GENEL
İstanbul'daki çürük camiler unutuldu
stanbul'da kentsel dönüşüm yıkımları birçok bölgede sürerken, toplu olarak kullanılan alanların en önemlilerinden biri camiler ihmal edildi. İstanbul'un depreme dayanıksız camileri için hiçbir kentsel dönüşüm çalışması yapılmadı. Cami cemaatinin çalışmasıyla 62 caminin çürük olduğu ortaya çıktı. İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, "Duyumlarımız ya da gayri resmi görüşmelerimizde duyduklarımız çok sayıda cami hasarlı olabilir." dedi.
Milyarlarca liralık ödenek ayrılarak çürük binaların yenileriyle değiştirilmesi projesi birçok ilde başladı. Kentsel dönüşüm çalışmaları için mahalle mahalle kayıtlar çıkarılarak ev, kamu binaları, sosyal tesisler gibi pek çok yapı için raporlar oluşturuldu. Hatta ilk kazmalar vurulmaya başlandı bile. Ancak statüsü itibariyle hangi kapsamda ele anılacağı daha netleşmeyen camiler için de ilginç bir durum var. Tarihi olanlar yanında eski olup depreme dayanıklılık konusunda durumu belirlenemeyen camilerin ne olacağı merak konusu. Bu kapsamda Türkiye genelinde yapılmış bir çalışma bulunmuyor. Ancak mikro anlamda cemaat ve cami derneklerinin çalışmalarıyla bazı tespitler yapılabildi. Bunlar da konunun gerçek boyutunu ortaya koymaktan çok uzak.
Ecdat yadigârı ve dünya mirası listesinin üst sıralarında bulunan tarihi camileriyle dikkat çeken İstanbul'da durum farklı değil. İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, bırakın dönüştürmeyi dayanıklılık testi için bile gerekli ödeneğe sahip olmadıklarını ifade etti. Bu konuda " kimin görevi" karmaşası yaşandığını da belirten Yaran, "kentsel dönüşüm üzerinde İstanbul'un hangi müesseseleri çalışıyorsa bu dönüşüm içinde camileri de çalışmaları lazım. Ama bize bu makamlardan intikal etmiş bir çalışma yok. Fakat bir taraftan da biz yetkili makamlarla görüşüp bu konuya bir el atılmasını arzu ediyoruz. Çünkü İstanbul'da kamu binalarından çok sayıda insanın yaşadığı mesela okullar bir merkezi projeyle ele alındı ve depreme karşı dayanıklı hale getirildi. Ama bugüne kadar İstanbul çapında camilere yönelik böyle bir çalışma yapılmadı" dedi.
ÇÜRÜK 62 CAMİ BELİRLENDİ
Merkezi bir sistem dahilinde olmadan sadece cami dernekleri ve cemaatin çalışmaları sonucu İstanbul'da 62 caminin belirlendiğini belirten Yaran, ancak bu rakamın işin gerçek boyutunu sergilemediğinin altını çizdi. Yaran, "Bir binanın depreme karşı dayanıklılığının tespiti belli bir para gerektiriyor. Bu para da zannedildiği kadar az değil. İstanbul'da bizim 3 binin üzerinde camimiz var. Bu bedelleri ödeyerek bizim bu tespiti yapmamız mümkün değil. Bunun devlet çatısı altında bir merkezi sistemle ele alınacağını ümit ediyoruz. Ama bazı ilçelerde, onların kendi gayretleriyle, cami dernekleri gibi kuruluşların gayretleriyle yapılmış çalışmalar var. Bu çalışmalar sonunda 62 tane hasarlı cami tespit edilmiş. Ama bu hasarlı cami sayısı bu kadar demek değil. Bunlardan 3 tanesinin hasarı giderilmiş, 22 tanesinde de hasar giderme ve inşaat çalışmaları devam ediyor. Ama duyumlarımıza ve gayrı resmi görüşmelerimizde çok sayıda camiinin hasarlı olabileceği ortaya çıktı" değerlendirmesinde bulundu.
Yaran, konunun müftülüğü aşan bir boyutu bulunduğunu hatırlatarak önemli bir konunun altını çizdi. "Zaten 'bunların hasar tespitini yapın' dedikten sonra ne yapacağız diye soruyorlar. Burada mutlaka devletin merkezi bir biriminin bunu ele almasında zorunluluk var. Bu konuda muhatabımız, kentsel dönüşümü yapan kurumlar. Bunların her biri ile koordinasyonun sağlanması ve harekete geçilmesi lazım. Belki biraz bizim bir yerleri harekete geçirme zorunluluğumuz var diye geliyor bana" şeklinde konuşan Yaran, dayanıksız camilerin kaç tane olabileceği konusunda bir tahminin gerçekçi olmayacağını da sözlerine ekledi.
"YENİ CAMİLER İÇİN KRİTER KOYALIM AMA O ZAMAN BU TALEPLERİN NASIL KARŞILANACAĞINI SORMAK LAZIM"
Yaran'ın önemli tespitlerinden biri de yeni yapılacak camilerle ilgili bazı kriterlerin uygulanması. Konunun dengeli şekilde yürütülmesi gerektiğini belirten Yaran, "Camilerde ve binalarda birkaç özellik ortaya çıkar. Bunlardan birisi de güvenli olmasıdır. Ayrıcı kamu binaları ve camilerin ihtiyaca cevap verebilir olması önemli. Estetik boyutu da önemli. Bir porje dâhilinde yapılıyor camiler. Eskiye oranla bu ruhsatlı ve projeli yapılar daha da artıyor. Bunu çok sınırlama gibi bir durum da şu an için yok. Sınırlamanın hem faydası var, ama bazen de bu sınırlama yetkisini verdiğiniz kişi ve kurumlar kendilerini o kadar yetkili ve bağımsız görüyorlar ki, bu sefer de talepleri karşılamakta güçlük çekiliyor. Bu dengeye de dikkat etmek lazım" dedi.
"HASARLI CAMİLERDEN BİRİNE KİLİT VURULDU"
Deprem riskine karşı dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkım kararı alınan camilerden biri de Fatih'teki Kadıasker Mehmetefendi Parmakkapı Camii. 1453 yılında Kadıasker Mehmetefendi tarafından Fatih'te yaptırılan cami restorasyonlarla ve şekil değiştirerek 1980 yılına kadar gelmiş. Bu tarihten sonra hayırseverler tarafından yeniden hizmet verir hale getirilen caminin kapısına (8 Ekim 2012 tarihinde) İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından verilen ve Kültür Varlıklarını Koruma Müdürlüğü ile ilçe müftülüğünün verdiği kapatma kararı asılmış.
Cami cemaati kapatılma kararının gereklilik üzerine alındığını belirterek, cemaatin üzerine namaz kılarken bile kubbeden beton parçaları düştüğünü belirtti. Camilere gittiklerinde gönül rahatlığı ile namaz kılmak istediklerini belirten vatandaşlar, "manen ve madden insanların içinin rahat olması gerekir. Tedirgin oluyoruz. Namaz kılarken kubbeden kopan parçaların cemaatin üzerine düştüğünü gördüm, buna şahit oldum. 1999 depreminden sonra camiye temel kısmından bazı takviyeler yapıldı. Ama tam sonuç alınamadı. Daha önce bu camiye korkuyla, tedirginlikle giriyorduk. Şimdi kapatıldı ve yenisi yapılacak. Yapıldıktan sonra gönül rahatlığıyla girebileceğiz" şeklinde konuştu.
Yıkım kararı alınan cami'nin dikkat çeken bir özelliği de hakkında verilen ilk kararın Nisan 2011 tarihli olması. Bu tarihte olumsuz rapor verilerek ibadete kapatılması gereken cami için yaklaşık 1 buçuk yıl beklenmesi dikkat çekti.