GENEL
İşçisinden onay almayan fazla mesai yaptıramaz
Fazla mesainin ne kadar süreyle yapılacağı, kimlerin fazla mesai yapabileceği ve fazla mesai durumunda ne kadar ücret ödeneceği kanunla belirlenmiştir.
Kanuna göre; “Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır.”
Yine kanuna göre; “Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.”
Ücret yerine zaman!
Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle 45 saatin altında belirlendiği işyerlerinde 45 saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal ücretin saat başına düşen miktarının yüzde 25 yükseltilmesiyle ödenir.
Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapılması durumunda, çalışanların ücret yerine serbest zaman talep etme hakları da var. Serbest zaman talep ediyorlarsa, zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilirler.
Diğer yandan çalışanın hak ettiği bu serbest zamanı, 6 ay içerisinde, çalışma süresinde ve ücretinde kesinti olmadan kullanması gerekmektedir.
Çalışanların neredeyse tamamı fazla çalışma sonrasında tercihini zamlı ücretten yana yapmaktadır. Serbest zaman kullanan yok gibidir.
Tartışmalı bir konu
İş Kanunu fazla mesai yaptıracak işverenin işçisinden onay almasını zorunlu kılmıştır. Bu onay süreci her yıl yılbaşında başlıyor. Yönetmelik onayın yazılı olması gerektiğini söylüyor. Bu nedenle işçilerin özlük dosyalarında her yıl için o yıl fazla mesai yapılmasına rıza gösterdiğine dair onayın bulunması gerekiyor. Bu onay belgesi yoksa herhangi bir müfettiş incelemesinde veya sonradan işçi tarafından açılmış bir davada işveren sıkıntı yaşayabilir.
Ancak konu oldukça tartışmalı. Çünkü yazılı onay şartı yönetmelikle getirilmiş bir düzenleme, dolayısıyla onay şartının mutlaka yazılı yapılmasının doğru olmadığını savunan görüşler de var. Buna göre, işçinin çalıştığı süre boyunca bir kez fazla mesai yapmış olması fazla mesaiye onay verdiği anlamına gelebiliyor. Yargıtay kararları işçinin bir kez fazla mesaiye kalmış olmasını işçinin fazla mesaiye onay verdiği anlamına geldiğini söylüyor. Yargıtay, 2007 yılında verdiği bir kararında, “işçiden fazla çalışma için önceden onay alınmamış olsa dahi, daha önce fazla mesai yapan ve ücreti tam olarak ödenen işçinin daha sonraki bir tarihte fazla çalışmaya kalmak istememesinin geçerli bir fesih nedeni olduğu” ifade ediliyor.
Birçok işyerinde işverenler çalışandan ilk işe başladığında fazla mesaiye dair onayı peşinen alıyor. İşçiyle yapılan sözleşmede fazla mesaiye onay verildiğine dair bir madde varsa, bu hüküm iş sözleşmesinin sonuna kadar geçerli. Yani işçi işe girerken bu yönde bir onayda bulunmuşsa yazılı onayın her yıl alınmasına gerek kalmaz. Çalışan işverenin fazla mesai isteğine uymak zorunda. Bu konuda tavsiyemiz, çalışanların hizmet sözleşmelerini iyice inceleyip, ondan sonra imza atmalarıdır.
Onay veren çalışır
İşçinin fazla mesaiye dair yazılı onayı işverenin elindeyse veya sözleşmede bu yönde hüküm varsa işçi için fazla mesai yükümlülüğü doğar. Böyle bir durumda çalışan işverenin fazla mesai taleplerine uymak zorunda kalacaktır. Diğer yandan işverenin fazla mesai istediği gün veya saatte işçinin haklı bir mazereti varsa bu kez işçi fazla mesaiye kalmayabilir. Ancak onay var, haklı bir mazeret yoksa, fazla mesai yapmayan çalışanın iş sözleşmesi tazminatsız sona erdirilebilir.
Zorla yaptırılırsa dava açılır
İşçi kendisine zorla fazla mesai yaptırılması durumunda istifa edip eğer hak etmişse dava yoluyla kıdem tazminatını alabilir. Ancak böyle bir durumda ispat yükü işçide olacaktır. Özellikle dava aşamasında fazla mesai yaptığını belgelerle ve tanıklarla ispat etmesi gerekir, aksi halde fazla mesai yapılmadığı anlamı çıkar.
Fazla mesai yaptığı halde bunun karşılığı olarak fazla mesai yaptığı her bir saat için saatlik ücretinin yüzde 50 fazlasını alamayan işçi de istifa ederek kıdem tazminatını alabilir.
Günde 11 yılda 270 saat limiti
Fazla çalışma konusunda günlük 11, yıllık 270 saat sınırı bulunuyor. Yani bir işçiye yılda 270 saatten fazla fazla mesai yaptırılamıyor. Fazla mesainin saat hesabı yapılırken yarım saatin altındaki fazla mesailer yarım saat, yarım saati aşan bir saatten az fazla mesailer ise bir saat olarak değerlendiriliyor. İşçi 20 dakika fazla mesai yapmışsa yarım saat, 50 dakika fazla mesai yapmışsa bir saat fazla mesai yapmış sayılıyor. Bu nedenle işverenlerin fazla mesai yaptırırken hesaplamalarını bu kurala göre yapmaları gerekiyor.
Bazı işçiler muaf tutuldu
Bütün çalışanlara fazla mesai yaptırılması mümkün değil. Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği uyarınca aşağıdaki işlerde ve aşağıdaki nitelikteki işçilere fazla mesai yaptırılması yasaklanmıştır.
- Sağlık kuralları bakımından günde en çok 7.5 saat veya daha az çalışılması gereken işlerde.
- Maden, kablo döşenmesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi işleri yer veya su altında yapanlar.
- Sağlığının elverişli olmadığı için rapor alanlar.
- Gece çalışmalarında olağan nedenlerle.
- Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılanlara.
- 18 yaşından küçük olanlara.
- Gebe, yeni doğum yapmış ve çocuk emziren işçilere fazla çalışma yaptırılamaz.
Fazla mesai rekoru Türkiye’de
Türkiye OECD ülkeleri içerisinde en uzun sürelerle çalışılan ülke konumunda. İstihdam edilenlerin ortalama haftalık çalışma süresi bakımından Türkiye 47.8 saatle ortalama haftalık çalışma süresinin en uzun olduğu ülke. İş Kanunu uyarınca haftalık 45 saatin üzerinde çalışmaların fazla mesai olduğunu düşünürsek Türkiye’de her çalışan haftada ortalama 3 saate yakın fazla mesai yapıyor. Bunun yanında yine OECD verilerine göre Türkiye’de çalışanların yüzde 43.3’ü haftada ortalama 50 saatin üzerinde çalışıyor. Yani neredeyse her iki çalışandan birisi çok uzun sürelerle çalışıyor. Çok uzun sürelerle çalışanların toplam çalışanlara oranı ve iş dışındaki zamandan kişisel bakım ve boş vakte kalan süre ölçütleri gözetilerek OECD ülkelerinin çalışma hayat dengesinin değerlendirildiği indekste Türkiye bütün OECD ülkeleri içerisinde en son sırada yer alıyor. Cem Kılıç Milliyet