GENEL
İstihdam artıyor, eşitsizlik uçurumu büyüyor
Türkiye, Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde 136 ülke arasında 120’nci, kadınların ekonomiye katılımı ve fırsat eşitliği sıralamasında ise 127’nci sırada. Ancak ümit verici gelişmeler de oluyor; kadın istihdamı son beş yılda yüzde 25 arttı. Doğum izni gibi, işverenleri kadın istihdamından caydıracak yeni yasal düzenlemelerin ise gidişatı tersine çevirme riski var.
01 Aralık 2013, Pazar
Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, erkeklere göre pek çok açıdan dezavantajlı olmaya devam ediyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı 2013 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre, tablo can sıkıcı.
Sözkonusu rapor, küresel cinsiyet eşitsizliklerini kıyaslayabilmek açısından kapsamlı bir çerçeve sunuyor. Araştırma kapsamındaki ülkelerde kadın erkek eşitliği açısından herhangi bir ilerleme gerçekleşip gerçekleşmediğini görebilmek de mümkün.
DEF küresel cinsiyet uçurumu endeksiyle, kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıkları; ekonomik katılım ve fırsat eşitliği, eğitim düzeyi, sağlık ve yaşam, siyasi katılım kategorilerinde inceliyor.
En önemli gösterge; “ekonomik katılım ve fırsat eşitliği.” Bu endeks, çalışma hayatına katılım, ilerleme ve ücret faklılıkları esas alınarak oluşturuluyor. Örneğin; kadınlar ve erkekler arasındaki ilerleme farklılıkları için kanun yapıcılar, üst düzey yöneticiler ve müdürler ile profesyonel mesleklerde çalışan kadınların aynı kategorideki erkeklere oranlarına bakılıyor.
Cinsiyet eşitliğinde en iyi konumda olan ülkeler İzlanda, Finlandiya, Norveç ve İsveç gibi kuzey ülkeleri. Bu ülkelerin liste başı olması tesadüfi değil. Bu ülkelerde kadınlara yönelik ayrımcılıkla mücadelede önemli adımlar atılmış durumda.
Kuzey ülkelerinde pozitif ayrımcılık önlemlerinin uygulanması, çalışma yaşamında cinsiyet eşitliğinin sağlanması açısından yasal düzenlemelerin mutlak şekilde gerekli olduğu ancak yeterli olmadığı kabulüne dayanıyor.
Kadın kotasıyla denge arayışı
Pozitif ayrımcılık, işgücü piyasasında dezavantajlı konumda bulunan grupların durumlarını iyileştirmeyi amaçlayan pozitif önlemler yelpazesini ifade ediyor. Bu kapsamında çalışma hayatında yeterince temsil edilmediği düşünülen kadınlar için işe alım, eğitim ve ilerleme süreçlerinde belirli bir kota konuluyor. Bu şekilde, bir denge sağlanması hedefleniyor.
Ocak 2011’de Finlandiya Menkul Kıymetler Piyasası Birliği’nde yer alan firmaların yönetim kurullarında en az bir kadın üyenin olmasını zorunlu tutan yeni Kurumsal Yönetim Kodu uygulaması yürürlüğe girmiş.
Norveç’te 2003’te yüzde 7 olan yönetim kurullarında yeralan kadınların oranı, 2008 yılı itibariyle yüzde 39’a yükselmiş. Norveç’te uygulanan kota sistemi çerçevesinde kamu firmalarının veya halka açık firmaların yönetim kurullarındaki cinsiyet kotası - her bir cinsiyet için - en az yüzde 40 olarak belirlenmiş.
Türkiye 120’nci sırada
Türkiye Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde 136 ülke arasında 120’nci sırada! Türkiye, raporun yayınlandığı ilk yıl olan 2006’da 115 ülke arasında 105’inci sıradaydı.
Geçen yıl 135 ülke arasında 124’üncü sıraya yerleşti. 2013’te ise 136 ülke arasında 120’nci sırada. Raporda, Türkiye’ye ilişkin bazı çarpıcı sonuçlar yandaki tabloda yeralıyor.
Görüldüğü üzere, Türkiye’nin tablodaki yeri hiç de parlak değil. Unutulmamalıdır ki kadınların ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel açıdan karşı karşıya kaldıkları sorunlar sadece kadınlara ait değildir, toplumun bütününü ilgilendirir. Acımasız küresel rekabet ortamında firmalar ancak yetenekli kadın ve erkek çalışanlarla kendilerini koruyabilirler.
Kadınların işgücüne katılımında Türkiye son sıralarda yeralıyor
- Ekonomik katılım ve fırsat eşitliği: 127
- İşgücüne katılım: 123
- Eşit işe eşit ücret: 79
- Tahmini gelir: 121
- Kanun yapıcılar, üst düzey yöneticiler ve müdürler: 104
- Profesyonel meslek mensupları: 93
- Eğitim düzeyi: 104
- Sağlık ve yaşam: 59
- Siyasi katılım: 103
Kaynak: World Economic Forum, The Global Gender Gap Report (2013)
Kadın istihdamı yüzde 25 arttı!
Türkiye işgücü piyasasına ilişkin ümit verici bir gelişme, bir süredir kadın istihdamının artıyor olması. Ağustos 2009 dönemi itibariyle yaklaşık 6.2 milyon olan çalışan kadın sayısı son beş yılda 1.6 milyon kişi artarak Ağustos 2013 itibariyle 7.7 milyona ulaştı. Bu açıdan, kadınlar ve erkekler arasındaki fark biraz olsun azalmış oldu.
İşverenleri caydırmayın
Kadın istihdamını artırmaya yönelik yeni düzenlemeler yapılırken, örneğin doğum izni sürelerinin artırılması gibi, işverenleri kadın istihdamından caydırmamaya dikkat edilmeli. Aksi takdirde, tüm yasal düzenlemelere rağmen Türkiye’nin ortaya koyduğu olumsuz tablo daha da kötüleşebilir ve kadınların iş yaşamında karşı karşıya oldukları ayrımcılık daha da artabilir.
Eşitliği sağlama açısından Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, yıllar öncesinden aklımıza yer etmiş bir reklam repliğini hatırlatıyor: “Daha çok çalışmamız gerek anne çoook!”(Cem Kılıç/Milliyet)