GENEL
Kamu-Sen, Memurla Kedinin Fareyle Oynadığı Gibi Oynuyor
Son günlerde memurun iş güvencesi tartışmaya açılıyor haberleri çoğalmaya başladı. Memurluk yerine çalışan ibaresinin getirileceği, işçi ve memur kavramının çalışan isminde birleştirileceği yazılıp çiziliyor. Hükümetler her zaman memurun güvencesi olan 657den rahatsız olmuşlardır. 11 kez görevinden alınan ve yargı kararıyla geri gelen bürokrat haberleri en fazla siyasileri rahatsız etmiştir. Siyasiler istediğini almayı istediğini yükseltmeyi, istediğini cezalandırmayı isterler. Bu siyasetin baktığı açıdan doğru gibi gözüken en büyük yanlıştır. Çünkü Türkiyenin kamu kadrolarında yakın geçmiş dâhil, geçmişinde ideolojik kıyımların yaşandığını herkes bilmektedir.
Siyasilerin neler yaptıklarına fazla zaman ayıracak değilim. Ben memur sendikalarının neler yaptıklarına bakmak istiyorum. 26-27 ve 28 Ocakta Devlet Personel Başkanlığı tarafından Abantta Kamu Personeli Sisteminin Sorunları, Çözüm Önerileri ve 2023 Vizyonu adı altında çalıştay düzenlendi. Çalıştaya kamu kurumları ve üç büyük konfederasyonun temsilcileri katıldı. Tartışılan başlıklara göz attığımda benim kaygılarımda haksız olmadığım anlaşılıyor.
Çalıştay sonrası basına yansıyan haberleri gözden geçirdim. Sendikaların karşı çıkışları ve çalıştayı yönlendirdikleri haberleri beni sevindirdi. Sendikalar da olmasa devlet memur ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynayacak diye düşünürken, sendikaların çalıştayı şekillendirmek için dağıttığı raporları incelediğimde Kamu-Sen raporunu görünce Kamu-Sen memurla kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor diye cümle kurmak geçti içimden.
Sendikaların çalıştayda sundukları raporları inceledim. KESKin raporu yoktu. Neden diye düşünmedim. Çünkü açılışta protokol konuşmalarına katılıp çalışma gruplarına katılmadan ayrılmışlar. Sitelerini yokladım. Kısaca kamuoyuna ses vermek için açılışta ifade ettiklerinden yola çıkarak cümleler kurmuşlar. Hükümet iş güvencesinde memur aleyhine işler yapsın, buna fırsat verelim yaptığı yanlışlar üzerinden döver ve örgütlü kitlemizi diri tutarız yaklaşımı sezdim. Önemli olan ilerde kimin ne kadar mağdur olacağı değil, bizim ne kadar malzeme bulup bulamayacağımız anlayışı gibi geldi. Yanılıyor olabilirim. Stratejik açısından doğru bulanlar da çıkabilir. Ben buna katılmıyorum. Önemli olan testi kırılmadan önlem almaktır.
Diğer iki konfederasyonun raporunu inceleme fırsatı buldum. Raporlardan biri Memur Senin Kamu Personeli Sisteminin Sorunları, Çözüm Önerileri ve 2023 Vizyonu Çalıştayı Konu Başlıklarına ilişkin Görüş ve Önerilerimiz Raporu. Rapor; iş güvencesi, ücret güvencesi, sendikal haklara yönelik güvence, kamuda insan kaynakları alanında hizmet alımı, kamu kurumlarının yapılandırılmasına ilişkin farklı örnekler, kamu hizmetinin etkinleştirilmesi gibi başlıklarla başlayıp engellilerin güvencesi ve verimin artırılmasına da dâhil bütün detayları almış. Önemli tespitler ve öneriler gördüm. Sendikaların işini ciddiye alması son derece önemlidir.
Raporlardan diğeri ise Kamu Sen Araştırma ve Geliştirme Merkezince hazırlanan Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimine Sendikal Yaklaşım Raporu. Kamu-Sen raporunu da baştan sona kadar inceledim. Üzülerek ifade etmeliyim ki, raporda memurun esamesi bile okunmuyor. İş güncesi ise hiç yok. Zannımca bu rapor ya yanlışlıkla dağıtılmış ya da elimiz boş gelmedik anlayışı ile bir akademisyenin doktora tezini rapor olarak sunmuşlar. Burada kimseyi yermek gibi bir niyetim asla olamaz. Ama yüz binlerce insanın örgütlenmede adres olarak seçtiği ve itibar ettiği bir örgütün bu tür çalıştaylara ciddi raporlarla katılmasında fayda vardır. Böyle bir rapor ile çalıştaya katılmak kamu çalışanlarının iş güvencesini siyasi iktidara teslim etmek demektir. Kamu Sen başkanının geçmiş dönemlerde iş güvencesi ile ilgili açıklamaları varken, işçi sendikacılığını anlatan bir raporla çalıştaya katılması doğrusu beni çok şaşırttı. Ben çoğunluğunu hükümetin siyasal tabının oluşturduğu Memur-Senin raporunu inceleyip üzerinde cümle kurmayı ve eleştirmeyi düşünürken ön yargılı olmamın bedelini ödüyorum anlaşılan.
Sendikaların üyelerine ve topluma karşı dürüst olma gibi bir mecburiyeti vardır. Gündemde kalmak için iş güvencesi kaldırılıyor diyerek malzeme üretebilirsiniz. İş güvencesini savunmak, rastgele raporlarla veya işçi sendikacılığı üzerine yazılan tezlerle olmaz. Bu emek örgütlerini itibarsızlaştırır. Sendikalar bilgi birikimleri ile devletin önünde olmalıdırlar.
Keşke Kamu-Sen de KESK gibi çalıştaya katılmak yerine katılmayıp testi kırıldıktan sonra yol göstermeye çalışsaydı. Bu raporla ne demek ve hangi yönlendirmeyi yapmak istemişler doğrusu çok merak ettim. Resmen memurları aptal yerine koymuşlar. Tabiri caizse memurla kedinin fareyle oynadığı gibi oynanıyor. Ayıp ama gerçekten çok ayıp...
Selim PAKDEMİR
Kamu Yönetimi Uzmanı
GAZETEKAMU / ÖZELHABER