savcı Şadan Sakınan dosyayı devredip, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı oldu.
Ya Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu'nun raporu.? Rapor, 2010 Şubat'ında savcılığa ve YÖK'e verildi ama açıklanmadı. Açıklanan kısmında matbaa, yolsuzluk gibi suçlamalar vardı ama KPSS 2010 Eğitim Bilimleri Sınavı'nda ne olduğuyla ilgili hiçbir şey yoktı
Başbakan'ın MİT'e verdiği talimatın sonucunu ise hiç bilmiyoruz.
Peki, tespit edilmesi o kadar da zor olmayan eski ÖSYM Başkanı'nın tabiriyle "örgütülü hırsızlık olayı" ile ilgili soruşturma şu an nerede, üç buçuk yılda neden bir sonuç alınamadı?
Birkaç soruyla cevap vermeye çalışalım:
Şüpheli 3227 aday arasında 250'den fazla kişinin adres olarak cemaate bağlı okullar ve dershaneleri göstermesi nasıl açıklanıyor? Bunlar arasında 25 de çiftin olmasının bir izahı var mı?
120'de 120 yapan çiftlerden gazetelere yansıdığı kadarıyla en az dördünün cemaate bağlı okul ve dershanelerde çalışıyor olması tesadüf mü?
100'ün üzerinde net yapan 3227 şüpheli adaydan, 250'sinin adres olarak askeri lojmanları göstermiş, (Harp Akademileri, Karar Harp Okulu, İzmit, Gölcük ve Diyarbakır ağırlıklı) öğretmen adayı subay eşleri olması da tesadüf müdür?
Ve; 3.5 yılda, 3.5 günde bir sonuca varılabilecek soruşturmayı bir adım ilerletmemeyi başaran güçle, 279.889 kişinin hakkına girmeye çalışan çete arasında bir ilişki var mıdır?
Son soru: O, 279.889 kişiye bu sorular sorulsa, herkesin full çekme ihtimali sizi korkutmuyor mu? (Türkiye)